Sen ne dersen o benim gerçeğim

50.5K 1.9K 151
                                    

Eslem #

Sabah otomatik olarak kendiliğimden uyanmıştım. Her sabah bu saatte uyanıp yavru ayıma kahvaltı hazırlardım çünkü. Yine aynısını yapmak için kalkıp giyindim ve mutfağa girdim. Bu gün Urasın en sevdiği poğaçalardan yapacağım. Malzemeleri almak için dolaba yöneldiğimde unuttuğum gerçekle yüzleştim ; Uras beni terketmişti ve başka bir evde kalıyordu artık. Bunu hatırlamak o gittiğinden beri kalbimde yanan alevi canlandırdı. Benim içimde yanan bu ateş beni de yakıyordu. Acıdan kıvranıyordum ve kimsenin bana bir faydası yoktu. Acılarımı dindirecek tek kişi Uras ama o da benim hatalarım yüzümden beni bırakıp gitti. Kendime olan öfkem en az ona olan özlemim kadar büyük ve acıtıcıydı.

Elime geçirdiklerimi etrafa fırlatırken çığlık atmaya başladım. Bizimkiler korka korka içeri girmeye çalışırken uyarılarını dikkate almıyordum. Eylemimi sürdüyordum. Sonunda güçlü iki kol tarafından sarıldığımda durmak zorunda kaldım. Beni tutan Doruktu. Dün gece yoktu. Sabah gelmiş olmalı.

Esin ve Eylül benimle konuşmaya çalışırken Rüzgar kafasını tutuyordu. " Ulan insafsız, parasız mı aldın. Bozdun pardak takımını ! " diye kızarken ortamı yumuşatmayı amaçlıyordu belki de.

Doruk beni mutfaktan çıkarırken " Buraları toplayın. " dedi. Beni odama getirip yatağıma oturttu. " Eslem, kendini toparlaman lazım abicim. "

Ağlarken " Urası istiyorum. " dedim. Doruk güçlü. O Urası getirebilir bana. Neden getirmiyor ? " Sen söylersen gelir. Barışmasak da gelsin ne olur. "

" Eslem, konuştum ama gelmiyor. Yapacak bir şey yok. Artık toparla kendini. "

Haklıydı galiba. Ona güvenmeyen bir kalpte olmaz istemez. Kim ister ki ? Ben olsam ben de istemem. Onsuzluğa alışmak zorundayım sanırım. Bunu kabul etmek çok zor olacak. Burada onu unutamam. Heryerinde o var. Bu ev bile onun. Teyzemin yanına gitsem beni alır mı tekrar ?

Doruğun boynuna sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlarken ona işkence ettiğimi biliyordum. Bir kızın ağlamasına dayanamaz o. Yine de hiç ses çıkarmadı. Bana sarılıp sırtımı okşadı.

...

Uyandığımda odanın karanlık oluşundan akşam olduğunu anladım. Doruk yoktu. Muhtemelen işteydiler. Esin ve Eylül de yoktu. Sessizce odadan çıktığımda banyodaki su sesinden birinin banyoda olduğunu anladım. Yavaşça içeri ilerlerken müzik sesi kulağıma gelmeye başladı. Sezen AKSU' nun şarkısı çalıyordu. Esin bu tarz şarkılar dinleyemeyeceğine göre mutfaktan gelen bu şarkıyı Eylül dinliyordu.

Sessizce dış kapıyı açıp evden çıktım. Hemen bir taksi çağırıp sokağın sonunda beklemeye başladım. Bizim mahallenin serseriler birbirleriyle şakalaşarak yürürken beni farketmeleriyle durdular. Beni süzdükten.sonra bana doğru yaklaşmaya başladılar. İçimi tarifi mümkün olmayan bir korku kapladı. Uras ne olursun yanıma gel. Sana çok ihtiyacım var.

" Uzun boylu sevgilin nerede küçük kız ? " diye dalga geçerken bana yaklaşmaya devam ediyordular. Üç kişiydiler. Uras ne olursun hatırtla beni. Sensiz kendimi koruyamadığımı hatırla ne olursun. " Yaklaşmayın. Uras beni rahatsız ettiğinizi duyarsa sizi mahveder. "dememle kahkaha attılar. Söylediklerim gayet de tehtitkardı. Fakat ses tonumda korku akıyordu. Bundan olsa gerek.

