6. BÖLÜM - TEHLİKELİ BİR HUZUR

324 30 58
                                    

Merhaba sevgili okuyucularım 🖤🤍
Hepinize iyi okumalar diliyorum. Oy vermeyi ve yorumlarda buluşmayı unutmayın! Öpücükler💋😙

Instagram: gokyuzunun_icinde

  "Hepiniz aklınızı kaçırmışsınız!" diye sinirle hırladı Nora

Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.

"Hepiniz aklınızı kaçırmışsınız!" diye sinirle hırladı Nora.

Nora'ya verilen odadaydık. Kanepenin köşesine oturmuş dirseklerimi dizlerime dayamış, başımı da avuçlarıma gömmüştüm. Elio sessizce pencereden kızıl karanlık Gökyüzü'nü seyrederken Nora sinirle odanın içerisinde volta atıyordu. Saatlerdir bu haldeydik.

"Kafayı yemişsiniz!"

Başımı kaldırıp yorgun gözlerle Nora'ya baktım. Ona baktığımı fark edince yerinde durdu ve bana işaret parmağını salladı.

"Özellikle de sen!"

Gözlerimi devirip başımı yeniden avuçlarıma gömdüm. Daha fazla duymak istemiyordum. Üçümüz kendimizi bir odaya kapatmış Davin'in şifacıların yanından dönmesini beklerken Nora'nın hakaretleriyle kafa şişiriyorduk. Ne zaman Elio ile göz göze gelsek Nora sesini daha fazla yükseltiyordu. Ona bu kadar bağırmamasını, bizi duyabileceklerini söylediğimde ise bizi duymalarını engelleyecek bir koruma büyüsü yaptığını söylüyordu. Ve bağırmaya kaldığı yerden devam ediyordu.

"İnanamıyorum! Bu kadar düşüncesiz olmanıza inanamıyorum! Tek başımıza kaldık ve bu insanlara öylece güvendiğinize inanamıyorum!"

"Yeter artık, Nora," dedi Elio. "Bu insanlar sizi oradan kurtarmamız için kendi ordusunu feda ettiler."

"Çünkü işlerine geliyordu!" diye çığlık attı Güneş Prensesi.

Başımı kaldırıp ofladım. Keskin bakışlarını bana çevirdi. Evet, azarlanma vakti gelmişti.

Nora böyleydi. En büyüğümüzdü. Otoriter ve kuralcıydı. Yönetmeyi hepimizden daha çok seviyordu ve ezilmekten, hor görülmekten nefret ediyordu. Bu yüzden bizleri hizaya sokmak için her zaman canla başla çalışırdı. Ve burada tam olarak ikinci kişi muamelesi gördüğümüzü düşünüyordu. Zayıf görünüyorduk ve aslında tam olarak da öyleydik. Muhtaçtık ve o bu durumdan nefret ediyordu.

"Sana saygı göstermelerine nasıl engel olursun?" diye bana doğru yürüdü. "Anlamıyor musun? Sen buradaki güvenliğimiz için en önemli etkensin. Sana saygı duydukları sürece yaptığımız herhangi bir hatayı göz ardı edebilirler." Sözleri üzerine dikleştim. "Şu saçma durumda önceliğimiz güvenliğimiz ve sen bunu berbat ediyorsun."

Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Ben bunu hiç böyle düşünmemiştim. Yalnızca kraliçelerin ve kralların bana bu kadar saygı duymaları çok ilginç gelmiş ve beni huzursuz etmişti. Ancak Nora haklıydı. Yemek masasında sırf orada ben varım diye Elio'ya hiçbir tepki göstermemişlerdi. Elvis konusunda sıkıntı çıkarmamışlar hatta o Ay Taşı konusunu açmamışlardı. Yani, şimdilik.

Gökyüzü'nün İçinde - 2Där berättelser lever. Upptäck nu