0.4

283 34 25
                                    




Bugün uyanır uyanmaz hazırlanıp okula gitmiştim. Dört derse katılmıştım ama hâlâ kendime gelememiştim. Kafeterya'dan kendime sert bir kahve aldığımda Simay arayıp nerede olduğumu sormuştu. Kahvemi yudumlayarak yanıma gelmesini bekliyordum.

Dün, bana mesaj atan, kendisine Katran dememi isteyen adama en son mesajından sonra yazmamıştım. Çünkü utanmıştım. Herife mimarların çok egolu olduğundan bahsedip mesleğini söyletmeye çalışırken benim mimar olduğumu bildiğini hesaba katamamıştım. En azından okuduğumu...

Simay arkamdan gelip bir öpücük kondurduğunda dalgındım. "Güzeller güzelim benim be! Napıyorsun öyle boş boş masayı izleyerek? " dedi yanıma kurularak. Mesaj olayından ona bahsetsem mi bahsetmesem mi çok kararsızdım. O benim her şeyimi biliyordu. Her şeyimi. Ama bu olayı anlatmayı sonraya bıraktım. Çünkü devam edip etmeyeceği bile kesin değildi.

" Özledim seni Sim ya! Nerelerdesin kızım? " dedikten sonra koyu bir sohbet başlatmıştım. Orada oturup bir saat kadar sohbet ettik. Yarın onlara gitmem için sözleştik. Sonra da evlere dağıldık. Aklım, dün cevapsız bıraktığım adamdaydı. Hiçbir şeyden emin olmamakla birlikte konuşma isteğime dem vuramıyordum.

Eve vardığımda bizimkiler neyse ki evde yoktu. Onlara görünmek ve görmek istemiyordum. Odama geçip üzerimdekileri tek tek çıkarıp kirli sepetine attım ve sıcak bir duş aldım. Bir havluyu kendime sarıp banyodan çıktım. Odamın kapısını kilitleyip kilitlemediğimi unuttuğum için kontrol ettiğimde kilitlemiş olduğumu anladım.

Dışarıda çok güzel yağmur yağıyordu. Biraz pencereden yağmuru izlemek bana her zaman iyi gelirdi. Bu yüzden biraz izledikten sonra kıyafet dolabıma ilerleyecekken telefonuma bir bildirim düştü.

Katran : O vücuduna sardığın ufacık havluyla pencere önünde fazla vakit geçiriyorsun gibi hissettim.

Havluyu sıkıca tutarak pencereye tekrar ilerlediğimde yağmurdan dolayı evin etrafındaki korumalar bile yoktu. Daha dikkatli sokak boyu kontrol ettiğimde yine de hiç kimseyi göremedim. O sırada bir bildirim daha geldi.

Katran : Hâlâ yapıyorsun Su Perisi. Beni görebilmek umuduyla o şekilde pencere önünde bulunmanı istemeyeceğimden emin olabilirsin.

Su Perisi : evimi mi dikizliyorsun sen? ne bu şimdi? rahatsız edici bir boyuta ulaştı haberin olsun

Katran : Rahatsız ettiysem özür dilerim. Öyle bir amacım yoktu.

Su Perisi : neden evimin etrafındasın o zaman? hani beni rahatsız edeceğini düşündüğün hiçbir şeyi yapmazdın

Katran : Önce pencere önünde o küçük havluyla dikilmeyi bırakırsan mesajlara daha çok odaklanır ve seni rahatlatacak cevaplar verebilirim.

Kafamı telefondan kaldırıp baştan aşağı üzerime göz attım. Hâlâ havluyla pencere önünde onunla mesajlaşıyordum. Kendime derince bir kaş çatarak tekrar pencereden etrafa göz attığımda kimseyi görememek beni daha da çıldırttı. Perdeyi hızlıca çekip yatağıma oturdum. Elimdeki telefon tekrar titredi.

Katran : Çok tatlı ve uslu bir kızsın.

Nedense şuan onun gülümsediğini düşünerek gülümsüyordum. Yüzümdeki gülümsemeyi hızlıca silip elimdeki telefona döndüm.

Su Perisi : evimin etrafında ne işin var hâlâ cevap vermedin

Katran : Bu sitede çok yakın bir arkadaşım ve ailesi oturuyor. Yemeğe davetliydim onlarda. Ve ne hikmetse tam çıkmış gidiyorken senin eve girdiğini gördüm.

Su Perisi : bu sitede çok yakın arkadaşın mı oturuyor cidden? iyi de ben bu sitedeki herkesi tanıyorum

Katran : Olabilir. Sitede yaşayan herkesi tanıyor olman onların en yakınlarını da tanıyacağın anlamına gelmez öyle değil mi?

KATRAN +18 | TextingWhere stories live. Discover now