" Rahatsız etmeyeceğiz ki. Hepimiz zevk alacağız korkma. " derken bir araba durdu yanımızda. O kadar sevinmiştim ki kurtuldum diye çığlık atmadığım kalmıştı bir tek. Uras geldi diye düşünüp kafamı çevirdiğimde bunun aradığım taksi olduğunu gördüm. Hemen taksiye bindim ve adresi verdim. Uzun zaman olmuştu yanlış değildir umarım.

Sonunda taksi beni istediğim adrese getirdiğinde ücreti ödeyip arabadan indim. Yolda gelirken yağmur yağmaya başlamıştı ve ben para alırken bir de mont almayı akıl edemediğim için pişman oldum.

Zili çaldım fakat kimse açmadı. Oturup beklemeye başladım. Her şimşek çaktığında yerimden sıçrıyordum. Artık sırıl sıklam olmuştum ve donuyordum. Sonunda bir araba durdu bahçe kapısının önünde. Uras ve bir kız indi arabadan kıkırdayarak. Gece klübünden gelme gibi bir halleri vardı. Gecenin nasıl biteceğini tahmin etmeye gerek yok sanırım.

" Eslem?"

Ona cevap bile vermeden yerimden kalktım ve onlara doğru ilerledim. Amacım onları görmezden gelerek yanlarından geçip gitmekti ama nedense bir anda Urasın ailesinin evindeyken olanlar geldi aklıma. Tüm oklar beni gösterirken Uras bana inanmıştı ama ben ortada hiçbir şey yokken ona inanmamıştım. Gitmekten vazgeçip Urasın tam da dibinde durup kafamı kaldırdım. " Bundan sonra sen ne dersen o benim gerçeğim. "

Gülüp yanındaki kıza döndü. " Projeyi boşver yarınki toplantıya da gelmeyeceğim. " dedi. Kız " Ama şirketin geleceği-" diye itiraz etmek üzere konuşmaya başlamıştı ki Uras konuşarak onu susturdu. " Önemli olan benim geleceğim. " deyip elimi tuttu.

...

Sabah gözlerimi tutkunu olduğum o adamın yanında açmamdan daha güzel olan bir şey varsa o da onun benden önce uyanıp beni izlemesiydi. Bu durum karşısında dudaklarıma yayılan gülümsemeye engel olamadım. O da bu fırsatı kaçırmayıp gülümsememi öptü.

Ona kahvaltı hazırlamayı özlemiştim ve bunun için yataktan kalkacakken Uras kolumdan tutup yatağa yatırdı tekrar. Sanki içimi okumuş gibi " Boşver kahvaltıyı. Biraz daha uyuyalım. " dedi.

Biraz uzun olacak katlanamayan okumasın.

Öncelikle, bolumleri tekrar yukleyemem malesef. Herkesi beklersem silemem. İsterseniz kitabi alirsiniz. Ocak ayinda raflarda olacak.

İkinci olarak, duyuru yaptigimda yeni bolum sanip heyecanlaniyorsunuz bu sefer bana trip atiyorsunuz. Bu durumu cozmek icin Sosyal sayfalar actik ve vaktimden ayirip paylasim yapiyorum fakat cok az kisiye ulasiyor. Bu da beraberinde sorunlar doguruyor. Mesela; bana bir soru soruyorsunuz fakat ben o sorunun cevabini zaten sosyal sayfalarda vermis oluyorum bu sefer cevap vermeyince sanki sizi takmiyormusum gibi hissettiginizi dusunup triplere giriyorum. Herkese de yetisemiyorum. Buna bir cozum bulursak harika olur :)

Sizleri yeni hikayem BARBAR da da yanimda gormek cok mutlu etti. Ayni zamanda iyi dilekleriniz icin tesekkur ederim. Hepinizi seviyorum :** :))

Küçük Sevgilim ( Raflarda)Where stories live. Discover now