13. Bölüm - Dönüş

10.3K 1.1K 197
                                    


13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13. Bölüm

DÖNÜŞ
10 Ay Sonra

Kalemleri demet haline getirip lastikle tutturduktan sonra not defterlerimi çekmeceden aldım. Hemen sonra da çekmecenin içinde başka bir şey kaldı mı diye kontrol ettim. Bugün, buradaki son günümdü. Sadece bu ofiste değil, bu şehirde. Unutacağım her şey arkamda kalacaktı.

Elimdekileri evden getirdiğim karton kutunun içine, diğer eşyalarımın yanına güzelce yerleştirdim. O sırada kendi masasının üzerini toparlayan Leyal ile göz göze geldik. Bana sırıttı ama bu hayal kırıklığı içeren bir gülümsemeydi. Çanakkale'ye taşınmayı hiç istemiyordu. Ben ondan biraz daha karmaşık duygular içerisindeydim. Gitmeye istekli olmak ile kalmak arasında boğuluyordum. Hissettiğim şey tam olarak buydu. Kalsam ailemi özlemekten ölebilirdim. Gidince de saklamak zorunda olacaklarım beni tüketecekmiş gibi hissediyordum.

Bugün Ali Cihan'ın denize açılmasının üzerinden tam on ay geçmişti. Bir şeyler değişiyordu. Hayır, aslında çok şey değişmişti ve kaçınılmaz olanlar da değişmek üzereydi. Ankara'ya veda edecek olmamın ayrıca duygusal bir yanı vardı. Burası ikinci evim gibiydi. Ankara'nın sokaklarında büyümüş, Kızılay da neredeyse her gün kahve içmiş, Çankaya'nın sokaklarında gece gündüz dolaşmıştım. Evimin penceresi bir caddeyi, onun ardından küçük bir çocuk parkını görüyordu. Hem o gürültülü caddeyi hem de çitlerle çevrili, kırmızı kaydıraklı çocuk parkını özleyecektim.

"Ağlamak üzereymişsin gibi hissetmem normal mi?"

Bakışlarımı Leyal'e kaldırdım ve ona gözlerimi devirdim. Elimdeki parfüm şişesini kutuda bir yere sıkıştırırken, "Senin halin benden farklı mı? Zırlamana az kaldı değil mi? Beni bahane ediyorsun," diye homurdandım.

"Benim durumum senden biraz daha kötü olabilir." Kendi kutusunu bantlamaya geçti.

"Duygularımızı mı yarıştırıyoruz? Ben de senden daha kötü durumda olduğumu düşünüyordum."

"Alakası yok," diyerek bana itiraz etti. "Senin evin Çanakkale. Orada doğdun, orada büyüdün. Ailen orada, Ali Cihan orada. Ama ben asıl evimden ayrılıyorum."

Ailem oradaydı ama Ali Cihan için aynısını söyleyemezdim. Her anlamda bu geçerliydi. Aramız biraz bozuktu ve o artık bende bile olmayabilirdi.

"Saçmalama, gerçekten ağlayacak gibisin!" diyerek hızla bana doğru adımladı. Nasıl görünüyordum ki ona, bu kadar endişe ediyordu? Ağlamaya falan niyetim yoktu.

Oflayarak önümdeki kutuyu ittirdim. "Asıl sorun buradan gidiyor olmak da değil aslında," diye itiraf ettim. Bakışlarımı ofiste dolaştırdım. Sabahın erken bir saatindeydik. Diğerlerinin gelmesi için daha bir saatten fazla vardı. Yine de emin olmak istedim.

KIZIL GERDAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin