♧ZincirBozan ♡ 9. Bölüm - Kırgın Yürek♧

138 22 2
                                    

Tepemdeki floresan lambaya bakarak gülüyordum ağlanacak halime. Bu noktaya beni getiren sebepler pisikolojimi fena halde bozmuştu. Yoksa bir insan nasıl bir sorgu odasında gülerdi ki delirmiş gibi?

Tam karşımda duran siyah aynanın arkasında beni izleyen gözleri hissetsem de bunu umursamamaya çalıştım o anda. Hem yorgun hem de kırgındım. Yorgundum; çünkü tahminen sabaha karşı olduğunu sandığım o saatlere kadar hâlâ bir saniye dahi uyumamıştım. Önce beni sorgulamadan hastahaneye götürmüş ve muayene etmişler sonra da kanımdaki olmayan maddeyi rapor edebilmek için bir sürü abuk subuk tahliller yapmışlardı. Geçirdiğim onca yorucu saatlerin sonunda da beni sorgulamak adına bu amerikan vari sorgu odasına kapatmış uzun bir süredir de kimse gelmemişti. Biliyordum ki beni çileden çıkarıp fevri hareketlerimi rapor etmek için zemin hazırlıyorlardı. Ben bıkkınlıkla yanaklarımı şişirip havayı ağzımın içinde toplarken odaya uzun boylu , insanın gözlerinin içine baktığında korkudan titremesine sebep olacak vahşi gözlere sahip , orta yaşlarda genç ve yakışıklı bir adam girdi. Tahminimce başkomser dedikleri buydu. Beyfendi uykusunu almış , mis gibi duşunu ve tıraşını olmuştu. Ee tabi tuzu kuruydu onun. Akşamın lanet saatinden beri burda kıçı tablaya dönen o değildi sonuçta. Ben bir balık misali yanaklarımı ağzımın içine toparlarken alayla yüzüme bakıp kafasını salladığı gözümden kaçmamıştı.

" Gördüğüm kadarıyla baya eğleniyorsunuz küçük hanım ha ? " Her ne kadar alaycı sözler sarf etmiş olsa da benim dengesiz hareketlerim onu sinirlendirmişti. Bunu bana bakan keskin gözlerinden anlamıştım.

"Sormayın. Öyle eğleniyorum ki uyuşmuş popomu bu sandalye denen işkence aletine de kendim yerleştirdim. Mazoşistim de azıcık. " Benim karşısında alayla konuşmamı belli ki beklemiyordu. Yeniden önüne dönüp elindeki dosyayı incelerken bile bıyık altından gülümsediğini fark ettim. Yan tarafından profilini incelediğimde baya baya çekici gelmişti gözüme Başkomiser Nevzat ! Bu düşünceyle ufak bir kahkaha döküldü dudaklarımdan. Yeniden kafasını kaldırıp bana baktığında yavaş yavaş sinirlendiğini fark ettim o delici mavi gözlerinden.

"Adın Ecrin Karadağ. Doğru mu ? " Ben kafamı sallayınca sesindeki o yumuşak ton anında kayboldu.

"Size bir soru sorulduğunda araba arkasındaki süs köpekleri gibi kafanızı sallamayın küçük hanım. Cevap verin. " Hayır öfkelenecek ne vardı? Sonuçta saatlerdir bu sıkıcı yerde bekleyen bendim.

"Evet adım bu. " Benim de az önceki oyuncu halim kaybolmuştu. Zaten gergin olan sinirlerim daha da gerilmişti bu ufak atışmadan sonra.

"Yurt dışında ekonomi eğitimi almış ve master yapmışsınız? " Bunu sanki benim böyle bir durumu nasıl becerdiğim gibi bir tonda söyleyince bende kayışlar kopmuştu. Neden insanlar beni dışarıdan bakınca baba parası yiyen küçük bir aptal kız çocuğu gibi görüyordu ki ? "Neden şaşırdınız ? Bunu halledemeyecek bir aptal gibi mi görünüyorum oradan bakınca? " Ağzında bir şeyler geveleyerek kafasını yukarı kaldırdığında sabır duası okuduğunu anladım. "Lütfen cevaplarınızı düzgün verir misiniz Ecrin Hanım. " Başkomser sinirlenmeye başlamıştı. Bu beni daha da eğlendirmişti. "Siz sorularınızı düzgün sorduktan sonra neden olmasın komserim. "

"Başkomiser. " Sesindeki uyarıyı anlamamak aptallık olurdu sanırım. Uff... Bu rütbeliler ve o tatmin olmaz egoları.

"Tabi ki başkomiserim. " Sesimde bariz bir alay tınısı vardı.

"Ne zamandır kullanıyorsunuz ? " Ne demek istediğini başta anlamasam da son anda cebimde çıkan esrardan bahsettiğini anlamıştım. Herkes gibi o da daha rapor çıkmadan benim o zehri kullandığım kanısındaydı. Beni tek yaralayan ise Karanlıklar Lordumun son anda gözlerimin içine bakışı olmuştu. Hiç bir şekilde benimle konuşmadan yargılaması kalbimi paramparça etmişti. O bakışlardaki öfke ve şaşkınlık bir an bile aklımdan ve gözlerimin önünden gitmemişti. Onun için güvenilmesi zor bir baş belasından başka bir anlam ifade etmediğimi o anda anladım. Oysa gecem ne de güzel başlamıştı. Onun kendi mekanının açılışı olduğunu duyar duymaz mantığımla değil , kalbimle hareket etmiş ve soluğu orada almıştım. Doğum günümden sonra defalarca düşünmüş onun bana karşı ne hissettiğini anlamaya çalışmıştım. Bu karşılaşma tesadüf gibi davranıp hislerini öğrenmem için benim açımdan bulunmaz bir fırsattı. Bu yaşıma kadar hiçbir erkek için böyle bir çabaya girdiğimi hatırlamadığım gibi kesin olarak biliyordum olmadığını. Bütün hücrelerim onu görmek için çığlık çığlığa bağırıyordu beynimde. Belime elini attığı anda onun olduğunu hissetmiştim ama anlamamazlıktan gelerek oyunuma devam ettiğimde kulağıma fısıldadığı o sözler beni bambaşka bir dünyanın içine atmıştı. Sanki o dünyada sadece ben ve o vardık. Ben bu huzurun tadını çıkarırken aniden her şey toz bulutuna dönmüş ve bana aşk sözcükleri fısıldayan adamın gözlerindeki güvensizliği görmüştüm.Yeniden aklıma geldiğinde yüreğimin acıyla burkulmasına engel olamadım. Bu halim belli ki Başkomser Nevzat'ın ( Başkomser Nevzat : Sevgili yazarımız Ahmet Ümit'in romanlarındaki başrol kahramanının adıdır. ) dikkatini çekmişti.

ZİNCİRBOZANWhere stories live. Discover now