12- Konuşmak

434 68 66
                                    

Selamlar,

İslam aleminin Ramazanını kutluyorum. Eğer inanmayan varsa da, iyi günler diliyorum 🌺🫶🏻

Havalar sıcak mı soğuk mu tahmin edilemiyo ama siz yine de sıkı giyinin, üşütmeyin.

Ve voteleri yorumları unutmayalım 🤌🏻

İyi okumalar diliyorum 🐻🫶🏻

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Ben cidden özür diliyorum. Berfin'in kusuruna bakma." Dedim üzgün bir şekilde. Berfin yine saçmalamıştı.

"Yok, gerek yok." Dedi yanımdaki beden. Derin nefes aldım ve ona baktım. Cidden hakkını hiç savunmuyordu.

"Tabii ki gerek var Araz. Senle beni shipliyor. Rahatsız oluyorsan sesin çıksın." Dedim çatık kaşlarımla. Daha sonradan fark edip düzeltmeye çalıştım. Benden korkmamalıydı.

Sessiz kaldı.

"O herkesi shipliyor." Dedi sessizce. Anlamayarak ona baktım. Berfin'in saçma özelliklerinden birisiydi. 2 erkek veya 2 kız görmesi yeterliydi. Anında birbirleriyle shipliyordu.

"Rahatsız oluyorsan bunu söylemekten çekinme. Beni dinlemiyor." Dedim tekrardan. Gülümsemeye çalıştı.

"Ödev var mı?" Gözlerim hâlâ ondayken gülümseyerek ayağa kalktı. Çok güzel gülümsemesi vardı. Neden hiç gülümsemiyordu ki?

Çantasından birkaç defteri çıkarıp yanıma geldi. Teker teker defterleri açmaya başladı.

"Bundan var, bundan da var.. ve... bundan da" dedi yavaşça. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Gülümsedim,

"Başka var mı?" Dedim gözlerinin içine bakarak. Gülümsemesini durdurdu ve gözlerini kaçırdı. Dudaklarını diliyle ıslattı. Gözlerim dudaklarına kaydı. Çok dolgun gözüküyorlardı. Görebildiğim kadarıyla dudaklarında 3 tane ben vardı.

Gözlerimi çekip tekrardan gözlerine diktim.

"Yok." Dedi yavaşça. Artık gözlerime bakmıyordu.

"Gözlerime neden bakmıyorsun?" Dedim gözlerine bakmaya devam ederken. Saniyelik olarak gözlerime baktı.

"Kürtçe konuşsana." Dedi. Ne dediğini anlamazmış gibi ona baktım. Ne?

"Ne?" Dedim şaşkınca. Ne alaka?

"Kürtçe konuşmanı istiyorum. Eğer konuşmazsan sorun değil." Dedi dudaklarını büzerek. Yanıma oturdu. Küçük bir gülüş ortaya koydum.

"Ne dememi istersin?" Dedim gülümseyerek. Düşündü,

"Bilmem, ne biliyorsan konuş işte." Dedi geçiştirirmiş gibi. Ben de onu gibi düşündüm.

"Çok şey bilmiyorum ama bildiklerimi söyleyeyim." Dedim. Gülümseyerek baktı.

"Ez hej te dikim" dedim. Duraksadı ve merakla sordu,

"Ne demek?" Dedi.

"Seni seviyorum demek." Dedim gülümseyerek. Gülümseyişi yüzünde soldu. Gözlerini benden yavaşça ayırdı. Yanakları pembeleşmişti.

"Başka.." dedi.

"Ez evîndarê te me" dedim doğru bir şekilde konuşmaya çalışarak. Tekrardan sordu.

"Bu ne demek?" Dedi.

"Sana aşığım demek." Dedim aynı gülümsemeyle. Nefesi hızlanmıştı belli oluyordu.

"Başka.." dedi tekrardan.

"Bildiklerim bunlar, aklıma başka gelmiyor." Dedim. Yutkundu ve kafasını salladı.

"Teşekkürler." Dedi utanarak. Gülümsedim.

'•.

"Burada keşkeli cümle kuracaksın." Dedi parmağıyla göstererek. Anlamayarak ona baktım.

"Nasıl?" Diye sordum. Elindeki kalemle yazmaya başladı.

"I wish I had met you earlier gibi cümleler yazacaksın." Telaffuzuyla şaşkınca ona baktım. Çok güzel konuşuyordu.

"Telaffuzun çok güzel neden dil okumadın?" Dedim merakla. Yüzü düşmüş gibiydi.

"Aslında birkaç ay dil sınıfında kaldım. Eşit ağırlıkta olduğumdan daha çok zorbalanıyordum. Dilciler belki daha ılımlı bakarlar diye düşünmüştüm ama yanlış düşünmüşüm." Dedi üzgünce. Elimi yavaşça omzuna koydum.

"Zorbalardan kaçmak zor fakat gençlik yıllarını heba etme. Aklın dil bölümüne yatıyorsa hiçbir şeyi düşünme ve çalışmaya koyul. Onlar seni unutacaklar ama mesleğin hep elinde olacak." Dedim. Gözleri dolu dolu bana baktı.

"Geri mi dönmeliyim?" Dolu gözleriyle sorduğu soruyu cevapladım.

"Aklında hangi meslek varsa onu yap." Gülümsedim. O da benim gibi gülümsedi.

Mardin'in Yüreği - Gay - MpregWhere stories live. Discover now