21. Bölüm - Baştan Bela

10.4K 1K 155
                                    

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21. BÖLÜM

BAŞTAN BELA

2014 Çanakkale

"Bugün on beş yaşındayız," diye mırıldanırken avucunda tuttuğu bir demet beyaz lale çiçeklerini toprağa indirdi. Yutkunarak bakışlarını seneler önce abisinin yaptırdığı mermer mezar taşında dolaştırdı. Aklında yalnızca arkadaşının ona mavi gözleri ile bakıp, "Ben hiç doğum günümü kutlamadım," deyişi vardı.

"Nazlı Kaya, iyi ki doğdun." Nazlı'yla konuşurken kelimeleri içtenliksiz ve içi boş geliyordu. Ölü arkadaşının doğum gününü her sene kutlamaya geliyordu. Bugün on yaşındayız, bugün on iki, bugün on dört ile başlayan sözleri anlamsızdı, biliyordu. Fakat asla vazgeçmiyordu.  Nazlı büyümüyordu ama böylelikle içinde kendini suçladığı o yeri besliyordu.

Mavi beyaz okul formasının eteğini düzelterek mezar taşının yanına oturdu. Nazlı Kaya yazısına baktı ve iç geçirdi. "Keşke zamanı geri alabilseydim," diye fısıldadı. "Seni mutlaka bizim eve götürürdüm. Gerekirse sürüklerdim. Başaramazsam abime seslenirdim. Hatırlıyor musun, o da seni çok severdi. Nazlı bizde kalacak desem gelsin tabii derdi. Ama sen hiç gelmedin. O gün gelmeliydin." Gözleri dolarken eteğinin keten kumaşı ile oynayarak dikkatini dağıtmaya çalıştı. Yıllar geçmesine rağmen gözlerinin doluşuna engel olamıyordu. Pişmanlık duygusunu üzerinden asla atamayacağını biliyordu.

"Okulun ilk günü cam suluğuma çarpıp kırılmasına neden olmuştun. Sana kızdığım için çok pişmanım. Babam ertesi gün bana yeni bir suluk almıştı. Bu defa camdan ve onun kadar güzel değildi. Üzüldüğümü ve daha iyi bir suluğa sahip olmayacağım için sana kızdığımı hatırlıyorum. Şimdi düşünüyorum da senin bir suluğun bile yoktu. Hiç olmadı."

Konuşmasını uzaktan, "Balca!" diye bağıran ses böldü. Bu abisinin sesiydi. "Okulda olman gerekiyordu."

Gözlerini önce başka tarafa çevirip kırpıştırarak yaşları dağıttı, sonra abisinin sesinin geldiği yöne döndü. Oldukça uzakta, mezarlığın girişinde duruyordu. "Burada ne işin var?" Mezarlıkta bulunması şaşırtıcıydı. "Sen Trabzon'a gitmeyecek miydin?"

"Sadece biraz erteledim. Bugün onun doğum günü."

Balca gülerek burnunu çekti. "Bunu hatırlaman çok güzel. Ben de bu yüzden geldim."

"Biliyorum," dedi Yalvaç kardeşinin önünde durarak. "Seni ne zaman kaybetsem buradasın."

Balca eteğini silkerek ayağa kalktı. Onun karşısına dikildi. "Lalleri kimin getirdiğini bulabilirim belki dedim ama bugün lale getiren olmamış. Oysa her yıl bir demet oluyordu."

Yalvaç artık neredeyse yetişkin bir kız sayılan kardeşinin kaküllü saçlarını karıştırdı. "Belki laleleri bırakan henüz gelmemiştir."

"Haklı olabilirsin. Bu yüzden biraz daha bekleyeceğim."

KIZIL GERDAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin