Parmak uçlarımda kalkıp kollarımı boynuna doladım. Sarılmak bir yana, az daha durursam işeyecektim.
"Yalçın, eğer hiç görmek istemeyeceğin şeylere şahit olmak istiyorsun daha çok sarılabilirsin şekerim," dediğimde boynuma yasladığı burnunu çekti.
"Tamam git hadi. Karşıdaki kapı."
Allah razı olsun kanki.
Hızlıca girip işimi hallettikten sonra çıktım. Artık eve gitsem iyi olacaktı.
"Ben artık gitsem iyi olur kızlar. Daha sonra yine görüşürüz," diyerek çantamı alıp kapıya doğru ilerledim.
"Yine beklerim yengelerin Gül'ü." İlay'la sarıldıktan sonra Bade'yle de vedalaştım. İkisini de sevmiştim ama düşündüğüm kadar samimi olmamıştık. Belki ilerleyen zamanlarda birbirimize alışırdık.
"Ben bırakayım seni Gül." Yalçın'ın teklifi çok iyiydi fakat zaten ben arabayla gelmiştim.
"Arabamla geldim, üzgünüm reddediyorum seni şekerim," dediğimde yüzü düştü. Araba babamındı ama şu an benim olmuştu.
"Tüh, bir dahaki sefere artık," dedikten sonra arabamın yanına kadar benimle geldi.
"Görüşürüz o zaman," dedim ve sarıldım. Bugün de ne çok sarılmıştık.
Sarılışıma karşılık verdikten sonra geri çekilmeden önce yanağıma güçlü bir öpücük kondurdu.
Hızın aldı başını gidiyor yine Yalçın.
"Görüşürüz, dikkat et güzelim," diyerek alnımdan da öptü ve geri çekildi. Alnımdan öpmesi hoşuma gitmişti.
Ben arabama binip mahalleden çıkana kadar kapıdan ayrılmadığını fark ettim. Bugün gelmesini hiç beklemiyor olmama rağmen çok sevinmiştim.
Artık kendime itiraf etmeliydim ki, ondan kesinlikle hoşlanıyordum. Beni kendine çekiyordu. Ne ara bu hale geldiğim hakkında bir fikrim yoktu.
Umarım ki duygularım tek taraflı olmazdı.
***
Siz:
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.