Bölüm 16

1.6K 130 75
                                    

Yazım yanlışı varsa eğer şimdiden kusur bakmayın. Bol bol oy ve yorum bekliyorum..


***

Oturduğu sedyeden dikkatle kalkan Hazal, karnındaki jeli yardımcı hemşirenin uzattığı peçete yardımıyla sildi. Göğsüne kadar çektiği bluzunu düzeltti ve ayaklarını sedyeden sarkıttı.

"Söylediğim gibi," dedi doktoru oturduğu dönen sandalyede geri giderken. "Sinir, stres, endişe ve bunların türevleri size yarardan fazla zarar verir Hazal Hanım. Kendinize iyi bakmalısınız ki, bebeğiniz de iyi olsun. Bu durumu eşinizle de net bir dille paylaşın."

Hazal titrek bir nefes aldıktan sonra başını salladı. "Çok dikkat ediyorum ki ben, eş-eşimle de mutlaka konuşacağım emin olun."

"Bebeğiniz o saydığım durumlardan fazlaca etkilenir. Bunları asla göz ardı etmeyin.."

Yutkundu Hazal. "Sadece bu sıralar biraz zor bir dönemden geçiyoruz da. Bizim için en önemli olanın bebeğimiz olduğunun da farkındayız. Teşekkür ederim söyledikleriniz için."

Gülümsedi doktor. "Rica ederim.. Bir dahaki kontrolde görüşme üzere. İyi günler."

"İyi günler.."

Ceketini giyen Hazal, çantasını koluna aldı ve odadan çıktı.

Bebeği bir aylıktı artık. Tam bir aydır içinde bir canı büyütüyordu. Garipti ama güzeldi. Her gece onunla konuşuyor ve ne hissederse söylemekten çekinmiyordu.

Bebeği annesini ilk dakikadan beri hissetse dahi, babasını henüz hiç hissedememişti.

Eli yavaşça karnına gitti. Derince bir iç çekti. Geçmişte hayal ettiği çoğu şeye kavuşmuştu. Ev, iş, araba, saygınlık, evlilik ve bir bebek.. Ama huzuru yoktu. Kocası ile boşanmıştı. Sağda solda onun hakkında dedikodular dönüyordu ve Hazal artık ciddi anlamda dayanamıyordu. Tek bir dayanak istiyordu kendine.. Tek bir..

Hastane kapısından çıktıktan sonra tanıdık bir araba görmeyi beklemiyordu. Üstelik arabanın yanında telefona bakan adam ise her şeyden daha tanıdıktı. "Deniz.." diye kıpırdandı dudakları ondan habersiz. Hem şaşkın hem de biraz tedirgin adımlar atmaya başladı peşi sıra. Deniz başını kaldırdığında da göz göze geldiler. Hazal ister istemez karnındaki elini sıklaştırmıştı. Etrafına evladıyla bezeli bir kalkan örüyordu.

Telefonunu ceketinin iç cebine koydu Deniz. Derin bir nefes alıp verdikten sonra Hazal'a yaklaştı.

"Deniz.." dedi yeniden şaşkınlıkla Hazal. "Ne işin var burada?" Güldü Deniz hafifçe. "Ne işim olmasını isterdin?" Cevap vermedi Hazal. Gözlerini yere indirip yutkundu. Anlaşılan Deniz yine dalga geçiyordu. Gitmek istedi. Tam hiçbir şey demeden gidiyordu ki kolunda hissettiği dokunuş ile durdu. Birbirlerinin gözlerine baktılar. Deniz'de merak, Hazal'da kırgınlık vardı.

Boğazını temizledi Deniz. Hazal'ın karnına baktı yavaşça. "Sağlıklı mı?"

Başını salladı Hazal. "Ona iyi bakmaya çalışıyorum.."

"Kaç haftalık?" dedi bu sefer Deniz. Şimdi Hazal'ın gözlerine bakıyordu.

"Dört. Bir aylık oldu işte bugün."

Deniz belli belirsiz tebessüm etti ve yeniden Hazal'ın karnına baktı. Ardından tekrar onun gözlerine. "Hazal, ben senin eve geri dönmeni istiyorum."

Kaşları çatıldı Hazal'ın. Dudakları şaşkınlıkla aralanınca bir adım geriledi. Konuşamadı. Ama Deniz konuşmaya meraklı gibiydi.

"Seni çok üzdüm. Çok haksızlık ettim. Biliyorum bunları böyle ayaküstü de konuşamayız. Bir yere oturalım mı? Enine boyuna konuşalım. Ben yeniden seninle beraber olmak istiyorum."

KADER TILSIMI / DADDY İSSUES +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin