ep 2.1

26 2 11
                                    

...

Sırtımda Jisung varken kapıyı açmak zor olsa da sonunda kapıyı açıp içeri girmiştim. Duyduklarımdan sonra onu kendi evine götürmek istemediğim için bize gelmiştik, yukarı çıkıp odama gitmiştim ve onu dikkatlice yatağa yatırıp üstünü yorganla örtmüştüm. Uykusu çok derin olduğundan uyanmamıştı.

M:Bunun için bana borçlu olacaksın Han Jisung.

Neredeyse çocukluğumuzdan beri tanıştığımız için onun çoğu alışkanlığını biliyordum ve bunların arasında birşeye sarılamadan rahatça uyuyamadığı da vardı, çocukken ne zaman bizde kalmaya gelse birşeye sarılamadığı için kabus görürdü. Ben de bu yüzden evde onun için bir peluş oyuncak tutuyordum.

Biraz aradıktan sonra peluşu bulduğumda dikkatlice peluş kediyi kollarının arasına koymuştum.

M:Tıpkı bebek gibisin yemin ederim Jisung.

J: ...

Onu izlemeye dalmışken gelen gürültülü kapı sesiyle kendime gelmiş ve Jisung uyanmasın diye hızlıca kapıya bakmıştım. Kapıyı açtığımda ise Jisung'un babası vardı.

M:Buyur Si-hun amca bir sorun mu var?

SH:O oğlan burada mı?

M:Kim burada mı?

SH:Jisung işte kim olacak!

M:Sakin olur musun biraz lütfen? Neden sormuştun?

SH:Cevap vermediğine göre gerçekten burada ha! O oğlanı geberteceğim bu yaptığı bardağı taşıran son damlaydı!

M:Kapımın önünde bağırmaz mısın komşular rahatsız olacak. İçeride konuşmaya ne dersin?

Adam bana cevap vermeden içeri dalıp direkt benim odama çıkmaya başlamıştı. Jisung ile derdi ne bilmiyordum ama gözüme hiç iyi gözükmediği için peşinden gidip anında durdurmuştum onu.

M:Bu yaptığın suç biliyorsun değil mi? Özel hayatıma karışamazsınız.

Biz birbirimize bağırmaya devam ederken gürültüden uyanan Jisung yavaşva kapıyı açıp koridora çıkmıştı, kolunda hala peluşu tutuyordu. Babasını gördüğünde uykulu gözleri bir anda korku ve şaşkınlıkla açılmıştı. Bir bana bir babasına bakarken babası bir anda atak yapıp Jisung'un kolunu yakaladığı gibi onu çekerek götürmeye başlamıştı.

SH:Demek geceyi milletin evinde geçiriyorsun ha? Belliydi zaten ne bok olacağın, hareketlerinden belliydi yürü eve gidiyoruz!

J:Bırak beni lütfen!

SH:Hiçbir yere kaçamazsın!

J:Bırak beni dedim!

Ben olayların şokunu yaşarken sonunda kendime gelip Jisung'u diğer kolundan tutup yanıma çekmiştim. Anında arkama geçtiğinde gözlerinden öfke fışkıran adam ikimize birden bakıyordu.

M:Rica ediyorum çık evimden! Hemen!

SH: O benim oğlum! Sence elinde sonunda onu bulamaz mıyım? Bulurum! Ama sen bulduğunda yaşıyor olur mu emin değilim! Elimden kurtulamayacak çünkü!

M: Hemen çık evimden! Zoru kullandırtma bana!

Adam hala gözlerinden öfke fışkırırken evi terk etmiş ve arkasından kapıyı sertçe kapatmıştı. Geri arkamı döndüğümde Jisung'u göremeyince gözlerimle etrafa bakınmaya başlamıştım, tam endişelenmeye başlıyacakken duyduğum hıçkırık sesleriyle o yöne doğru gitmiş ve sonunda banyo kapısının önünde bulmuştum kendimi. Hafifçe kapıyı tıklatmıştım ancak ses gelmemişti.

butterflies in my stomach Where stories live. Discover now