3

124 11 11
                                    

"Changbin ! Ne giyeceğim ben ?" Yatakta uzanmış telefonu ile ilgilenen changbin'e baktım. Açıkçası beni pek siklemiyor gibiydi ama. "Changbin" Bana göz devirip telefonu koymuştu changbin. "Minho ne istiyorsun amına koyayım ? Dolabında ne varsa giy tamam mı. Geç kalacağız." Dudaklarım kıvrıldı alayla. " Çok sağol ya çok yardımcı oldun."

Dolabımdan beyaz gömleğimi siyah pantolonumu deri ceketimi ve kemeri alarak yatağın üstüne koydum. Bunları giyecektim. Ne kadar yakışırdı bilmem ama. Üstümdekileri çıkarıp gömleğimi giydim sonrada işimi hallederek changbin'in yanına doğru yol aldım. Changbin yine aynı yatakta aynı pozisyonda yatıyordu. Beni fark etmesini bekledim. Bir zaman sonra bana doğru baktı changbin. "Minho." "Hm ?"

"Ez beni."

"Çok istiyorsan neden olmasın binnie hahah" Saçıma ellerimle şekil vererek saate baktım. "Changbin çıkmamız gerek" Kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı changbin. Kapının oradaki sehpanın üstünde duran anahtarı alıp arabayı çalıştırdım. "Hazır mısınız beyefendi ?" Changbin aynaya bakarak dudaklarını kıvırdı "Hazırım !"

"O zaman havaalanına doğru yola çıkıyoruz yürüyen kısa boy" Changbin bana baktı. "Yürüyen ne ?" Dudaklarımı kıvırarak göz kırptım. "Kısa boy" "Lee Kedi" Lee kedi ? Bunu sevdim.

----

Havaalanına varmıştık çoktan şimdi pasaport çıkartıp uçağı bekliyorduk. "Hyunjin,heesung,jeongin,changbin, minho,jay,niki,Jake,eunchae,yunjin, chaewon,winter,karina,ningning, yeonjun,jeongyeon,beomgyu,taehyun. Siz hepiniz aynı uçakta gideceksiniz ve size bayan Jihyo eşlik edecek. Ben ve diğer patronlar ise diğer uçakta olacağız ki fazla dikkat çekmeyelim." Dikkat mi ? Ne dikkatimi lan. Sanki gizli göreve gidiyoruz. Arkamı döndüğümde bana doğru dalmış olan Hyunjin'e baktım. Hah

"Hyunjin nereye daldın. Önüne baksana." Hyunjin kafasını iki yana sallayarak onayladı. "T..tamam minho bey.." Uykusuz görünüyordu bu çocuk acaba dün gece evinde N'oldu hah. "Yorgun görünüyorsun sana bir kahve alacağım ki kendine gel" Hyunjin almamamda ısrar etsede onu dinlemeyerek ona soğuk kahve alacaktım.

"Merhaba ben bir tane soğuk kahve alabilir miyim acaba, sütlü olsun." Hyunjin'e bakarak fısıldadım. "Sen sütlü seversin dimi."

"Sütlü sevdiğimi nereden biliyorsun ? Daha 2 gün önce geldim bu iş yerine." O da bana fısıldayarak soru sormuştu. Tanrım çok saf. Fazla saf.

Kadının bana uzattığı soğuk kahveyi alarak Hyunjin'e verdim. Kendime de sütlü şekerli mocha kahve aldım.

"Hey minho bana niye almadın kahve" Bana doğru bakan kollarını bağlayan changbin'e döndüm. Tanrım çok komik ya. "Paran yok mu senin kendin al." Changbin trip atarak önüne dönmüştü.

"Toparlanın baylar bayanlar.Uçağımız kalkmak üzere hadi binin uçaklara. Arkada kimse kalmasın !" Jihyo bize sinyal vererek içeri girmemizi söyledi. Bizde grup hâlinde 2 numaralı özel uçağa bindik. Bana verilen koltuk numarası cam kenarından 5. Koltuktu yanımada sanırım hyunjin gelecekti. Çünkü onunla konuştuğumuzda koltuk numarasının 6 olduğunu söylemişti. Ve evet. Yanıma hyunjin oturmuştu.

