17.Nepenthe

1.5K 80 8
                                    

Gitmedi.

Ve genç kız da beşinci kattaki evinin penceresinden saatlerce arabasının yanındaki soğuk kaldırıma çökmüş asla gitmeyen bu inatçı oğlanı izliyordu.

Bazen ellerini geçirip çekiştirdiği koyu saçlarını görünce içi titresede bir adım dahi gidemiyordu ona.

Gözlerinden durmadan akan yaşlar yanaklarından usulca çenesine doğru süzülürken hırkasının kolu ile sertçe silmişti o yaşı.

Çağan:Yavrum az da olsa sesini duyayım (03.49)

Çağan:Korkutma beni

Çağan:Lütfen yapma bana bunu

Oturduğu beyaz berjerin tam önünde duran küçük cam sehpahanın üzerindeki telefonunun sürekli titreşmesi ile kendine doğru çektiği bacaklarını yere koyup telefonuna uzandı.

Gelen mesajları tek tek okurken acıyan boğazını unutup sertçe yutkundu ve farkında bile olmadan sol eli beyaz tül perdeyi yavaşça aralarken aşağıdaki genç adamın saatlerdir oturduğu o soğuk kaldırıma doğru baktı.

Hala oradaydı ama tek farkla elindeki sigarası ve dumanıda bu yalnızlığında ona eşlik ediyordu.

Ses kaydediliyor...

''Ben iyiyim Çağan.''

Genç adam bilmem kaçıncı sigarasını daha dudaklarının arasına alıp içine zehrini çekerken bugün olanları unutmak istiyordu.

Ama en çok da Berra'ya unutturmak istiyordu bu lanet günü.

Elindeki telefonundan gelen bildirim sesi boş sokakta yayılırken hemen kilit ekranını açtı ve açılan ana ekranda gördüğü güzel kız ile gelen mesajı çoktan unutmuştu.

Sahi bu kaçıncı oluyordu?

Resimdeki o güzel gülümsemeye dakikalarca dalıp bu yüzden de gelen mesajlara dönmeyi kaç kere unuttuğunu saymayı bırakmıştı artık genç adam.

Her milimini ezberlediği bu güzel gülümsemeye dalıp giderken elindeki telefonuna tekrar bildirim gelmesi ile dağılan aklını toparlayabilmişti en sonunda

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Her milimini ezberlediği bu güzel gülümsemeye dalıp giderken elindeki telefonuna tekrar bildirim gelmesi ile dağılan aklını toparlayabilmişti en sonunda.

Gelen ses kaydını gördüğünde bir an da oturduğu yerden ayaklandı ve elinden düşen sigarasını bile fark etmezken tek düşünebildiği gelen kaydı açmaktı.

Telefondan duyulan kısa ama genç adamın derin bir nefes almasına sebep olan o ses duyuldu.

''Ben iyiyim Çağan.''

Sadece üç kelime.

Bir adamın içini böyle titretebilir miydi?

Karanlığın çöktüğü o bomboş sokağın tam ortasında ayakta dikilmiş elindeki telefonuna bakan genç adamı izliyordu Berra.

Ta ki bakışlarını telefonundan kaldırıp orada olduğunu hisseder gibi onun olduğu pencereye bakması ile nefesini tutmuştu adeta.

Metrelerce uzaklıkta bile buluşan gözler birbirine yemyeşil bir sarmaşığın dalları gibi sıkı sıkı dolanırken dakikalar geçti.

Sanki bir mührün son adımı tamamlanmıştı o gece yarısı.

O mühür bir bakışta başlamış ve bir bakışta son bulmuştu.

Bu son demek değildi bu aralarındaki o güçlü güzel bağın artık tamamı ile onları birbirlerine sarıp sarmaladığının kanıtıydı.

Saat gece yarısı dördü vurdu.

İçindeki bu yeni hislere daha adını koyamayan ve o hislere bir yıl önce adını koyan iki sevgili öylece birbirlerini izlediler.

Ve gecenin karanlığında farklı yerlerde ama tek bir kalple fısıldadı iki sevgili.

''Beni bu kadar çok seviyor olamazsın Çağan.''

''Ölürüm sana.''

NEPENTHE | TextingWhere stories live. Discover now