9

88 8 17
                                    

Felix'e attığım kaçıncı tokat tı saymayı bırakmıştım. Patlamış dudağına ve kaşına bakarak yüzümü buruşturdum Hangi kardeş abisinin istemediği biri ile bir gece geçirir ki zaten. Ama benim sorunlu kardeşim geçiriyordu işte.

"Tamam yeter çekin şunu gözümün önünden." Hyunjin,changbin ve Felix'i arkada bırakarak bara doğru gitmeye yol aldım. Şuan hiç birşey sikimde değildi sadece lanet olası bara gidip kafayı bulmak istiyordum.

Arkamdan koluma dolanan eller ile düşüncelerim puf olup uçmuştu. Arkamdan gitmemem için beni tutan Hyunjin ile durdum. Açıkçası çok sinirliydim ama Hyunjin'e patlamak hiç istemezdim. "Minho bey nereye" Hay sikeceğim minho'sunuda beyini de. "Kafamı dinlemeye."

Yutkunup bileğime dolanan elleri bileğimden kurtararak bara doğru ilerlemeye başladım. Evet orası hyunjine göre bir yer değildi..o da benim kadar günahkâr değildi. Bu yüzden gelmesine gerek yoktu.

"Bende geliyorum." Ne ? Ciddi falan mı bu. "Sana göre bir yere değil kal." Omuzlarını silkerek peşimdn gelmeye devam etti. Arabamın oraya vardığımızda arabaya binerek geçmesini söyledim.

"Madem çok istiyorsun. O zaman bin arabaya benimle geliyorsun." Kafasını sallayarak yan koltuğa oturmuştu.

Sonunda mekana vardığımızda arabadan inerek meraklı gözlerle önümüzdeki büyük loş ışıklarla süslenmiş alana baktı merakla. Sanırım daha önde bara gelmemişti.
"Burası neresi ?" Nefes verdim.

"Benim boş zamanlarda gelip kafa dağıttığım yer kimse bilmiyor. Changbin'le benim aramda diyebilirz"

Kafasını sallayarak yanından yürümeye başladı. Mekâna girdiğimizde gözlerim otomatik olarak Seungmin'i aradı. Bana burada olduğunu söylemişti.

Arkalarda bir yere oturmuş İçkisindn bir yudum alan seungmin'e kaydı gözlerim. hyunjin'in elinden tutarak hızlıca siyah azasaçlı çocuğa doğru ilerledim. Geldiğimizi fark etmiş olacak ki başını kaldırıp bir bana bir Hyunjin'e bakmaya başladı. "Hey minho bu kim ?"

Evet ona söylememiştim yeni bir asistanım olduğunu. Şimdide açıklamam lazımdı. "Bu Hyunjin benim arkadaşım diyebiliriz." Hyunjin'in üzerinde göz gezdirerek onaylamıştı.

Umarım aklından geçenler düşündüğüm şeyler değildir..

Seungmin'in yanına oturarak viski vermesini bekledim. "Yok mu viski falan." İsteğimi ikiletmeden bardağa viski koydu Seungmin.

"Hey yakışıklı sende ister misin."

Hyunjin üstüne alınmış olacak ki seungmin'e dönmüştü. "Bilmiyorum.. tadı nasıl?" Karşımdaki siyah saçlı beden ile göz göze gelince otomatik olarak kahkaha atmıştık.

"Çok güzel çok. Dene ve gör derim ben sana. Patron tavsiyesi." Hyunjin'e göz kırparak bardağımdaki içkiden bir yudum aldım. Barın loş ışıkları kapanınca anlamıştım burada konser olacağını.

"Hazır mıyız eğlenceye."

----

Bu kaçıncı içkim bilmm ama kafamın çoktan bir milyon olduğuna emindim. Daha doğrusu benden daha sarhoş olan karşımdaki bedenlere baktım.

Seungmin konseri dikkatle izleyip süzüyor, Hyunjin ise Bayık gözler ile bana bakıyordu.

Sikeyim,Ben ne yapmıştım böyle ? Soylu bit ailenin çocuğunu içkiye bağımlı etmiştim sanırım. Tanrım bu..

Yanımda salak salak inleyen Hyunjin düşüncelerimin puf olup uçmasına sebep olmuştu. Ne yapıyordu bu çocuk ?

Konser veren grup 5. şarkısını çalarken Hyunjin bir anda ayağa kalkıp bağıra bağıra şarkıyı söylemeye başlamıştı. "Hyunjin dur." Beni umursamadan dans etmeye devam ediyordu. "Hyunjin dursana" Baygın bakışları ile bana dönmüştü. "Ne istiyorsun minho.." gürültülü ortamda zar zor duyabildiğim ses ile derin nefes verdim. "Dur yerinde artık."

Yaptığım haraket ile Hyunjin'i hızlıca kucağıma oturtturmuştum. Yaptığım haraket ile inlemişti. Kalkmaya çalışırken boşta kalan ellerimi beline yerleştirerek dahada sıktım kollarımı. "Bırak.." Boğuk çıkan sesini hiç siklemeden daha fazla sıkmaya başlamıştım.

"Kalk gidiyoruz."

"Hayır." Omuz silkerek dudaklarını büzdü.

"Hyunjin siktirtme kendini. Kalk gidiyoruz dedim."

Bileğinden kaldırarak ayağa kaldırmıştım Hyunjin'i. Bileğinden sıkıca tutarak mekandan çıkartıp köşeye çekmiştim.

"Hyunjin n'yapıyorsun sen ? Bizi rezil ettin. Geç arabaya seni evine bırakacağım." Bana bayık bakışlar atarak ön koltuğa oturdu. Sürücü koltuğuna oturarak hyunjin'in evine sürdüm arabayı.

Listeden her şeyini ezberlemiştim hyunjin'in bu yüzden ezberimdeydi her şey.

----

"Geç geldik evine." Kapısını hızlıca açarak çıkartmak için kendime çektim Hyunjin'i. Yarı uyuyor gibi bir şeydi şuan. Yürümeye çalışırken anlamıştım yürüyemeyecek hâlde olduğunu.

Daha fazla zaman kaybetmeden kucağıma alarak hyunjin'in pantolonun cebinden anahtarı almıştım. Anahtarı kapıya takarak Hyunjin'i salona bıraktım.

Salonu güzeldi, altın sarısı ve beyaz temalı bir salonu vardı. Ayakkabıları çıkararak camın önündeki büyük koltuğa yatırdım."Yatak odan nerede"

"Neden ? Ne yapacaksın." Dudaklarını alayla kıvırıp gözlerini kapatmıştı.

"Seni sikeceğim. Tanrım boş sorular söylemeyi bırakıp yatak odanın yerini söyle."

Hyunjin eli ile altın sarısı kaplı olan odayı gösterdi. Bileğinden çekerek odasına doğru yürüttüm. Bir kilo çuval atar gibi yatağa atmıştım çocuğu resmen.

"Ben gidiyorum." Hyunjin yatakta doğrularak arkadan ismimi seslendi.

"Minho..gitme. Sana ihtiyacım var"

Ne.

"Yani nasıl desem..beni öp."

***
Abi aşırı cringe oldu bu bölüm.
bakın yb isteyenlere boydan girerim.

685 kelime yazmışım KWKSBDJEKSNDHEKSBDHRKDNDBDJ

neyse hyunhocu babapirolar gorusruz 👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻

Jump on -HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin