Selam selam! Oldukça heyecanlı bir bölümle sizi başbaşa bırakıyorum ve hepinizi çooook seviyorum💖💖💖
Oy vermeyi ve bildirimlerimi yorum doldurmayı unutmayın!
Instagram: gokyuzunun_icinde
//Dova Cameron : Boyfriend
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ay Kralı, Güneş Kralı, Yıldız Kralı, Lucas, Kale, Pyro ve Elio. Ben tahtımda oturmuş her birini ve kendilerince haklı olan savunmalarını dinlerken göz kapaklarımla büyük bir savaş içerisindeydim. Esnememek için çenemi kasıyordum. Uyumayalı kaç gün olmuştu?
"Sonuç olarak?" diye hızlı hızlı konuşan Pyro'nun lafını kestim.
"Tehdit olarak algılandık."
Harika.
Ne bekliyordum ki? Yabancı bir soylu Öz'lerine girip onları savaşa davet ettikten sonra öylece kabul edeceklerini mi?
Fazla hayalperest olmalıyım.
Aceleyle ayağa kalktığımda anlık bir baş dönmesi beni ele geçirdi. Sol arkamda duran Elvis hemen bana destek verince gözlerimi kırpıştırdım. Omuzlarımı dikleştirip muhtemelen kan çanağına dönmüş olan gözlerimi önümdeki soylulara diktim.
"İtiraz edecekleri takdirde ne olacağını da söylediniz mi?" diye sordum.
"Evet," dedi Elio. "Öz'leri berbat bir halde ancak yine de reddediyorlar."
"Sebep?"
Lucas zoraki ama bunun aptalca olduğunu belirten soğuk bir gülümsemeyle cevap verdi. "Gökyüzü'nün Elçisi dışında kutsal bir varlık tanımıyorlarmış."
Kaşlarım havalandı. "Ne demek tanımıyorlarmış?"
"Günlerce boyut değiştiriyor ya da farklı gezegenlere gidiyoruz ama hiç kimse bir Tanrıçanın varlığından haberdar değil," dedi Yıldız Kralı.
"Ne!" diye gürledim. Haberdar değil de ne demekti? Bunun tek bir anlamı vardı ve ben bundan şimdiden nefret etmiştim.
"Bizimle gelmek zorundasın, Diana," dedi Elio. Evet kesinlikle nefret etmiştim. "Kanıt istiyorlar ve biraz da haklılar." Çatık kaşlarımı ve mahmur -ayrıca ölümcül bir şekilde baktığıma emindim- bakışlarımı ona dikince omuz silkti. "Kızıla boyanmış bir Gökyüzü'nde hayatta kalmaya çalışıyorlar. Üstelik Elçi onlara açıklama yapmamış, hatta onu hiç görmemişler bile. Neler olduğunu bilmiyorlar."
Öfkemin saç uçlarıma kadar yayıldığını hissetim.
Kahrolası Elçi, sayamadığım kadar Öz'ün sorumluluğunu şimdiden benim başıma mı yıkmıştı! Yemin ediyorum, bir dahaki sefere onu öldürecektim!
