GİRİŞ

43.5K 1.8K 266
                                    

"Rüzgarın yönünü değiştiremezsen, yelkenlerini ona göre ayarla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Rüzgarın yönünü değiştiremezsen, yelkenlerini ona göre ayarla."

2006 - Çanakkale

Küçük kız hızlı adımlarla yürümeye devam ederek önce kızarmış ellerine, sonra kirlenen önlüğüne, daha sonra da karanlık gökyüzüne baktı. Rüzgarın tatlı esintisini, avuçlarındaki sıyrıkları ısırışını ve terle kaplanan nemli önlüğünün tenini üşütmeye başladığını hissedebiliyordu. Bacakları öncesinde çok fazla koşmaktan ağrıyordu. İlk defa yorulmuş olmayı ya da vücudunda bir yerinin acımasını keyifli buluyordu. Ne var ki içindeki korku keyif duygusunu parçalamaya başlamıştı. Gözbebeklerinden dışarıya fışkırırken, kesilen nefesiyle, "Balca," diye fısıldadı Nazlı Kaya. 

Balca, en yakın arkadaşını duymadı çünkü o sırada aklında pembe bir filin görüntüsü vardı. Bugün  her okul çıkışı yaptığı gibi eve koşup izlemeyi planladığı çizgi filmden bir kareydi. Fil bir fareyi kovalıyordu, fili de küçük, sarışın bir oğlan çocuğu... İzleyemediği için üzgün hissediyordu ancak okulun bahçesinde oynadıkları oyunun eğlenceli olduğunu ve Nazlı ile bunu daha çok yapmaları gerektiğini düşünüyordu.

 Nazlı, adımlarını hız kesmeden ilerletirken başını yanında  yürüyen arkadaşına o an çevirdi. Balca'nın dalgın olduğunun o da farkındaydı.  Bu defa korku içerisinde olmasına rağmen ona geç kaldıkları için kızmak istemedi. Oyun oynamayı kendi de istemişti. Artık konuşmak için bile zaman yolmadığını biliyordu. Babası evde ve yokluğunun farkında olmalıydı. Her şey okulun arka bahçesinde daldıkları oyunun çok eğlenceli olması yüzündendi.

 Aklından bunları geçirirken önce Balca'nın üzerindeki önlükte, sonra da kendi üzerindeki önlükte gözlerini dolaştırdı. Parmaklarını boğazını kesen beyaz yakaya geçirdi ve çekiştirdi. Ucuz bir şeydi ve kıpırdadıkça tek bir noktaya kesik atıyordu. Tahriş olan yerde parmağını dolaştırırken yüzünü buruşturdu  ve isyan etti. Fakat bu yakanın canını yakıyor oluşundan değildi. 

Nazlı'ya göre; Balca'nın dantelden yakalı, önü çiçek işlemeli mavi önlüğü ile kendi önlüğü asla kıyaslanamazdı. Çünkü onun önlüğünü annesi yapmıştı. Nazlı'nınki ise mahalledeki bir dükkândan, babası tarafından, küçük kızın günler boyunca yalvarmalarının sonucunda alınmıştı.

"Beni okula gönder baba. Bunu her şeyden çok istiyorum. Ayak altında dolanmam. Beni hiç görmezsin. Okuldan dönünce de odama çekilirim. İstersen nefes bile almam. Seni hiç üzmem. Yalnızca okula gitmek istiyorum. "

Babasının okul konusunda onu değil de kapıya gelen birkaç komşusunun baskısına dayanamayarak kabul etmesinin üzücü bir yanı vardı. Kendi düşüncelerine değer veren bir babası olmasını çok isterdi. Okula gitmeyi evdeki yalnızlığından kurtulmak için istemişti ve bunu da Balca'ya söylemişti. Her şeyde olduğu gibi. Balca onun bu dünyadaki en iyi dostu ve sırdaşıydı. 

KIZIL GERDAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin