18- Araya Giren Engel'ler

4.1K 239 62
                                    

Keyifli okumalarrrr

Her zamanki gibi yorum dileneceğim, dilenmezsem olmaz. Dilenmezsem de atmıyorsunuz zaten SDÖPOFKSDOIKSFDV

Serdar Ortaç- Asrın Hatası (Şarkı zevkimi lütfen linçlemeyin, gayet güzel şarkılar dinliyorum bence sdöfspokdf)

"Kendime başka bir aşk bulurum, sen beni hiç sevmesen de olur."

***

"Baba biraz yavaş hareket et artık!"

Uyarıcı sesimi duymuş olan adam içten bir şekilde tebessüm edip hareketlerini durdurdu ve bana baktı. Hızla onun yanına varıp sırtını elimle destekledim ve doğrulmasına yardımcı oldum. Yapılan kazada araba babamın tarafından çarptığı için en çok hasarı o almıştı ve iyi de sayılmazdı açıkçası. Bu yüzden de en konforlu bir şekilde tedavisinin tamamlanmasını istediğim için kaç gün olursa olsun parası neyse onu verecektim ve bu hastanede kalacaktık. Hayati bir durumu olmasa da çok acı çektiği belliydi, ben de babamın acı çekmesine dayanamayan bir taraftaydım işte.

Sırtını yasladığı yastıkları el yordamı ile havalandırıp iyicene rahat etmesini sağladım kendimce. Daha sonrasında ise dikkatli bir şekilde onu yatırmış ve geri çekilmiştim. "Aslı diye bağırdığın an dibinde biteceğimi biliyorsun." diye mırıldandım yanaklarını sulu sulu öpmeden önce.

Babam başını sallayıp güldü. Herhangi bir şey söylememişti ama. Ben de odanın içerisindeki koltuklardan birine oturup camdan dışarıyı izlemeye başladım sessizce. Yapabileceğim herhangi başka bir şey yoktu. Annem ve kardeşlerim valizlerini kalacakları otele bırakmaya gitmişlerdi ve yalnız başımaydım şu anda. Her ne kadar bende kalmaları adına diretsem de beş kişi bir artı bir eve sığamayacağımız konusunda annem beni çok ustaca ikna etmişti.

Gerçi dün yaşananlardan sonra benim onları ikna edebilecek bir kuvvetim de kalmamış olabilirdi. Hâlâ daha bile kendimi fazla güçsüz hissediyor sayılırdım. Sindirebileceğim, kaldırabileceğim şeyler yaşanmamıştı. Kerem'den hoşlanmıyordum, ona aşık da değildim ama yine de benim için yeri her zaman ayrı olan bir insan olmuştu şimdiye kadar. Ona her ne kadar sinirli olursam olayım, her ne kadar bazı hareketlerini uçarı buluyor olursam olayım hep sevmiştim ve güvenmiştim. Konu da tam burada başlıyordu zaten. Beni güvendiğim yerden kırmıştı. Daha can yakıcıydı, onarılması da daha zordu.

Fazla tepki verip vermediğimi de düşünmüştüm aynı zamanda. O tokat fazla mı olmuştu mesela? Ya da onu gerçekten de dinlemeli miydim? Bunların hiçbirini bilmiyordum. Tek bildiğim şey onun yaptığı açıklamayı dinlediğim anda onu affedeceğimdi. Çünkü ben kin tutabilen, birine düşman olabilen biri değildim. Ama çok kırılmıştım. Bu sefer gerçekten de çok kırılmıştım.

Konu belirli bir noktada Kerem'den de çıkıyordu aslında. Hasta olduğumu en öğrenilmemesi gereken şekilde öğrenmiştim ve buna da kafayı takıyordum. Daha benim bir şeylerden haberim yokken, kendimi gayet sağlıklı hissederken Kerem dün anlattığı şeyleri nereden biliyordu mesela?

Bunları da net bir şekilde anlamak için randevu bile almadan doktorumu aramış ve sabah onun yanına gideceğimi söylemiştim gecenin bir vakti. Dediğimi de yapıp yanına gitmiştim sonrasında da. Bildiğim şeyleri belli etmeden genel ve detaylı bir tarama istediğimi de söylemiştim aynı zamanda. Sonuçları da alelacele almayı talep etmiş, gereken tüm parayı misliyle ödeyeceğime dair bir açıklama yapmıştım. O kadar parayı nasıl ödeyeceğime dair zihnimde bir toz bulutu bile yoktu ama sağlığımdan önemli değildi neticesinde. Ölmek istemiyordum.

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin