Bölüm 21

1.6K 156 7
                                    

"Teyzenleri üzme Alen"

"Neden? Yoksa onları da mı sevmem"

Cevap vermediler. Onlarla daha önce arabada bulunduğuma dair anım yoktu. Ama çok daraltıcı olduğu bir gerçekti. Mehmet amcanın arabasında böyle hissetmiyordum. Bu bir gerçekti.

Telefonum çalınca ilgi yeniden bana toplandı. Ama bu pek de umursadığım bir nokta değildi.

"Teyzenlere mi gidiyorsun?"

"Evet"

"Alen emin değilim, buna hazır değilsin"

"Neye?"

"Abinle ilgili anına"

"Açık konuş"

Sesi çok tedirgin çıkıyordu.

"Tamam. Zaten bu gün ya da yarın illa bu olacak. Umarım kaldırırsın. Kuzenin ve abine dikkat etmeni istiyorum. Böylelikle sekizinci sınıftaki anıların da aklına gelecektir."

Telefonu kapattı. Demek bu anı dan sonra Oğuza geçebilecek olacaktım. Bu anı her neyse sonunda Oğuza geçecek olacağım için hatırlamak için her şeyimi verebilirdim. Ama gizli umudum neden bu kadar endişelendi ya da ikilim de kaldı ki? Çok mu kötü bir anıydı? O beni tanıyordu. Kaldırıp kaldırmayacağımdan şüphe ediyorsa bir şey var demektir.

Araba durunca merakla arabadan indim. Müstakil bir evdi. Kapıyı ben çaldım. Kısa bir süre sonra kapı açıldı. Bir erkek açtı. Kuzen. Evet evet bu benim kuzenimdi. Sarı saçlı,kahverengi gözlü ,sarışın bir erkek. Benden büyüktü. Ama çokta değil. Bir iki yaş olabilir belki.

"Hoş geldin Alen"

"Hoş bulduk Cengiz"

Bana dikkatle bakarken gayet normal bir şekilde içeri girdim.Montumu çıkarıp askıya asarken ailem olarak tanıtılan kişiler de gelmişlerdi. Abim olarak tanıtılan kişi ile Cengiz bakışırken içimden pis pis güldüm. Yakındır. Sizde ne tür bir pislik var  çözeceğim. Teyzem ve eniştem olarak tanıtılan kişilerle de selamlaştıktan sonra salona geçtim.


Yaklaşık üç saat geçmişti fakat bir anormallik yoktu. Anı da yoktu. Hatta her şey fazla normaldi.Aile,akraba ve akşam oturması. Olabileceği en normal şekildeydi. Anne ve teyze olarak tanıtılan kişiler ailedeki insanlarla ilgili konuşuyordu. Babam ve eniştem olarak tanıtılan kişiler de siyaset gibi konulardan bahsediyorlardı. Abim ve Cengiz ise Cengiz'in odasına gitmişlerdi.

Ciddi anlamda sıkılmıştım. Koltuktan kalkıp yavaş yavaş koridorda yürümeye başladım. Ev ufak ama güzeldi. Eve yemek kokusu hakimdi. Teyzemin yemeği kötü değildi. Koridorun sonun kapısı kapalı olan oda Cengiz'in odasıydı. Kapıyı nezaketen çaldım. Nezaket ve ben birbirimize uzak kavramlardık ama şu an ihtiyacım var gibiydi.

Cengiz'in tedirgin 'gel' sesini duyunca odaya girdim. Plastion oynuyorlardı. Biz de Oğuzla oynardık. Evet evet oynardık.

"Sıkılsın mı Alen?"

"Evet abi"

"Geç otur Alen. Biz de film açacaktık"

Cengiz'in cümlesiyle yatağa oturdum. Neden ikisi yan yana gelince benden çekiniyordu bilmiyordum ama bu halleri komikti. Odayı incelemeye başladım. Odaya lacivert ve kahve rengi hakimdi. Sade biz düzen , bana bile hitap ediyor diyebilirim. Yataktan kalkıp kitaplığa yaklaştım. Kahverengi kitaplık. İlgimi çekmişti. Ne kadar da çok kitap vardı böyle. Anlaşılan Cengiz kitap okumayı baya seviyordu.

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin