4.

778 114 2
                                    

Nur'dan.

Gözlerimi zar zor açtım.Sanki dayak yemiş gibiydim.Her yanım ağrıyordu.Göz pınarlarım ağladığımı belli ediyordu hala ıslaktı.Yerimden doğrulmaya çalıştım.Her yerim o kadar acıyordu ki...Ne olmuştu böyle,neredeydim ben?Etraf zifiri karanlıktı.Sırtım soğuk taş bir duvara yaslıydı.Bir kaç dk içinde gözlerim ortamın karanlıklığına uyum sağlamaya başladı.Buraya nasıl gelmiştim?

En fazla iki kişinin sığabileceği küçük bir delikteydim.Bir mağaranın içinde buraya sıkışmış kalmıştım.Hızla yerimden doğrulmaya çalıştım buradan bir an önce uzaklaşmam gerekiyordu.Başımda ve göğsümde içimi yakan bir acı vardı.

-''ANNE!''

-....

-''Anne yardım et anne buradayım!'' Ağlamaya başladım şu an bana sadece annem yardım edebilir diye düşünüyordum beni bu karanlıktan gelip onun kurtarmasını umut ediyordum.Yerimden doğruldum.Emekleyerek bulunduğum deliğin içinden çıktım.Burası cok geniş bir mağaraydı ve ben bu mağaranın içinde bir şeyden kaçarken o deliğe sığınmıştım.Canım yanıyordu.Bu nasıl olabilirdi hiçbir şey hatırlamıyordum.

Mağaranın içinde yürümeye başladım.Zar zor adım atıyordum.Buradan çıkıp gitmem gerektiğinin farkındaydım, ama bir güç beni mağaranın derinlerine çekiyordu.Yerdeki taşlara ayağımı sürüyordum.Zaman kavramım yoktu.Nasıl yürüdüm ne kadar yürüdüm hiçbirinin farkında değildim.Yürüdükçe içimdeki bütün korkularım can bulmaya başladı.

Her bir adımımda farklı korkularım gün yüzüne çıkıyordu.Tüm hücrelerim korkudan çığlık çığlığaydı.Aklım bana oyun oynuyordu.Bunun farkındaydım.

Mağaranın içinde ki merdivenleri adım adım indim.Artık vücudumda ki acıları hissetmiyordum.Bulunduğum merdivenler oldukça dardı.Başımı eğerek ancak sığabiliyordum.

Merdivenlerin bitişinde karşıma çıkan görüntüyle nefesim kesildi.Burası mağaranın ortasında büyük bir boşluktu.Tavandan düşen sarkıtlar o kadar sivri duruyordu ki sanki insanı delip geçmek için oradalar, en zayıf anını bekliyorlardı.Yerde tavanla birleşmek üzere olan 3 ayrı dikit vardı.Bur dikitler insanın hayal bile edemeyeceği güzellikte ve bitiş yerini belli olmayan su birikintisinin kenarlarını işaretlemiş gibi çevrelemişti.Su birikintisine adım adım yaklaştım onda beni çeken bir şeyler vardı.Su o kadar parlaktı ki insana çölün ortasındaki vahayı anımsatıyordu.Suyun kenarında birikmiş pul pul deriler vardı.Sudaki renk sürekli değişiyordu.Turuncu,sarı,kırmızı,mavi,mor..Üstünü sis bulutu kaplamıştı.

Yüzümü yıkıyabileceğimi düşündüm ve suya yöneldim.Bu güzellik karşısında adeta adımı unutmuştum.Suya eğildim ellerimi suya koydum oldukça berrak ve soğuk suyu ard arda yüzüme çarptım.Sonunda gözlerimi açtım.Gözlerime inanamıyordum.Bu nasıl mümkün olabilirdi?

Sudaki yansımam çok farklıydı.Bu yansıma benim çocukluk halimdi. Daha yakından bakmak için suya eğildim.

Eğilmemle birlikte omzumun üstünü bir el kavradı.Dehşete düşmüştüm.Ne yapacağımı bilemedim.Pullarla kaplı,zırh gibi normal insanın 3 kolunun birleşimi kalınlıktaki bu el omzumun üstünden tutmuş köprücük kemiğimden göğsüme kadar kaplıyordu.Ben daha ne olduğunu anlamadan aşağı çekildim.Suyun dibine doğru ilerliyorduk.Kulaklarımda dayanılmaz bir uğultu ve basınçtan dolayı çınlama vardı.Artık nefesimi tutamıyordum ve hala dibe çekiliyordum.Ağzımı açıp bağırmaya,çığlık atmaya çalıştım elden kurtulmak için çırpınıp duruyordum ama ne yaparsam yapayım beni aşağı çeken gücü engelleyemiyordum.Son nefesimle tekrar bağırmaya,elden kurtulmaya çalıştım ama çabam nafileydi.Artık boğulduğumu hissediyordum.

-''Nur!!''.

''Nur kızım ''

''Nurr!!''

Annemin bu sözler, kulağımda çınlayınca birden gözlerimi açtım.

-''Yine mi aynı kabusu görüyordun?''

Cevap veremedim boğazım acıyordu.O kadar halsizdim ki...Nasıl rüya olabilirdi.Çok gerçekçiydi.Şu ana kadar gördüklerinin hepsinden daha gerçekçiydi.

-''Evet anne yine aynısıydı'' diyerek ağlamaya başladım.Yıllardır bu rüyayı görüyordum.Bu en etkilisiydi.Anneminde benim bu durumuma ne kadar üzülmüş olduğunu gözlerinden anlıyordum.Zaten beni iyileştirmek için elinden geleni yapmıştı.Gecelerce başımda
beklemişti.Ama bir yararı olmamıştı işte...

''Ah benim güzel kızım.İyi misin su ister misin.Du-dur ben hemen getireyim.''

Annem koşar adım odadan çıkmıştı.O çıkınca yatakta doğruldum.Hala nefes nefeseydim.Ter içinde kalmıştım.Kendime gelmem bir kaç dakikamı aldı.Normale dönünce göğsümün yandığını hissettim.Geceliğimin üstünü açıp yıllardır olan yarama baktım.Parlıyordu.Gözlerime inanamadım.Emin olmak için hafifçe dokundum ve bir anda dokunduğum parmağımdan itiraben tüm koluma yayılmaya başladı.Elimin tamamı kaplandıktan sonra yavaşça kolum kaskatı kesildi ve pullarla kaplandı.Kalbime doğru ilerliyordu tüm vücudum kaplanıyordu.Nefesim kesilmişti ne yapacağımı bilmiyordum olaylar o kadar hızlı gerçekleşiyordu ki sesimi bile çıkaramıyordum.Şoka girmiş gibiydim bağırmayı bile akıl edememiştim.Yavaş yavaş kolum kaplandı ve sonra devam etmeye başladı...

-''Aaaaaaaaaaaaaahhhhh'' Nefes nefese ve kan ter içinde kalarak uyandım yataktan adeta fırlamıştım.Oturur şekilde yatağımdaydım.Elim hemen boynuma gitmişti.Yaramda değişik hiçbir şey yoktu.Hala aynıydı parlamıyordu.Dokuntuğumda yayılmaya da başlamamıştı.Derin bir iç çektim.

-''Nur! İyi misin? Allah'a şükürler olsun senin için ne kadar endişelendim.Kabus görüyordun ve bir türlü uyanmadın.İyi misin annecim?Lütfen iyiyim de!''

Sonunda uyanmış olmanın mutluluğu ve gördüklerimin korkusuyla annemin boynuna atladım.

''İyiyim annecim,iyiyim...''

Bozkırın KrallarıWhere stories live. Discover now