Tabağımdaki kısırdan bir kaşık daha aldım.
Taşımamız üzerinden bir hafta geçmişti. Tim işteyken ben Cennet teyzede yapılan kısır günündeydim.
Hava yavaştan kararıyordu. "Eee Selin'cim nasıl gidiyor?"
"İyi gidiyor," Kısa bir an adını düşündüm. "Selma teyze, senin işler nasıl gidiyor?"
"İyi canım kızım evleniyor onun düğün işleriyle uğraşıyoruz." dedi en itici şekilde. "Sen evlendin mi? Yoksa evde mi kaldın?"
Şimdi ağzının ortasına osmalı tokadını geçiricem ömrü boyunca ağzını açamayacak.
"Sanane kızın bekarlığından evliliğinden Selma." diyerek çıkıştı Cennet teyze.
Tonton yanaklarına kurban!
"Ay alt tarafı bir soru sorduk. Bekarsan benim yeğenim evlenip boşandı iki çocuğu var onunla bir konuşun diyecektim, sonuçta gazi olmuş kim alsın bunu."
"Selma hanım, büyüklerime saygım çoktur ama haddinizi aşacak işlere karışmayın! Ben gazi olduysam siz rahatca yaşayın diyedir! Ben ve benim gibi onlarca asker gazi olup, şehit düşüyorsa bu vatanı korumak içindir, özgürce yaşayın diyedir!" Bal rengi gözlerim en sert bakışlarını Selma hanıma gönderiyordu. "Ayrıca evde filan da kalmadım, bilip bilmediğiniz şeylere karışmayın."
Yerine sindi. Tabağımı yemeye devam ederken kapı çaldı. Cennet teyze kapıya bakmadan giderken bakışlar üzerimdeydi.
Salona geri döndüğünde tim yanındaydı. "Selamunaleyküm."
"Aleykümselam." dedik topluca.
Kadınlar memnuniyetle timi süzerken tim mutfaktan getirdikleri sandalyelere oturmuşladı.
Cennet teyze onlarada birer tabak hazırlamaya mutfağa giderken 40-45 yaşlarında bir kadın yüzündeki sahte gülümsemeyle konuştu. "Oğlum siz de mi askersiniz?"
Yok doktorlar.
Tim kafa sallmakla yetindi.
"Bekar mısınız?"
"Değiliz teyze," dedi Selim.
"Ben bekarım," diyen Kerim'le teyzeler çantalarından telefonlarını çıkarmaya başladı.
"Salak mısın Kerim?" diye sordum dişlerimin arasında.
"Ne oldu ki?" dedi bütün mallığıyla.
"Kerim sen harbi salaksın," dedim kısık sesle. "Sana kızlarını, yiğenlerini gösterip bir konuşun, görüşün diyecekler."
Yeni aydınlanmış bir şekilde suratıma baktığında göz devirdim.
Fazla saçmaydı, birbirlerini tanımayan iki kişiyi görüştürmek.
Teyzeler Kerim'e yiğenlerini överken yanımda oturan Kerime abla mahalle dedikodularını anlatmaya başladı. "Şu Feride,"
"Hangisi?" diye sordum kısık sesle.
"Pembe yazmalı olan, kızını doktor oğlanla evlendirdi diye burnu havada geziyor. Adamda bir meymetsiz, yüzünde hayır yok."
"Aman iyi bok yemiş boşver Keriş."
Başka bir konuya geçerken çayımdan bir yudum aldım.
"Kız Selin bir şey sormamak için kendimi zor tutuyorum, şu Selim mi ne mavi gözlü olan sevgilin mi?"
"Öyle," dedim. Kapıdan giren babama döndü bakışlar. Karısının yanında oturan kızını kucağına alırken "Selamunaleyküm." dedi.
"Aleykümselam." dedik topluca.
Beni fark ettiğinde gülümsemesi solmuştu. "Biz kalkalım artık," dedim normal tuttuğum sesimle.
"Otursaydınız kuzum." dedi Cennet teyze.
Selim kenarda duran tekerlekli sandalyeyi getirirken "Kalkalım Cennet teyze, ellerine sağlık her şey çok güzeldi." dedi.
Cennet teyzeyle vedalaştıktan sonra diğerlerine yalandan bir görüşürüz diyip evden çıkmıştık.
Kapının önündeki arabanın yanına geldiğimizde beni ön koltuğa bindirip tekerlekli sandalyeyi bagaja koydu.
Radyodan yükselen kısık sesli şarkıyla beraber yolu izlemeye daldım.
******
Son umut kırıntısıyla bana moral vermeye çalışan time yorgun bakışlar gönderdim
Doktorun dediğine göre bacaklarımı kullanmam imkansızmış.
"Abla kesme hemen umudunu, hem," Bu noktada sesini kıstı Barlas. "Sen Kara Gölge'sin, kaç imkansızlığı başardın bir doktorun sözüyle bütün her şeyi bitti mi sayıcaksın? Başka doktora gideriz, fizik tedavi filan bir sürü şey var,"
Ağırca kafa sallayarak konuştum. "Kara Gölge defteri uzun zaman önce kapandı. Başka doktora gidelim tamam ama o doktor da umutsuz konuşursa benden başka bir şey beklemeyin."
Tim bana sarıldığında sol gözümden yavaşça süzülen göz yaşını tim fark etmeden sildim.
Bölüm bittide aq bu maçtan çekilme sebebimizi si-
Bu saatde kim okur bilmem ama neyse.
Kendinize iyi bakın ballar;)
Gökyüzünde yıldızlarınız eksik olmasın...
;)
YOU ARE READING
Mayın
General Fiction"Üsteğmen Selin Gece Akay gittiği görevde ağır yara almıştır!" [Kurgudaki kişi ve olaylar tamamen hayal ürünü olup hiçbir kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur]