"Uçak kalkıyor biniciler lütfen uçak kalkarken ani haraket yapmayın, camlardan sarkmayın, ayağa kalkmayın ve kemerinizi bağlamayı unutmayın." Pilotun uyarısı ile herkes yerine oturdu. Kulaklığımı takarak müzik açmıştım telefondan. 10 of 10...

----

"Vaay burası mı ?" Sonunda incheon şehrine varmıştık. "Sanırım minho burası." Jake beni onaylayarak jay'in koluna girdi. "Beyler, müdürü ve diğerlerini bekleyin. Önden gitmeyin." Jihyo'nun emri üzerine beklemiştik.

Müdür gelince rezervasyon yaptırıp otele girdik. Ben 25. Katta 25. Numaralı odada kalacaktım. Bavulumu alarak asansör ile 25. Kata çıktım. "Sikeyim burası çok büyük ve yüksek.."

Bana verilen kart ile odama girdim. Odanın her yeri direk camlar ile kaplıydı sadece toiletteki kısım duvardan yapılmıştı. Diğer heryeri camdan yapılmıştı. Boydan boya camdan. Bavullarımı bırakarak kendimi yatağa attım. Yolculuk zor geçmişti. Kapım tıklanınca yataktan kalkarak kapıyı açtım. Gelen kim olabilirdi ki ? Hyunjin'di tabiiki. Elindeki bavullar ile bana doğru baktı

"Minho. Ben seninle oda arkadaşı olacak mışım yani nasıl desem aynı odada kalacağız."

Siktir ya. Ulan tekim diye mutluydum birde başıma bu sikik çıktı. Tanrım.
"Gir hadi o zaman napalım. Getir bavullarını ben taşıyayım." Elindeki kırmızı bavulu alarak diğer köşeye taşıdım. Üstünde kiraz olan diğer bavuluda bir diğer köşeye taşıdım. Sonra kartım ile kapıyı kapattım.

"Hyunjin senin kapıyı açman için kart yok mu." "Hmm.. sanırım çantamda bir yerlerde olacaktı neden ki ?" Derin nefes aldım. "O zaman neden beni yerimden kaldırıp kapıyı açmamı istiyorsun ?!" Hyunjin kahkaha atarak balkona çıktı. "Wow burası çok güzel. Buradan bütün incheon şehrini görebiliyorum, ayrıca bütün heryerin camlar ile kaplanması çok mükemmel"

"Aynı ben gibi işte. Kusursuz mükemmel ve oldukça dikkat çekici." "Bakıyorumda çok eminsin bu konuya karşı minho ?" Derin nefes aldım. "Minho mu ? Minho bey nereye gitti acaba sorabilir miyim." "Üzgünüm unutmuşum." Dudaklarım kıvrıldı. "B12 vitamini al derim sana"
Ayağa kalkarak üstümdekileri çıkarmaya başladım.

"Minho bey napıyorsunuz ?!" Gözlerini elleri ile kapatmaya çalışıyordu Hyunjin. Hadi ya, bunun modası geçti ama. "Hyunjin buna alışmalısın. Aynı odada kalacağız."

Hyunjin yutkunarak ellerini çekti. Gözlerinin kaslarıma doğru kaydığını hissediyordum. Karın kaslarıma. üstüme bavuldan atlet giyip kısa kollu giydim. Sonrada işimi hallederek yatağa attım kendimi. "Hyunjin." "Efendim."

"Sen benim vicudumu gördün. Şimdi bende seninkini görmek isterim. Ne dersin hm ?"

***
BEN EVET DERİM

BEN EVET DERİM BUARADA

oy ve yorum atin amk cok sikildim

neyse goeusruz🥒💥

Jump on -HyunhoWhere stories live. Discover now