4. Bölüm

1.2K 98 47
                                    

Kafamı arabanın koltuğundan kaldırdım, oflayarak  radyoyu açtım.

Şarkıya mırıldanaarak eşlik ederken Barlas "Abla şarkıyı değiştirsene." dedi.

Göz devirerek şarkıyı değiştirdim. Acayip Hayvanlara Benziyirsen çalmaya başladığında sırıttım.

"İncinsen de sözün düzünü diyciğem
İncinsen de sözün düzünü diyciğem
Acayip hayvanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen

Men senin bu emellerine nece dözüm
Men ne diy'im? Daha sene yoktur sözüm
Sırf sıfatından su içmeyir gözüm
Cinlere, şeytanlara benziyirsen
Cinlere, şeytanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen

A bu ne gafiyedir, açıp gelmişsen
Gözlerin gene od saçıp gelmişsen
Sanki cehennemden kaçıp gelmişen
Devlere, hortlaklara benziyirsen
Devlere, hortlaklara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen"

Time bakarak söylediğim için yüzlerinde hoşnutsuz ifadeler vardı ama ben çok eğleniyordum. Anıra anıra gülerken albayın ayarladığı eve yaklaşmıştık. Gülmeyi keserek radyoyu kapattım.

Girdiğimiz mahalleye gördüğümde kanım çekilir gibi oldu.

Büyüdüğüm mahalledeydik, çocukluğumun geçtiği mahalledeydik. Etrafımı ateş sardı sanki. En minik hareketimde beni yakarak yok edecek bir ateş; hareket etmedim, edemedim. Ateş beni öylesine sarmıştıki gözümü kapatmektan başka hiçbir şey yapmadım.

"Ha siktir." diye mırıldandığımda araba durmuştu. Önünde durduğumuz yer babamın oturduğu evin tam karşısındaydı. Tim arabadan inerken tekerlekli sandalyeyi bagajdan çıkarıp getirmişti Selim.

Beni arabadan indirip tekerlekli sandalyeye oturtdururken babamın balkonda olduğunu görmüştüm. Balkonda oturmuş ailesiyle sohbet ediyordu. Beni görmemişti ismi galiba Hale olan karısı birkaç şey söylediğinde bakışları bize dönmüştü. Bakışlarımı kaçırmadım.

Hatta gözünün içine baktım, yüzünde ki anlamsız ifadeyle buruk bir tebessüm ederek önüme döndüm.

Selim sandalyeyi ittirdi. Binanın içine girdiğimizde asansörü çağırdık. Tim valizleri getiriyordu.

Apartman 5 katlıydı bizim ev 3. kattaydı. Ev eşyalıydı.

Kapının önüne geldiğimizde Kerim kapıyı açmışdı. İçeri girdiğimizde "Yeni ev hayırlı uğurlu olsun Mermi." dedi Selim.

"Ben Sezer'im iki haftaya geri taşınırız." dedi Sezai. "Hasan denen şahıs malak malak bakıyordu."

"Bence direkt taşınalım," dedim tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle. "Sezai Sezer, sezer arkadaşlar, boşuna yerleşmeyelim."

"Mantıklı toplayın eşyaları." dedi Barlas.

Kerim "Ben ev bakıyorum," derken Yiğit'de ona katılmıştı. 

Selim gülerek "Oturun oturduğunuz yerde." dedi.

Gülerek göz devirdi. Tim koltuklara çökerken zil çalmıştı.

Barlas timin en küçüğü olduğu için kapıyı açmaya giderken önemli bir mesele dönüyordu. Fenerbahçe - Galatasaray maçını kim alır?

"Abla! Bir teyze seni soruyor." diye bağırdı Barlas. Tekerlekli sandalyenin tekerleklerini çevirerek kapıya gittim.

Cennet teyze kapıdaydı. "Selin, kızım. Gelmişsin."

"Tayin çıkınca mecbur. Nasılsın Cennet teyze?"

"Ben iyiyim de gazi olmuşsun..."

"Cennet teyze ben demiyor muydun ya şehit olurum ya gazi  diye." Yüzümde sıcak olduğunu düşündüğum bir tebessüm vardı.

"Aman Allah korusun." Kulağına dokunup elini kapının pervazına iki kere vurdu.

Kısa süre daha konuştuktan sonra içeri geçmiştim.

Babam içip eve geldiğinde Cennet teyzeye giderdim, asker olduğumu bilen sayılı kişilerdendi ama en sonki olaydan sonra bütün mahalle öğrenmişdi. Bana da Cennet teyze söylemişti.

Tim uyumaya gidicek olan Sezai'yi durdurup zorla yemek yaptırmaya mutfağa götürürken yanımda oturan Selim'in omzuna kafamı koydum.

Saçlarımla oynarken "Zor mu?" diye mırıldandı kısık sesle. "Yıllar sonra babanı görmek, mutlu olduğunu görmek."

"Zor," diye mırıldandım. "En zoru çocuklarına gösterdiği o sevgiyi görmek ama en azından çocuklarını küllük olarak görmemiş."

Avucumun içimdeki sigara yanığı izinin üstüne minik bir öpücük kondurdu.

İçim bi hoş olmadı değil şimdi.

Saçlarımın üstüne bir öpücük kondururken tebessümüm sırıtışa döndü.

"Sen Dalin mi kullanıyorsun?"

"Evet, çok güzel kokuyor demi?"

"Abla şampuan markanı  ne olduğunu bırakın bunlar evi yakıcak!" diye bağıran Sezai'yle minik bir kahkaha attım.

"Sezai timde tek yemek yapmayı bilen sensin. Yap bir menemen." dedim.

"Ya abi içimiz dışımız menemen oldu!" diye söylendi Barlas.

"Kolaysa," Eliyle mutfak tezgağını gösterdi Sezai. "Kaldır kıçını ve yemeği sen yap Barlas."

Mutfak ve salon birleşikti, "Pankek yapın o zaman." dedim sakince.

"Abla sence bu dağ ayılarını pankek doyurur mu?"

"O zaman," Sırıttım. "Siktirin gidin döner söyleyin terliksi hayvanlar."

"Ne kadar kibar," diye mırıldandı Kerim. "Abla çarpılıncan yakında."

Göz devirdim. Yiğit döner sipariş ederken televizyondaki Sürekli Dizi'yi izlemeye devam ettim.





Bitmişko. Ballı hamsili donlarım nasılsınız?

Bölümü yayınlamayı unuttum kusura bakmayın.

Bölüm nasıldı?

Selim?

Selin?

Barlas kuzum?

Hasan?

Sezai?

Kerim?

Yiğit?

Cennet teyze?

Gökyüzünde yıldızlarınız eksik olmasın...

<3

MayınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin