2. Bölüm

1.7K 106 54
                                    

Beşiğin içinde durmadan ağlayan bebeği sadece izlemeye devam etti Hasan.

Ona göre bütün olanların suçlusu o bebekti. Daha iki günlük olan o bebek.

Eşi Esma'nın cenazesinden sonra herkes gitmişti, sadece Hasan ve iki günlük kızı Selin vardı evde.

Küçük bebek dakikalardır sadece ağlıyoru ama Hasan kapının dibinde yere çökmüş izliyordu.

Çöktüğü yerden kalktığı gibi beşikteki bebeğe bir bakış atıp odadan çıktı.

Salondaki sigara paketini alıp odaya geri döndü. Küçük bebeği kucağına aldı, eşine benzeyen küçücük surata baktı. Yatağa oturup yatağın üzerine bıraktı bebeği. Sigara paketinden bir dal çıkartıp çakmağıyla yaktı.

Sigaranın izmariti küçük bebeğin kolunda söndürdü. Bir paket sigarayı bitirdi o gece, her bitirdiği sigarada ağlaması artdı küçük Selin'in...

                           ******

"Helalimsin yüzbaşı."

Yüzünde bariz bir şaşkınlık belirlenirken içeri doktorlar girmişti. Selim'i odadan çıkarırlarken bana minik bir tebessüm göndermişti.

Aynı tebessümü ona gönderdiğimde gözden kaybolmuştu. "Evet, Selin Gece hanım."

"Selin, Gece'yi kullanmıyorum."

Selin'i annem ben doğmadan belirlemiş, benim doğduğum gece annem ölünce Selin Gece koymuş babam. Sevmezdim Gece'yi. Sen o gece doğmasaydın annen ölmezdi, derdi babam.

Beni onaylayarak bacağımı kullanama ihtimali gibi şeyler zırvalamıştı. Bacağımı oynattırırken "Bacağını hissediyor musunuz?" diye sordu. "Hayır hissetmiyorum."

Birkaç test daha yapmışlardı ama bacaklarımı hissetmiyordum. "Bacaklarınızda his kaybı var. Bir süre sonra düzelebilirde, düzelmeyebilirde."

"Bir süreliğine gaziyiz desene." diye mırıldandım.

Birkaç şey daha söylemişti ama bir kulağımdan girmiş diğerinden çıkmıştı. Boş boş tavanı izlerken göz kapaklarım yavaşça kapandı.

                        
                          ******

Gözlerim ışıktan dolayı kısılmıştı. "Ablam!" diye bağırarak bana sarıldı Barlas.

Serum olmayan kolumu ona sardım. "Şehit olmadık ama gaziyiz tim."

"Doktor fizik tedaviyle düzelebilir dedi, umut var abla."

Ağırca kafa salladım.

"Zaman her şeyin ilacıdır derler." dedi Kerim.

"Zaman her şeyin ilacıysa, sikeyim eczaneleri." No. 1'in bir şarkısının sözüydü.

Kısa bir sessizlik oldu hastane odasında. "Hangi hastanedeyiz biz?"

"Adana Devlet Hastanesindeyiz." dedi Sezai, "O çocuk, ona ne oldu?" diye sordum.  "İyi ailesine teslim edildi."

Kafa salladım. "Ben görevlerede gelemiyeceğim şimdi."

"Geliceksin abla, daha çok göreve gideceğiz. Tatil gibi düşün sen, kısa bir tatil." Buruk bir tebessüm oldu dudaklarımda, aklıma düşen soruyla kanım çekilir gibi olmuştu. "Babam... Nerede?"

"Gelmedi, bu gidişlede gelmiyecek." Sol gözümden akan bir damla yaşı tim görmeden sildim. Bir süre sonra tim odadan çıkmış odada sadece ben ve Selim vardık. "Helalimsin derken ne demek istiyordun?"

"Bende seni seviyorum demek istiyordum." Sırıttı, "Ne oluyoruz biz şu an?" sırıttım. "Sevgili?"

"Evet, sevgili oluyoruz demi?"

Kıkırdadım, "Koskoca Yüzbaşı Selim Sancak'ın girdiği hallere bak." dedim. "Yüzbaşı Selim Sancak'ı soktuğun hale bak Üsteğmenim."

"Bakıyorum zaten Yüzbaşım."

Güldü, güldüm...

               

Kısa bir bölüm oldu ama bence güzel oldu ballı donlarım.

Diyecek bir şeyim yok oy verip yorum yaparsanız sevinirim ballı donlarım:)

Gökyüzünde yıldız eksik olmasın...

<3

MayınWhere stories live. Discover now