Bölüm 16

38.9K 1.9K 90
                                    

Bütün gece hatta bütün sabah Aral'ı düşünerek geçmişti. Kararı dün ki sıcacık öpücüğün etkisiyle buharlaşmıştı ne de olsa.

İçini çekerek arkasına yaslanmış, Aral'ın saçlarını izliyordu dakikalardır. Ne güzel saçları vardı böyle?

Simsiyah, dalgalı dalgalı... Kulağının altına hafifçe uzanıyor, boynuna ulaşmadan kıvrılarak duruyordu.

Geniş omuzları, uzun boyu... Her şeyiyle gerçekten kusursuz bir bedeni vardı.

Güney'in güzelliğine kattığı anlamları düşününce, Aral'ın da yaratılan güzel varlıklardan biri olduğuna karar verdi Beste. Güney daha güzeldi, o özel bir güzelliğe sahipti ama Aral da çok güzeldi.

Bu kavram gülmesine neden oldu. Erkeklere yakışıklı denmesi gerekirdi ama 'Kız güzelliği' lafını aratmıyorlardı ki!

Bütün okulu arasa, tarasa Güney ve Aral gibi mükemmel insanlar bulamazdı.

"İyice delirdim Allah'ım..." diye düşündü kendine kızıp. Gözlerini devirerek kitabını açtı. Biraz soru çözüp Aral'ı düşünmemek daha huzurlu bir seçenekti.

**

Aral günlerdir kafasına evirip çevirdiği düşüncelerini öğle tatilinde Beste'ye açmaya karar vermişti.

Onun sesini dinlediğinde düet yapmak için aradığı kişiyi bulmuştu! Beste'den daha iyi kim söyleyebilirdi ki?

Aylardır denediği kimse içine sinmemişti. Bir şekilde eksik bir şeylerin olduğunu hissettirmişlerdi. Oysa Beste'yle söylerken böyle bir şey olmamıştı.

"Beste..." diyerek önündeki sıraya yerleşti.

"Efendim Aral?"

Gülümseyerek onun gözlerine baktı bir süre. Sırf çok istediği için bile yapabilirdi Beste bu istediğini, onun kabul edeceğine inanıyordu bu yüzden.

Sadece onu ikna etmesi gerekiyordu.

"Sana bir şey sormak istiyorum. Benim için gerçekten çok önemli..."

Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Ne soracaktı ki Aral? "Tabii sor..."

"Önce beni tamamen dinlemen gerek. Biliyorum ki ilk başta itiraz edeceksindir..."

"P-peki..."

Derin bir nefes aldı Aral. "Beste biliyorsun benim solisti olduğum bir grup var. Aylardır birlikte söylemek istediğim birini arıyorduk. Bir sürü kişiyle görüştük, onlarla defalarca şarkı söyledim ama içime sinmedi hiçbiri... Hep bir şeyler eksikmiş gibi geldi, o yüzden onları kabul edemedim... Seninle söylerken fark ettim ki o eksiklik kaybolmuş... Bu yüzden sormak istedim. Benimle şarkı söyler misin?"

Beste duyduklarının etkisiyle neye uğradığını şaşırmıştı. Aral delirmiş olmalıydı. Sesini beğenmek bir yana onunla şarkı söylemesini nasıl isterdi? Utancından ölürdü herhalde!

Yine de bir yanı bu duruma çok sevinmişti. Aral onun sesini gerçekten beğeniyor muydu yani?

Beste cevap vermeyince açıklamasına devam etti. "Haftada sadece bir gün ikimiz söyleyeceğiz, diğer 2 gün ben tek söylüyorum. Ayrıca prova yaparız, eğer içine sinmezse seni zorlamam da... Beste bu benim için çok önemli, seninle şarkı söylemek istiyorum..."

"Ben..."

"Lütfen hemen itiraz etme. Lütfen..."

"Aral ben yapamam, beceremem. Lütfen benden böyle bir şey isteme... Utancımdan ölürüm..." diyerek dudaklarını büktü. İstese de yapamazdı ki.

"Sen biraz düşün, ben her şekilde yanında olacağım. En azından bir kez deneyelim sonra zorlamam, söz veriyorum..." dedi Aral yerinden kalkarak. Ardından cevap beklemeden uzaklaştı.

Beste onun arkasından bakarken ağlama isteğiyle dolmuştu. Bunu yapamayacağını biliyordu ama Aral'a yakın olma fikri öylesine güzeldi ki aklı karışmıştı.

Ne yapacaktı şimdi?

Aral neden onun karmaşasının farkında değildi?

En iyisinin bu olduğunu da biliyordu. Eğer Aral duygularını öğrenirse, böyle istekleri bile olmazdı. O arkadaşı Beste'yle konuşuyordu çünkü.

**

Güney, Aral ve Beste konuşurken öfkeyle onları izliyordu. Onların yakınlığı garip bir şekilde rahatsız ediyordu çünkü. Elle tutulur bir kanıt bulamıyordu kendine ama hissedebiliyordu bazı şeyleri.

Beste'yle bu konuyu konuşmayı, Aral için ne hissettiğini bilmeyi çok istiyordu. Uygun bir zamanda sormaya karar verip derin bir nefes aldı.

Aral uzaklaşırken de sırasına doğru yürüdü. Bu sıradan hiç kalkmamalıydı belki de. O zaman Aral gelse bile ne konuştuklarını bilirdi!

"Güney, ne bu öfke?"

Aral'ın sesiyle duraksayıp bakışlarını onun yüzüne çevirdi. "Bir şey yok, okulda sıkıldım sadece..."

"Öyle mi dersin? Bu ara biraz garipleştiğini düşünüyorum. Yalnız kalmak istiyorsan tabii ki de anlarım ama bir derdin varsa benimle konuşabilirsin. Elimden geleni yaparım senin için..."

Bir an Aral'a, Beste'yi sevdiğini anlatmayı düşündü. Böylelikle onun, Beste'den uzak durmasını sağlamış olurdu. Sonra Beste'nin ona ne hissettiğini bilmediğini fark etti. Bunu bilmeden bir şey yapamazdı.

"Önemli bir şey değil, ilgilendiğin için sağ ol... "

"Öyle diyorsan tamam... Bak ne diyeceğim sana. Bu hafta sonu bizi dinlemeye gelir misin? Sanırım büyük bir sürprizle karşılaşacaksın..."

"Ne sürprizi?"

Güney'in meraklı haline gülüp devam etti. "Sürpriz söylenir mi sence? Ben kesinleşirse sana haber veririm merak etme..."

"Tamam, gelirim işim yoksa..."

Aral'a gülümseyip düşünceli bir şekilde sırasına geçti. Ne sürpriziydi acaba?

"Hafta sonu görelim bakalım..." diyerek Beste'yle uğraşmaya karar verdi. "Sadece Beste'm neler yapmış bakalım?"

"Hiç... Aral'la konuştuk biraz."

"Hım... Sosyalleşiyorum diyorsun?"

İlgiyle Beste'yi izliyor, tepkilerini takip ediyordu. Günlerdir çok düşünceliydi ve o güzelim bal gözlerinin arkasında hüzün gizliydi. Bunu öğrenmek için de yanıp tutuşuyordu ama bir türlü sorma fırsatı bulamamıştı!

"Öyle de denebilir..."

"Güzel..." dedi içini çekerek. "Beste, havuzdaki işin bitince beni bekler misin?"

"Neden?"

Çenesini kaşıyarak gözlerini kıstı. "Seninle konuşmak istediğim bir şeyler var..."

"Şimdi de konuşabiliriz..."

Sesindeki merakı fark edince gülümsedi. Eğer Beste ona neden üzgün olduğunu söylerse, anlatırken ağlayacağını biliyordu. Bu yüzden yalnız olmaları en iyisiydi.

"Olmaz, yalnız konuşsak daha iyi. Hem ders başlıyor..."

Merakla Güney'i süzdü, sonra kabullenerek omzunu silkti. "Peki..."

Güney AralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin