6.

623 74 2
                                    

Nur'dan...

Sonra ki iki günüm her zamanki tek düzeliğinde geçmişti.Hatta her şey fazla yolunda diyebilirdim.Gündüzleri annem Nihan ve ben hanın işleri için koşturuyorduk geceleride hala devam eden şu şenliklerde deli gibi dans ediyor,içiyor,eğleniyorduk.

Yani tabii ki ben bunları oldukça minimal oranlarda gerçekleştiriyordum.O geceden sonra kabuslarım tekrarlanmamıştı.Bu beni mutlu eden tek şeydi.

Bu gece içinde oldukça isteksiz hazırlanmaya başladım.Beyaz üzerine mavi büyük çiçekli belime kadar yapışık ama etek kısmına doğru kabarık ayak bileklerimde biten en sevdiğim elbisemi giymiştim.Topuklu giyimeyi sevmiyordum o yüzden ayağıma krem rengi babetlerimi geçirdim saçlarımıda dağınık bir şekilde topuz yaptım.Ve sonunda hazırdım.

Annem çoktan inmişti.Herkesin aşağıda eğlenmeye başladığını gelen kahkaha ve müzik seslerinden anlıyordum.Hemen toparlandım ve odadan çıktım.Basamakları ikişer üçer indim.Ve avlunun üstündeki balkon kısmından aşağıyı izlemeye başladım.Yine aynı tabloya bakıyor gibiydim.Tek farkla.Günlerdir ortalarda olmayan Atlas sonunda gelmişti.Simsiyah saçları uykudan yeni kalkmış gibi dağınıktı.Üstüne geçirdiği yaka kısmı biraz açık olan gri tsirtü köprücük kemiklerini ve her zaman taktığı siyah kolyenin iplerini ortaya çıkarmıştı.Hava oldukça sıcak olduğu içinde altına dizlerinde biten siyah bir şort ve spor ayakkabılarını giymişti.İnsan bu kadar salaşken bu kadar yakışıklı nasıl olabiliyordu? Benim olduğum tarafa bakıp yeniden kendimi rezil etmeden önce toparlanıp aşağı indim.Annemler her zamanki masalarında oturmuş şimdiden çakır keyfi olmuşlardı.Onları bu hallerinde izlemek beni gerçekten mutlu ediyordu.

-''Selam güzelliklerr'' diyerek masaya oturdum. Şarkıya poğaçaları mikrafon yaparak eşlik etmeleri beni çok eğlendirmişti.Ağzım kulaklarımda onları izliyordum.

-''Hoş geldin fıstığım'' diyip yanağıma bir öpücük kondurdu annem sonra şarkının nakarat kısmına eşlik etmeye devam etti.Onu bu kadar mutlu görmek güzeldi.

Açı büfeye gidip kendime soğuk bir şeyler almaya karar verdim.Çok fazla çeşit vardı ama ben her zamanki gibi büyük bardağımın tamamını buzlu kolayla doldurdum.Mutlulukla arkamı döndüm kola içmek her zaman beni mutlu ederdi.Alkol kullanadığım ve bu sıcakta serinlemek istediğim için beni favorimdi.Arkamı dönüp bir adım atmama kalmadan kola bardağım büyük bir çarpmanın etkisiyle elimden fırladı.Ve önce Atlas'ın üstüne sonrada yere döküldü.

-''Yine mi sen?'' derken sesinde gerçekten beni görmekten bıkmış olduğunu sezebiliyordum.Bu içimi ezdi.Ama olan benim kolama olmuştu.Sonuçta önüne bakmayan oydu ve kendimi ezdirmeye hiç niyetim yoktu.Öküz!

-''Biraz önüne bakmaya tenezzül etseydin bu durum yaşanmamış olacaktı,özür dileyceğin yerde...'' dedim o kadar seri konuşmuştuım ki ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu.Yani öyle olduğunu düşünüyorum.Eğer duysaydı Atlas karşımda dururken ona bu şekilde konuşmamam gerektiğini bilirdim.Ama bu çocuk karşıma çıktığında düşündüklerimi söylemede duramıyordum.Ayrıca sürekli ayağıma dolanan oydu ben değil ki değil mi ama?

-''Bak kızım seninle gerçekten uğraşmak istemiyorum,çekil yolumdan da işimize bakalım.'' dediğinde yanında Kuzey'inde olduğunu fark ettim.Ona sinirlenmekle o kadar meşgüldüm ki çevreyi izlemeye vaktim bile olmamıştı.

Bir şeyler daha söyleyerek tartışmaya hiç niyetim yoktu.Ne olursa olsun böyle ukala hallerden hoşlanmıyordum ve ben devam etmek istesemde onun beni pek takmayacağı her halinden görünüyordu.

Bir adım geriye çekildim,yüzüme oldukça gıcık bir gülümseme yerleştirdim ve elimle yolu gösterdim.Konuşmadan buyrunuz efendim demek istemiştim.

Bozkırın Krallarıحيث تعيش القصص. اكتشف الآن