16.Nepenthe

1.8K 80 8
                                    

Dakikalar önce attığı mesaja geri dönüş almaması ve Berra'nın hala gelmemiş olması aklında bir sürü senaryonun şekillenmesine sebep oluyordu.

Yanlarına doğru gelen adamlar milli takım hakkında bir şeyler zırvalarken Çağan'ın tek düşünebildiği yalnız kalan sevdiği kadındı.

İçine çöreklenen endişe her milimini zehirli bir sarmaşık gibi sararak adeta nefesini kesiyordu ve daha fazla bu işkenceye dayanamadı.

''Benim gitmem lazım.''

Takım elbiseli,göbekli iki adam neler olduğunu anlayamazken arkasını dönüp koşarak uzaklaşan yetenekli sporcuya şaşkınlıkla bakakaldılar.

İnsanların arasından koşarak geçerken kendisine doğru yönelen telefonları bile görmüyordu.

Aklından geçen binbir senaryonun hepsinde de Berra'nın canının acıması ihtimali beyninin içini kemiriyordu her geçen saniyede.

En sonunda devasa boyuttaki ağır demir kapıyı iki eliyle ittirerek tek hamlede açtı ve birkaç adım atarak üç koridorun birleştiği boş alanın tam ortasına geldiğinde ise kulağına ilişen sesler yüzünden başını sağ tarafta kalan koridora doğru döndürdü.

Onun dokunmaya dahi kıyamadığı güzel kadının boynuna bir yılan gibi acımasızca dolanmıştı o pis eller.

Binlerce yükün altında kalıp ezilmek bile sevdiği kızın bu savunmasız halini görmekten daha hafif kalırdı genç adam için.

Ayaklarına beton dökülmüş gibi olduğu yerde öylece kalakalırken aralarındaki birkaç metreye rağmen gözlerinden akan inciler yüreğine kor olup düşmüştü Çağan'ın.

''Gözümün önünde o şerefsizle fingirdeyebileceğini mi sandın orospu?''

Duyduğu sözler kalbini yakan duyguyu bir yana iterken yerini asla sönmeyecek koyu bir öfkeye bıraktı.

O an tek düşünebildiği güzel bebeğini bu pisliğin ellerinden çekip almak ve onu kimsenin ulaşamayacağı kadar sıkıca sarmaktı.

Sonra bütün koridoru inleten bir kükreme ile o pisliğin üzerine koşarak giderken çoktan elleri de yumruk haline gelmiş hedefine ulaşmayı sabırsızlıkla bekliyordu.

Bora kulakları sağır eden sesi duyunca neler olduğunu anlamak için kafasını çevirmeye çalıştı ama ensesini sertçe saran eller yüzünden genç kızın üzerinden çekilip yere doğru fırlatılmıştı.

Başını çarptığı beyaz fayans açılan yara yüzünden kana bulanırken acısını bile yaşayamadan karnına gelen sert darbe ile bir an da nefesi kesildi.

Sonrasında art arda bedenine inen tekmeler sayesinde artık bilinci kapanmak üzereyken darbeler ansızın son buldu.

''Çağan,oğlum dur.Çağan!Berra çok kötü.''

Bütün hareketlerine hatta düşüncelerine bile ket vurulmasına sebep olan o ismi duyduğunda tek yaptığı birkaç metre ötede soğuk zemine oturup incecik kolları ile kendisine sarılan sevdiği kızı gördü.

Kolunu tutan eli sertçe ittirip ayaklarının dibindeki baygın yatan bedenin üzerinden geçti ve yavaş adımlarla ürkütmeden kafasını kollarına gömmüş şekilde sessizce ağlayan kızın yanına geldi.

Kana bulanmış eli,her bir telinin uğruna ömrünü verebileceği saçlara narince dokundu.

''Buradayım bebeğim.Yanındayım.''

Berra duyduğu sözlerden sonra acıyan canını bile umursamadan sadece Çağan'ın o huzur veren gözlerini görmek istedi ve ürkekçe kafasını kaldırdığında ise kendisine bambaşka bakan güzel gözlerle karşılaştı.

NEPENTHE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin