21.Nepenthe

1.3K 77 8
                                    

Farklı farklı yiyecekler,içecekler ve masanın tam ortasına koyulmuş rengarenk pasta ile her şey hazır ve güzeldi.

Tek eksik saatlerdir Hakan'ın oyaladığı Çağan'dı.

İnce bir işçilikle uğraştığı pastayı ve kurabiyeleri yaparken genç adamın mesajlarına kısa cevaplar vererek geçiştirmişti ama bu kısa cevaplar kendisine hazırlanan partiyi bilmeyen Çağan için oldukça can sıkıcıydı.

''Yengem ne kadar şanslı kadın ya,gelini hem güzel hem hamarat.''

Tepsideki sıcak kurabiyeleri sunum tabağına yerleştirirken imalı imalı konuşarak kendisini izleyen Berna'yı kalçası ile ittirmişti hafifçe.

''Uğraşma benimle.''

Kalbini saran sıcacık tatlı hisler huzurla dolmasını sağlarken yüzündeki güzel gülümsemesi de eksik olmamıştı.

''Gelmişler.Asansördeler şimdi.''

Mutfağın kapısından seslenen Esat ile iki genç kız bir an birbirlerine bakakaldığında kendine ilk gelen Berna olmuştu.

Arkadaşının koşarak içeriye gitmesi ile kendine gelen genç kız elindeki son kurabiyeyi de tabağa yerleştirip üzerindeki elbisesini düzelterek yavaş yavaş içeriye gitti ve kapanan ışıkların yarattığı karanlıkta büyük bir sessizlikle kapının açılmasını beklediler.

Yukarıya çıkan asansörün içinde asla  peşini bırakmayan ve asla susmak bilmeyen Hakan ile oturduğu daireye geldiğinde hala aklını meşgul eden kız yüzünden dalgın dalgın elindeki anahtarla kapıyı açtı.

Kapıyı açtıktan sonra elindeki anahtarı kenarda duran şifonyerin üzerine atıp tok bir sesin sessiz evde yankılanmasını sağlarken arkasından gelen Hakan'ın da sesi kesilmişti.

Ve en nihayetinde hiç beklemediği bir anda evi aydınlatan ışıklar açıldığında ilk gördüğü etrafta uçan renkli balonlardı.

Ardından yiyeceklerle donatılmış ve kendisine gülümseyerek bakan kuzeni ile arkadaşı görüş açısına girsede hala ne olduğunu anlayamamıştı.

''Milli partine hoşgeldin Çağan.''

Arkasından bağırarak gelip kendisine sıkıca sarılan Hakan ile artık farkına varabilmişti neler olduğunun.

Genç adam yüzünde buruk bir gülümseme ile teşekkür etmek için dudaklarını araladığında onu gördü.

En arkada ışığın en az vurduğu yerde elleriyle beyaz elbisesinin eteğini sıkan genç kızı gördüğü an kendisine sarılan ve tebrik edenleri algılayamıyordu bile.

Arkadaşları ve kuzeni hala bir şeyler söylerken onlara tek bir kelime bile etmeden sevdiği kıza doğru adımlar atmaya başladı içini kasıp kavuran heyecanla birlikte.

Kendisinden çok daha uzun olan genç adamı görmek için başını kaldırdığında kızaran yanaklarını saklayamamıştı artık.

Sanki bir ateşten alınan közler yanaklarına yerleşmiş gibiydi ve alev alev yanan yanaklarına ellerini sallamamak için eteğini sıkmakta çareyi bulmuştu.

''Demek bu yüzden kısa ve geç cevaplar veriyordun.''

Duydukları yüzünde tatlı bir gülümseme oluştururken önündeki uzun bedenin gölgesi altına girmişti neredeyse.

İki genç bu yakınlığı fark etmezken onları izleyenler genç adamın neredeyse duvara sıkıştırdığı genç kızı göremedikleri için meraklı bakışlarını bu çiftten çekemiyorlardı.

Aralarında sanki çok mesafe kalmış gibi birkaç adım daha atarak Berra'nın üzerine doğru gittiğinde arkasındaki duvara yaslanan kızın güzel saçlarının arasındaki kulağına fısıldadı.

NEPENTHE | TextingWhere stories live. Discover now