25

1.4K 170 14
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar🩸🩺

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi
unutmayın iyi okumalar🩸🩺

1 ay önce

Rüzgar

Pars gözlerini kırmızı yaptığında şok içinde ona baktım. Aklıma gelen şeyi yapmayacağını düşünmek istiyordum. Onca yaşanan şeye rağmen benden anılarımı alamazdı.

"Pars! Hayır yapamazsın."

"Senin için. Bunu yapmam gerekiyor."

Benim için mi? Benim olduğum yerden hiç de benim için yapıyormuş gibi durmuyordu ama.

Kafamı başka yöne çevirmeye çalıştığımda iki eliyle sabitlemişti. Ona engel olmama bile izin vermiyordu.

Niye yapıyordu bunu? Benden ayrılmak istiyor olabilirdi. Bu ona anılarımı alması için bir sebep vermiyordu.

"Üç aydır yaşadığımız her şeyi unut. Üç ay içerisinde seninle tek iletişimiz sana arabamı satmamdı. Borcunu da ödedin. Aramızda yaşananları, doğaüstü varlıkları, kaçırılmanı, Birkan'ın avcı olduğunu ve birbirimize aşık olduğumuzu unut."

Son söylediği ile göz yaşlarımı tutamamıştım. Benden ona olan aşkımı alıyordu. Sevdiliğimi bildiğim için güvende olma hissimi alıyordu. Benden her şeyimi alıyordu.

"Ben odadan çıktıktan sonra ben senin sadece Pars hocan olacağım. Sende benim asistanım."

Söyledikleriyle sanki uykuya dalmak üzereymiş gibi hissediyordum. Beynimin bir kısmı artık bana ait değil gibiydi.

Hipnoz olmuş şekilde kafasımı salladıktan sonra ellerini yüzünden çekti. Sırtımı duvara yaslayıp yere oturdum.

Bir süre sonra burada neden oturduğumu, acilin en yoğun anında neden burada olduğumu sorgulayarak odadan çıktım...

Olaydan bir hafta sonra

Acile zincirleme bir trafik kazası sonuçunda yaralanan hastalar art arda geliyordu. İlgilendiğim hastanın yarası çok ciddi olmadığı için onunla işim bitince başkalarına yardım için acilde göz gezdirdim.

Bir hastanın başında Pars hocayı gördüm. Pek iyi görünmüyordu. Hastaya arkasını dönüp elini duvara yasladığında seri adımlarla Pars hocanın yanına gittim.

"Hocam?"

Omzuna elimi koyduğumda kafasınu kaldırarak bana baktı. Bembeyaz olan yüzüyle karşılaşınca iyi olmadığını anlamıştım.

"İyi misiniz?"

"Evet. Tansiyonum düştü sanırım."

Her an bayılacakmış gibi durduğu için kolundan tutarak onu acilden çıkardım.
Kapıdaki sandalyelerin birine oturttuktan sonra yandaki sebilden bir bardak su doldurup elime döktüm ve yüzüne sürdüm. Sakalları avcumun içine batarken tanıdık gelen hisle saniyelik bir irkilme yaşadım.

Doktor // bxbWhere stories live. Discover now