özel bölüm

48.4K 2.2K 187
                                    

Barış#

Hira ile düğünümüze saatler kalmıştı ve o gelin odasında hazırlanırken ben damat odasında hazırlanıyordum. Hâlâ inanamıyordum. Hira ve ben bu gecenin sonunda evlenmiş olacağız. Tek korkum sabredemeyip düğünü aceleye getirmek. Şu an bir an önce imzaları atsak da gitsek diye can atıyorum.

Telefonum çaldığında hemen elime alıp ekrana baktım. Kenan bey. Her ne kadar istemesem de cevaplamak zorunda kaldım. Zaten hakettiği halde kızının düğününde olamayacağı için vicdan azabı çekiyordum.

" Efendim. "

" Barış... Hiranın şu an ki resmini atabilir misin? Onu çok özled-"

" Yanımda değil. " dedim hemen. Konuşmayı mümkün olduğunca kısa kesmek istiyordum. Artık taşıdığım bu sırların altında çok fazla eziliyordum.

İç geçirip " Peki anladım. Zaten çok az kaldı. Bu yıl başını birlikte geçireceğiz. Benim yanımda benim kızım olarak girecek yeni yıla. "

" Yaza girdik. Haziran ayındayız. " diye belirttiğimde gülüp " 17 yıl oldu. Sevdiğim kadın gözlerimin önünde ölürken küçük kızımla beni tek bırakalı tam 17 yıl oldu. Tüm delilleri topladım. O adamın artık hapishaneye girmesi an meselesi. Bir kaç on yedi yılın yanında ne ki. " diye anlattı daha fazla vicdan azabı çekmeme neden olacak gerçekleri...

Daha fazla konuşamayacağımı anladığımda " Şu an biraz işim var. Kızınızla tatile gideceğiz. Önemli bir sınava girdi. Biraz rahatlar diye düşündüm. " diyerek yalanlarıma devam etti. Aslında kısmen doğruydu. Balayını tatil olarak görebiliriz. Universite sınavlarına da girmişti.

Kapatmadan önce acı çekmeme neden olacak sözcükler birer birer döküldü ağzından. " Sağol Barış. Sana güveniyorum. "

Hira da hep bunu söylerdi. Bana güvenirdi ve ben hâlâ onun arkasından iş çeviriyorum. Ruhu bile duymadan onu kandırıyorum. Duyduğunda beni terkedeceğini bile bile saklamaya devam ettim. Onun iyiliği için...

Telefon tekrar çalmaya başlayınca bıkkınlıkla baktım bu kez telefona. Yine kim vicdan azabı çektirecekti çok merak ediyordum cidden. Ekranda yazan isme baktığımda bu kişinin Eylül olduğunu gördüm. Hiranın yanında olduğunu bildiğim için hiç vakit kaybetmeden açtım. Hiranın ağladığını ve susturamadıklarını öğrendiğimde de koşarak çıktım bulunduğum odadan. Gelin odası uzun koridorun sonundaydı ve ben ne ara buraya vardığımın farkına bile varamadan Hiranın dizlerinin dibinde buldum kendimi. Hemen ellerimi uzatıp gözlerinden süzülürken inci gibi parıldayan gözyaşlarını sildim. " N'oldu güzelim?"

Hâlâ ağlamaya devam ederken " Bilmiyorum. Durduramıyorum. " dedi. Ben geçip yanına otururken kızların da çıktığını gördüm. Hirayı göğsüme yaslayıp bir süre böyle durmasına izin verdim.

Onu anladığımı sandığım anlarda bile aslında bir bok anladığım yok. O zaten tek büyümüş biri ve en azından bu gününde babasını yanında görmek istiyor ve bu onun en doğal hakkı. Sırf onu kaybetme korkusuyla evlenme işini aceleye getirmeseydim babası evlenirken yanında olacaktı. Ama o zaman da evlendiği adam ben olamayacaktım.

" Üzgünüm, Hira. " Tüm ilklerini senden habersiz alıyorum, tüm masumiyetini, güvenini, hayallerini, sevinçlerini, gülüşlerini, bakışlarını, anılarını hepsini alıyorum senden. Sadece sana sahip olduğum dünyamda sen gideceksin diye herşeyini alıyorum senden. Nasılsa gittiğin yerde çok sevileceksin sen. Ama ben bir daha böyle sevilmem biliyorum.

Kollarımın arasından çıkarken " Herşeyi mahvediyorum değil mi?" diye kendine kızdı. O güzel yüzünü avuçlarımın arasına aldım. " Herşeyi güzelleştiren sensin, küçük sevgilim. "

Küçük Sevgilim ( Raflarda)Where stories live. Discover now