bölüm|10

594 97 153
                                    

Bugün tatil olduğu için işe gitmemiş uyandığından beri hala uyuyan sevgilisini izliyordu Minho. Başlarda gözüne fazlasıyla arsız ve ergen gelen bu çocuk gün geçtikçe gözüne daha bir tatlı gelmeye başlamış, ona karsı hissettiği çekimin farkına varmıştı. Düşündüğü kadar şımarık ve arsız değildi, aksine en ufak yakınlıkta utanıyor gözlerinin içine aşkla bakıyordu. Bu da Minho'nun ona olan çekimini daha çok artırıyordu.

Tepinerek üzerindeki yorganı yere atan çocuğa bakıp gülümsedi Minho, tam eğilip yorganı tekrar jisung'un üzerine çekecekti ki çocuğun mırıldanarak elini kasıklarına bastırdığını gördü. Minho'nun bakışları jisung'un eline kaydığında jisung'un kalktığı belli olan erkekliğiyle karşılaştı. Elini jisung'un elinin üzerine koyup hafif baskı uyguladığında jisung inleyerek gözlerini açtı. Görüş açısına ilk giren Minho'nun yüzüyken, hissettiği şeyle yutkunup başını hafiften kaldırarak kasıklarına baktı. Elini hızla kasıklarından çektiğinde bu sefer Minho'nun eli erkekliğinin üzerine düştüğünde, derin bir nefes verip hızlı hızlı atan kalbiyle bakışlarını kaçırdı.

Minho çocuğun şimdiden kızaran yanaklarına ve heyecandan titreyen ellerine gülmemek için kendini zor tutarken, elini biraz daha bastırıp hafiften hareket ettirdi. Jisung elini hemen Minho'nun bileğine götürüp tutarken bakışlarını zor da olsa ona çevirdi.

"Minho" Dedi utanarak, eli hala bileğindeydi.

"Hmm?"

"Elin?"

"Ne olmuş?"

"Şey, ç-çek"

Minho jisung'un yüzüne eğilip dudaklarının üzerine doğru fısıldadı.

"Gerçekten çekmemi istiyor musun?"

Jisung yutkundu, çekmesini istiyor muydu bundan emin değildi. Minho hala ondan bir cevap beklerken "evet" Diye cevap verdiğinde, Minho hafiften düşen yüzüyle elini çekip jisung'un yüzünden uzaklaştı.

"Özür dilerim" Diyerek yataktan kalktığı sırada jisung tam kolunu tutacaktı ki Minho hızlı davranıp yataktan kalkarak odadan çıktı. Jisung arkasından üzgün bir bakış atarken havada kalan elini indirdi. Neden böyle bir tepki vermişti bilmiyordu, uzaktan uzağa konuşurken kolaydı tabi iş ciddiye geçince içindeki utanca engel olamıyordu. Minho'nun kırıldığı yada yanlış anladığı düşüncesiyle yataktan kalkıp banyoya girerek elini yüzünü yıkadı. Tekrar odasına dönüp pijamalarını değiştirerek odadan çıkıp mutfağa geldi. Minho ve Hyunjin kahvaltı yapıyordu ortaya bir "günaydın" Bırakarak masaya oturdu.

"Günaydın"

Hyunjin'in konuşmasının ardından bakışlarını Minho'ya çevirdi Jisung, Minho sessiz kaldığında üzülerek kahvaltısını yapmaya başladı.

.

Felix eline aldığı büyük bardak sütle ve sandviç'le balkona çıkarak masaya oturdu. Ev fazla sessizdi ve balkonda kahvaltı yaparken kulağına dolan sesler hoşuna gidiyordu. Bakışları karşı balkona kaydığında göğsündeki o yanmayı hissetti yine, en azından ara sıra konuşup görebiliyorken şimdi o da yoktu artık. Tek çabalayan kendisiyken o da vazgeçtiğinde tüm sesler susmuş herşey sonsuza kadar bitmişti. Aklından geçen düşüncelere ek karşıdaki balkonun kapısı açıldığında dolan gözlerini balkona çıkan sarışına çevirdi. Bakışları buluştuğunda ilk defa gözyaşlarına hakim olamayarak onun karşısında ağlamaya başladı Felix, tam gözlerinin içine bakıyordu ve Hyunjin de göz temasını kesmiyor çatık kaşlarla izliyordu ağlayan çocuğu.

Oturduğu yerden kalkıp içeriye girdi Felix, odasına gelip yatağına oturarak daha çok ağlamaya başladı. Belki de vazgeçmekle hata yapmıştı, şimdi kim atacaktı o ilk adımı nasıl kavuşacaktı sevdiği adama.

KOMŞU AŞK|| Hyunlix ||MinsungWhere stories live. Discover now