2

133 11 4
                                    

Bugün boştum. Rahattım, sürekli kapımı tıklayan biri yoktu. Patronluğun tadını çıkarıyordum şuan. Kahvemden bir yudum aldım.

Tanrım çok sıcak ! Ahh dilim yandı.

"Minho ?" Kapıdan içeriye girmiş vişne çürüğü saçlı çocuğa baktım.

"Hyunjin orada kapıyı çalın yazıyor. Kapıyı çalmadan içeri giremezsin,ya müsait olmasaydım ?" Hyunjin yanıma yaklaştı.

"Üzgünüm..benim hatam çalmayı unuttum. Aslında benim gelme sebebim Jeongin. Sana bu dosyaları vermemi ve sana hizmet etmemi söyledi." Hizmet etmek mi ? Tanrım ben bunu çok iyi bir şekilde kullanırm hah kork benden hwang hyunijin. "Hmm..hizmet demek, bana kahve getir sütlü olsun." Alaycı bir şekilde dudaklarımı kıvırdım.

Hyunjin onaylayıp odamdan çıktı. Tanrım çok kolay ve aptal bir çocuk. Kapım tıklanınca umursamaz tavırlarımı bırakıp sert pozisyonuma geçtim. "Gel." Sesim çok net ve sert çıkmıştı.

Komutum ile içeri giren bedene baktım. Hyunjin kahvemi getirmişti. "Kahveyi getirdim, geç kaldıysam çok özür dilerim Minho." Kaşımı kaldırdım "Minho ?" Dedim tekrarlayarrak. Hyunjin anlamamış bir şekilde bana bakıyordu. "Dediğim şey bana 'minho' diye hitap etme. Bana 'minho bey' veya 'lee minho' diye hitap et. Ben senin patronunum."

Gerçekten bana minho bey demesini istiyorum. Gerçekten. Eğer bana şirketteyken minho derse çalışanlar benim hyunjin ile bir ilişkim olduğunu sanarlar. Bu iğrenç, neden hyunjin gibi birisi ile ilişkiye gireyim ki o aptal biri. Ayrıca bir hizmetçinin teki ben ise ondan bin kat daha üstünüm.

"Ah özür dilerim ! Bilmiyordum yanii ben..şey sadece özür dilerim minh- ah  minho bey !" Hyunjin hızlıca elindeki kahveleri masama bırakmış ve koşarak camın önüne geçmişti.

Götü cama yapışık bu çocuğun.

"Bir daha olmasın sana hataları sevmediğimi söylemiştim." Hyunjin ile dalga geçmek kadar güzel bir şey yok. Kapının tak diye açılması ile tüm dikkatim oraya toplandı.

Tanrım. Birde başıma bu eksikti ya  ! Elinde dünden daha fazla olan evraklr ile yanımıza geldi changbin.

"Ver anam ver dosyaları. Biz robotuz anasını satayım burda hergün evrak geliyo bize." Changbin gülerek masama dosyaları fırlattı. "Öylesin zaten" Evet öyleyim. "Komik mi lan cüce." Alaycı bir tavırla konuştum.

Changbin'le atışmak aşırı iyi.

"Cüce deme lazım olur bebeğim." Dudaklarım alaylı bir şekilde kıvrıldı. "Bana uyar" kollarımla belini sardım changbinin "Yavaş gel koçum"

Gözüm kısık gözlerle changbin'le beni izleyen Hyunjin'e kaydı. Kıskanmış gibiydi açıkçası. Yani ben kıskandığını yüzünden anlamıştım ve elinden. Elini yumruk yapmış sıkıyordu.

"Neyse Minho hanım ben çıkayım." Changbin bilerek bana hanım muamelesi yapıyordu. "Tamam changbin bay kısa bey" Bana bir kaç saniye boyunca boş boş baktıktan sonra çıktı. "Ee hyunjin,gelelim sana" Onun olduğu kısma doğru yürüdüm. "Efendim minho bey ?" Dudaklarımı kıvırdım.

"Minho bey demende az...-" Ne dediğimin farkına varınca sustum. Hyunjin bana anlamaz gözler ile bakıyordu. "Neyse boşver.. Şu büyük dosyalarda bana imzalamam için yardım edeceksin. Sonrada onları tek tek tek dizip changbin'e veya hoon'a götüreceksin tamam mı güzellik." Göz kırparak evrakları sehpanın üstüne bıraktım. "Başla. Oku bana evrakta yazanı." Vişne çürüğü saçlı çocuk kafasını aşağı yukarı sallayarak eline verdiğim evrağı okumaya başladı.
"Sayın Lee minho ve diğer bütün asistanlar çalışanlar. Lee şirketine yeni etkinlikler getirmek için haftaya cuma 4 günlük iş gezisi Kore incheon şehrine gidiyoruz. Orada bir göreve baslayacaksanız. Jake'i görevci olarak ayarladım. Görevlerinizi size söyleyecek. Ayrıca itirazınız varsa bay changbin'e veya bana danışabilirsiniz. 
- Baş patron Bangchan." Hyunjin nefes nefese kalmıştı.

"Şimdi imza atman gerek,oh !" Dilimi ağzımın içinde gezdirerek tükenmez kalemi elime aldım.  "Emredersiniz Hyunjin bey" hyunjin'in dudakları kıvrıldı "Emrediyorum Minho bey" Nefesim ile güldüm. "Attım imzaları" "Diğerleri ne olacak" Derin nefes aldım. "Onları siktir et Hyunjin, bir sonraki gün yaparım." Hyunjın kafasını sallayarak kendi masasına geçti. Bir şeyleri anlamamış gibiydi.

"Şey minho bey,bakar mısınız bu bilgisayar nasıl çalışıyor acaba ?" Yerimden kalkarak hyunjin'in masasına gittim. Cidden bu kolay bilgisayarı mı açamıyordu ?

Ellerimi arkasından geçirerek bilgisayarı açmasına yardım ettim. "Bak Hyunjin. Böyle kullanıyorsun." Hyun bana bakmak yerine boynuma bakıyordu. Etkilemiştim onu sanırım.
"Anladım...teşekkürler" sesi boğuk çıkmıştı.

Haha,benden bu kadar kolay etkileneceğini düşünmemiştim hwang hyunjin. Daha yeni geldin sonuçta. Sen birde.. benim cuma gününki hâli mi gör...

***

ofofofofofofof minho huncine cok pis sapladi øhh

hyunho💥🔥🌹

Jump on -HyunhoWhere stories live. Discover now