18.Nepenthe

1.6K 77 3
                                    

Ta uzak yollardan
Koştum geldim senin kollarına
İçimde yanan hasretinle ben
Baktım durdum senin yollarına

Saatlerdir evde yankılanan şarkılar eşliğinde mutfakta uğraşıyordu genç kız.

Kendini bildi bileli kafası binbir düşünce ile doluyken her zaman yaptığı gibi mutfağa koşuyordu.

Ama artık farklıydı.

Son beş senedir.

Yirmi yaşına kadar mutfağa bir şeyler yemek için giderken artık sadece o an aklına geleni pişirmek için gidiyordu.

Yirmi yaşına kadar sağlıksız beslenen,yaşıtlarından on beş yirmi kilo fazlası olan biriydi ve üniversitede hoşlandığı çocuktan gördüğü zorbalık yüzünden kendini aç bırakmış ve sonucunda da eve dönerken yolun ortasında bayılmıştı.

Hayatına giren iki erkek için de her şeyi yaptı.

Kendini unutup onların sevdiklerini sevdi ama onlar Berra'yı sevmedi.

Ama Çağan farklıydı.

O her şeyi ile farklıydı.

Şimdiye kadar hiç bilmediği bu isimsiz duygular Çağan tarafından kendisine cömertçe sunulurken bocalıyordu genç kız.

Şimdiye kadar görmediği ilgi yüzünden aklının her bir köşesinde Çağan vardı hatta dinlediği şarkılarda,okuduğu kitaplardaki satırlarda bile.

Mutfağın küçük ahşap masasına kolunu dayamış fırında pişen poğaçalara dalmış gitmişti bunları düşünürken ve yüzünde de ne zamandır var olduğunu bilmediği o anlamsız gülümseme yer almıştı.

Mutfakta kısık seste çalan şarkıyı bastıran bir zil sesi daldığı sonu olmayan dipsiz kuyudan çıkarmıştı genç kızı.

Sesli ve derin bir nefes alarak zamanı dolan fırının yanına gelip birkaç saattir uğraştığı kaşarlı poğaçalara yüzündeki ufak gülümseme ile baktı.

Fırının kapağını açtığında yüzüne gelen sıcak hava ve enfes kokular gülümsemesini daha da arttırırken Çağan'ın bu poğaçaları yerken ki halini düşünüp daha da keyifleniyordu.

Yanakları ilk defa bu kadar kırışmış dudağının sol altındaki küçük siyah nokta ile genç adamı afallatacak bir güzelliğe sahipti.

Fırından çıkardığı tepsiyi beyaz mermer tezgaha koyup yukarıdaki rafa uzandı ve eline gelen pembe saklama kabına bir an tereddütle bakmıştı ama sonra rengini fazla umursamadan kalan işine devam etti.

Tepsiden güzel şekilde olan poğaçalardan beş tane seçip saklama kabının peçete serdiği tabanına güzel güzel sıraladı hepsini.

Sıralama bittikten sonra tekrar üzerine peçete serip kapağını sıkıca bastırarak kapattı ve masanın üzerindeki telefonunu da cebine koyarak evin kapısına doğru yürümeye başladı.

Yeni uyanmış tatlı kedisi mırıldanarak Berra'ya sürtünürken ayaklarındaki pandufları çıkarmak için edildiği sırada kedisinin tüylü kafasını yavaşça okşayıp kenarda duran pembe crocslarını giydi.

Kedisinin üzerine kapıyı kapatıp anahtarlarını üzerindeki siyah hırkasının cebine koyarken hemen sol taraftaki boş asansöre doğru yöneldi.

Asansöre bindiğinde zemin katın düğmesine bastıktan sonra yaptığı ilk şey aynadan kendisine bakmaktı.

Saçlarını düzeltirken dudaklarının da solgun olduğuna karar verdi ve yanından hiçbir zaman ayırmadığı meyveli lip balmını cebinden çıkarıp sürdü hızlı bir şekilde.

NEPENTHE | TextingNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