3. KÖRLÜK

255 160 223
                                    

Körlük nedir? Topluma göre kör olan insanlar görme engeli olan insanlar olarak kabul edilir.

Ama olayın aslı bu mudur peki? İnsan'ın doğasında vardır bu his; Körlük.

İnsan yaptığı şeyi utancından görmek istemediği için saf ayağına yatar. İnsan cesaretsizdir. Güvensizdir.

Olaylara net bir yüzle bakmaz. Kendi gerçekleriyle yüzleşemez insan. Yüzleşse bile gereken tek şey, zaman. İnsan zamanla kabul eder olayların yaşanmasını.

Ama o zamana dek yaşadıklarıyla kendi zihninde göz göze gelmez. Çünkü onu ben yapmadım diyerek reddeder. Ama nafile.

Her olay zamanı gelince tekrar insanın karşısına gelir. Bu kaçınılmaz bir döngüdür.

İnsan sadece gerçeklerle yüzleşmek istemediği için kör olmaz. Aşkından, acısından, korkudan da kaçar insan.

Çünkü aşk kumar gibidir, dürüst oynayan kaybeder. Aşkı göz görmese bile, kalp hisseder.

İnsanın gözleri kör olsa da kalp görebilir, gözler açık olsa da kalp körleşebilir.

Körlük, gözlerin göremediğini görmeme halidir. Bunun kötü tarafları olsa da iyi tarafları da var. Bazen insanları umursamamak için kör oluruz.

Bazen kendimize gelebilmek için bütün dünyaya karşı körleşiriz. Nefes alabilmek, yaşamak için körleşiriz.
İnsan, görebilmek için körleşir.

05.12.2022

10.00

Gözlerim istemsizce titreyerek açılmıştı. Etrafa baktığımda bir hastane odasındaydım. Nefes almaya dahil halim yoktu.

Tek hatırladığım, kazadaki yaralananlarla birlikte acilde kırmızı alana gittiğim, bedenimin sendelenmesini ve hemşirenin beni kolumdan tuttuğunu hatırlıyordum.

Ondan sonrası karanlıktı. Kapkaranlık, çok karanlık.
Hasta yatağında kolumda serum vardı. Yatağın yanında bir hemşirenin gelmesi için hemşire tuşuna bastım.

Gözlerim dışarıyı izlemek için cama doğru yöneldi. Yağmur, kasvet, gökgürültüsü, trafik. Bunlardan başka hiçbir şey yoktu.

Kapının aniden açılmasıyla irkildim. Hemşire gelmişti. Kadını görünce kaşlarım istemsizce çatıldı. Bu sima, bu yüz.. Çok tanıdıktı. Sanki ilk görüşüm değilmiş gibi.

Buğday ten, siyah saçlar, kahve gözler... Tanıyordum. Hem de çok yakından.

"Hanımefendi, bir sorun mu var?" diye sordu hemşire çekingen bir şekilde.

"Ha yok, ne zaman çıkış yapabilirim acaba? Onu sormak işin çağırmıştım sizi." dedim.

"Aslında sizi görmeye gelen biri var, Gürkan Karabağ. Tanıyor musunuz acaba?" diye sordu sorgulayıcı bir tonda.

"Evet, tanıyorum." dedim.

"Tamam, eğer başka bir ricanız yoksa ben ziyaretçinizi çağırıyorum." dedi hemşire.

"Yok, çok teşekkür ederim sağ olun." dedim tebessüm ederek.

"Ne demek, görevimiz. Tekrardan geçmiş olsun." diyip odadan çıktı.

Hemşire gittikten sonra derin bir nefes verdim. Kapı tıklandığında "Gelebilirsiniz." dedim. Gelen kişi Savcı Gürkan idi. Beni görünce derin bir nefes verdi. Kocaman gülümsedi bana.

VÂVELYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin