1.3

217 49 78
                                    

Uzun bir aradan ve sizin mentalinizi bozuktan sonra yeni bölüm için oy yorum lütfen 🚓
•••

Daha dün üst kısmımız çıplak yan yana yatıyor, birbirimizle konuşarak öpüşüyorduk. Omzuna öpücükler kondurmuştum. Hoşuna gitmişti. Yüzüne de öyle. Alnına, elmacık kemiklerine, burnuna ve dudaklarına...

Şimdiyse yara kaplıydı o. Beyaz sargıyla kaplı yüzüne bakıyor, olanları beynim tekrar tekrar oynatdıkça daha kötü oluyordum.

Bunu kendine yapmıştı. Defalarca demirlere kafasını ve yüzünü vurmuş her yerini kanla kaplamıştı. Gözümün önünde yapmıştı bunu. Sevdiğim çocuk belki hoşuna gider diye oturduttuğum polis arabasında hayatımın en korku ve acı dolu anlatımı yaşatmıştı bana.

Elini kaldırıp iki elimin arasına aldım ve alnımı yasladım parmak uçlarına. Sabaha karşıydı zaman ama o hala uyanmamıştı. Sakinleştiricinin dozu az geldiğinden ambulansta uyanıp şiddetli bir şekilde ağlamaya başlamıştı ve sanırım bundan dolayı daha etkili bir uyku ilacı vermişlerdi. Derin bir nefes aldım.

Hastaneleri sevmiyordu. Eskiden kapatılıp tedavi gördüğünü biliyordum ama ne yönden olduğunu anlamış değildim. Neden, niçin böyle davranıyordu? Neden kendine zarar veriyordu? Neden hareketleri bu kadar tutarsızdı? Neden bana kendini açmıyordu? Ara ara baktığında ürperti veren o korkutucu gözlerin arkasındaki hikaye neydi?

"Bilmiyorum..." Kendi kendime fısıldadım. "Sevdiğim hakkında hiçbir şey bilmiyorum." Alnımı elinden ayırdım ve kapalı gözlerine baktım. "Sadece seni sevdiğimi biliyorum. Bir de burada olmaktan nefret ettiğini."

Yutkundum ve elini yavaşça yatağa koyup ayağa kalktım. Sargı beziyle sarılı kafasından bir öpücük alıp doğrulduğumda ise aklımdaki şey belliydi. Doktor şimdiye gelmiş olmalıydı. Gitmeli ve konuşmalıydım. Bu yüzden yavaşça arkama baka baka odadan çıktım. Cam pencereden baktığımda ise gözlerim dolmuştu istemsizce.

Duygusuz biriydim ben. Ağlamazdım. Geçmişte yaşadığım şeyler beni duygusuz sadece kendini ve yanındaki birkaç kişiyi düşünen tepkisiz, sinirli, beklentisiz biri yapmıştı. Böyle bir polistim ben. En azından eskiden... Çünkü o yapmıştı. Hayatıma renk katmış, duygularımı bana geri getirmişti. Beklentim vardı artık.

Onunla mutlu olmak gibi bir beklentiydi bu.

Birbirimize bağırarakta olsa, vurarakta kızararakta olsa yine de dönüp dolaşıp yanında kendimi bulduğum kişi olarak istiyordum Jeongin'i. Sevgilim. Belki de evim.

"Aptal."

Derin bir nefes aldım ve camdaki elimi çekip boğazımı temizledim. Doktor bu tarafa geliyordu. Muhtemelen Jeongin'in durumunu kontrol edecekti. "Polis bey? Burada kalmanıza gerek olmadığını söylemiştim. Yakınınız da olsa sorun olmayacaktır efendim."

"Ne demek bu?"

Karşımda gülümseyerek bana bakan adama huysuzca döndüm. Evet böyle bir şey demişti ama kalmak benim seçimimdi. Tabi ki sevgilimin yanında kalacaktım. Sorun olmayacak diyerek uzun bir zaman dilimini kastetmesi ise... Hoşuma gitmemişti.

"Değerleri oldukça düşük. Muhtemelen çok yetersiz besleniyor. Yüzündeki yaralara gelecek olursak iyi bir bakım sonrası iz kalmayacaktır ancak bunu kendisine yapması... Efendim. Kanında bulunan bir takım ilaçlar ve diğer hastahanelerdeki kayıtlar birleşince Bay Yang'ın burada, hastanemizde kalması herkes için en iyisi olacaktır."

Değerler? Jeongin öyle yemeyen biri değildi. Yoksa. Yoksa sadece benimle ya da biriyle birlikteyken mi yiyordu? Kanındaki ilaçlar dediğine göre ise durumda farklı şeyler vardı. Detay vermediğine göre bunun zihinsel olduğunu varsayabilirdim. Az da olsa demek ki ilaç kullanıyordu Jeongin. İyi de neden? Diğer hastahaneler? Birden fazla hastaneye gitmişse ya zorla götürüldü ya da kendine iyi gelecek şeyi bulamadı. Kafamda bütün olasılıklar oluşurken başımı kaldırıp adama baktım. Yüzünde hala sinir bozucu bir gülümseme vardı. İyi niyetli gibi duruyordu ama hayır.

 Artifice •hyunin•Where stories live. Discover now