0.7

272 29 30
                                    



Hoşgeldin balııımm? Nasılsınnn? Beni sorarsan Destina ve Birhan Dara'yı kelimelerle sana aktarabildiğim için çok mutluyum🩶

Yeni bölümümüze geçmeden önce bir oy'u çok görmezsin diye umut ediyorum. Takip edersen de çok sevinirim <3 Öpüldüünn

                                               🌑


Simay'lara geçtiğimde annesi Firuzan Teyze'yle beni bekliyorlardı. Onları ve onların sıcak anne kız ilişkisini görmek içimi ısıttığı için bir anlık her şeyi unutup yüzümdeki mutlulukla saatlerce sohbet ettik. Firuzan Teyze annemin yakın arkadaşıydı. Yıllardır süregelen dostlukları Bulgaristan'a dayanıyordu. Orada doğup beraber büyümüş, ilkokulu bitirince de babalarının yaptığı ortak işten dolayı Türkiye'ye yerleşmişlerdi.

Dedem ve Simay'ın dedesinin ortaklığı kötü sonuçlanmış, Türkiye'ye döndükten bir süre sonra yollarını ayırmışlardı. Ama aralarındaki derin saygıdan dolayı aileler yıllardır görüşür dostluklarını devam ettirirlerdi. Bizimkisi aile boyu bir dostluktu yani.

Firuzan Teyze annemle çok iyi anlaşır ondan bir melekmiş gibi bahsederdi hep. Ettiğimiz sohbet boyunca da bana annemle olan çocukluk, ergenlik, gençlik anılarının hepsini sıralamıştı. Ben de sessizce dinlemiş arada gülümseyip ufak sorular sormuştum.

Annem özünde iyi bir insandı zaten. Ama iyi bir anne değildi. En azından artık bana değildi. Simay'a benden daha çok sevgisini belli eder, saçının teline kıyamazdı. Ellerinde büyümüştük. Anneminse katran kalbinde yaşamımı sürdürüyordum.

Onun için verdiği bir kayıp bana olan sevgisini de arkasından sürükleyip götürmüştü. Annemse o sevgiyi tekrar hissedebilmek için hiçbir şey yapmayıp üstüne nefretini dolu küreklerle harlamıştı. Bazen ona kızamıyordum. Ama bana nasıl kıydığını da anlayamıyordum işte. Tüm sorun da buradaydı.

Firuzan Teyze, "Ay kızlar benim elbise provam vardı. Sohbetinize doyamadığım için ona geç kaldım. Evgin beni bekliyor," diye ayakladığında telaşı çok tatlı gelmişti gözüme. Hep şen şakrak, hayat dolu bir kadındı. Bazen enerjisine özeniyordum.

"Gerçi sen biliyorsundur Destina'm. Söylemiştir annen sana."

Onunla beraber bende ayaklanmıştım saygıdan. Bana doğru adımlayıp tam önümde durdu. Yüzümü bir anne edasıyla ellerinin arasına alıp sıkıştırdığında çok komik göründüğümün farkındayım. Yanaklarımı öpüp sıkıca sarıldı ve geri çekildi. "Evet Firuzan Teyzeciğim söylemişti de pek anlayamadım, bir işle uğraşıyordum," diye yalan söyledim. Tabii ki de bana bir şey söylememişti.

"Çok güzel bir davet düzenliyoruz yine bizim vakıfla. Onun için elbiseler diktirdik. Bir deneyelim bakalım gidip," dedikten sonra Simay'a da bir öpücük kondurup bizimle vedalaştı. Simay'la başbaşa kaldığımızda," Bu annemin enerjisi beni bitiriyor ya! Kadın yürüyen enerji. Şu kadar olsam yeter cidden," diye ağzının içinde mırıldandı.

"Ne daveti ki bu yine ya? Bir bitmedi arkadaş davetleri! O ortamlardan hazzetmiyorum biliyorsun."

Ben kendi kendime söylenirken onun odasına geçmek için merdivenleri tırmanıyorduk.

"Ne bileyim kızım! Biliyorsun biz bunun içine doğduk. Artık alışmış olman lazım."

Odasına vardığımızda hemen giyinme odasına geçip birkaç elbise sunmuştu önüme. Davet için fazlasıyla heyecanlıydı. Her zaman olduğu gibi...Önce siyah, straplez drapeli bir elbise denedi. Sonra bunun çok hafif kalacağında hemfikir olduk. İkinci elbiseyi denediğinde fazlasıyla yakışmış olması ona olan sevgimi kabarttı. Övgüler yağdırarak mavi tüllerden oluşan, hafif kabarık elbise içinde bir prenses gibi göründüğünü de ekledim. Benim geçen ki davette giydiğim elbisenin neredeyse aynısıydı. Fazlasıyla yakışmıştı.

KATRAN +18 | TextingWhere stories live. Discover now