☆:9

127 45 173
                                    

BOK GİBİYİM MİLLET!
BÖLÜMÜ SORGULAMAYIN!

"Gözlerime bakmadan kalbinle beni görüyorsan hislerimi de biliyor olmalısın." diye fısıldadı minik tavşan. Çünkü biliyordu sesin sahibi onu her türlü duyardı. Gerçek bazen gözlerle değil kalple görülürdü.

"Biliyorum küçücüğüm, sabret. Çıkışının ellerimin arasından olacağına yemin ederim" diye fısıldadı derin sesini sahibi. Minik tavşan ise çıkışını bulmuşken beklediği heyecanı alamamıştı çünkü kalbi şuan görmekle meşguldü. Sesin sahibini görmekle meşguldü, güzel gözlerinde gezdirmekle meşguldü gözlerini.

O sırada derin sesi sahibi ise bulunduğu yerden minik tavşanın yaşadığı yere baktı. Griliklerle dolu dar bir hapishaneydi onunki. Minik tavşan bilemezdi, Dünya gibi büyük odaların da hapishane olduğunu ve rengarenk olan bazı şeylerin bile aslında insanlar yüzünden renksiz göründüğünü bilemezdi.

Derin sesin sahibi ateş elementine sahip bir kaplandı. Minik tavşana dokunsa teması sonucunda ikisini de yok edebilirdi ve onların ailelerinin kuşaklar boyu devam eden kavgaları sonucunda onu buradan neden çıkardığını bile bilmiyordu. Ama kalbi öyle hissediyordu ki toprak elementinden olan bu küçücük tavşan bir şeylerin başlangıcı Ve bir şeylerin de sonu olacaktı kendi fikrince.

Belki bu doğru degildi ama minik tavşana ardından kendine baktıkça fark denilen şeylerin ortadan kalktığını görüyordu. Kendisinin  kendini korumak için olan pençeleri insan öldürür, minik tavşanınki ise okşardı. Onun kürkü sertti minik tavşanınki pofuduk.

Tüm boy, mevki ve cins farklılığı yalan oldu bir anda minik tavşana baktıkça. Ona çeken bir şey vardı kendini. Minik tavşanın kilidini açınca gidecek miydi Peki bu sızı? Ya da minik tavşanın yanında tuttuğu fanus içindeki Lavinia çiçeği miydi onu buraya kadar getiren.

𝐉𝐮𝐬𝐭 𝐋𝐢𝐤𝐞 𝐀 𝐒𝐭𝐚𝐫✯Where stories live. Discover now