10-Adnan

14K 679 15
                                    

Genç adam gözlerini açtığında hâlâ asansördeydi. Her bir uzuvu ağrıyordu. Cebinden telefonunu çıkarıp baktığında mesai saatinin başlamasına beş dakika kaldığını gördü. Buna rağmen hâlâ asansörde miydi? Ayağa kalkıp düğmeye bastığında asansör hareket etti. Sabaha kadar her tarafı tutulmuştu ve bu aptal asansör yeni mi çalışıyordu? Asansörün kapısı açılınca kabininden çıktı. Karşısında Cenk ve Mert'ı görmeyi beklemiyordu. İkiside genç adama bakıyordu çünkü hâli kötü gözüküyordu. Saçları dağınık, üzeri tozlu ve yorgun bir Emir beklemiyorlardı.

"Emir bu halin ne oğlum?" diye sordu Mert. Cenk az da olsa arkadaşına hâlâ kızgındı.

"Elinizin körü oldu. Adam akıllı yönetici olsaydın da şu asansöre bir çare bulsaydın." diye sinirle Cenk'e söylendi.

"Ne varmış benim yöneticiliğim de ?! Çıkarsana ağzındaki baklayı?"

"Daha ne olacak? Jenaratör bile bozuk. Tüm gece boyunca asansördeydim. Nasıl sunum yapacağım ben?

İki genç ,arkadaşlarına gülmeye başladı.O övünmeyi seven, karizmasından ödün vermeyen adam tüm gece boyunca asansörde miydi? Hem bu rezil hâlide çok komikti. Çalışanlar meşhur üçlüye bakıyordu.

"Gülmeyin! Bak kime diyorum gülmesenize !" diye bağırdı.

Rezil olmamak isterken daha çok rezil oluyordu. Arkadaşlarını arkasında bırakıp şirketten çıktı ve arabasına bindi. Sinirliydi şu anda ama aklına oğlu geldikçe sakinleşiyordu. Acaba şu an ne yapıyordu? Görüşmeyeli bir gün olmuştu ama oğlunu hemen özlemişti. Bu çocuğa hemen alışması normal miydi bilmiyordu ama içinde bir korku vardı. Oğlunu kaybetme korkusu.Sanki bir gün onu kapıya bırakan kadın ortaya çıkacak ve oğlunu elinden alıverecekti. Düşüncesi bile korkuturken derin bir mefes aldı. Şu an sadece saçmalıyordu. Hem adalet çocuğunu bırakıp giden birine neden geri versindi ? Vermezdi,inanıyordu.

Masal evde oğluyla beraber oyunlar oynuyordu. Oğlu güldükçe genç kadının da keyfi daha çok yerine geliyordu. Oyun oynarlarken Masal'ın aklında bu evden nasıl kaçacağı vardı. Emir dün gece gelmemişti. Başka bir zaman böyle bir fırsatta kaçabilirdi ama Emir'in ne zaman eve gelmeyeceğini bilmiyordu. Aklında sürekli bu evden gidebilmek vardı. Çok değil yakın za!anda godecekti. Zil çalınca ayağa kalkıp kapıyı açtı. Gelen Emirdi. İti an..."neyse" dedi.

Genç adama dikkatli bakınca şaşırdı. Her tarafı toz içindeydi ve görüntüsü fazla dağılmış gibiydi. Tam bir şeyler söyleyecekti ki Emir kendisini iterek içeri girdi. Masal ise sinirle göz devirdi. Genç adam içeri girip salondaki oğlunu kucağına aldı. Rezil durumdaydı ama yol boyunca oğlunu o kadar çok özlemişti ki sarılma isteği duyuyordu. Oğluyla beş on dakika kadar vakit geçirdikten sonra Masal'a acıktığını ve kendisine bir şeyler hazırlamasını söyleyip duş almak için merdivenlerden çıktı.

Masal sinirle mutfağa girip bir şeyler hazırlamaya başladı. Zıkkım yesindi. Saat daha erken olduğu için kahvaltılık bir şeyler hazırlamıştı. Emir aşağı indiginde üzerinde başka bir takım elbise vardı ve gerçekten geç adama çok yakışmıştı. Masal sinirle başını iki yana salladı. Ne saçmalıyordu?

Kahvaltısını yaparken Masal ve Umut da onun yanında oturuyordu. Umut durmadan 'anne' diyordu ve bu genç adamı daha çok sinirlendiriyordu. Elinde olsa sırf bu kelimeden dolayı Umut'un ağzını kapardı. Masal ise bu durumdan zevk duyuyordu.

"Yarın bir yardımcı gelecek. Sende artık 'ben sadece bakıcıyım.' laflarından vaz geç."

"Fazlasıyla mutlu olurum!"

"Ben çıkıyorum, işim var." diyerek ayağa kalktı. Önce oğlunu öptü daha sonra ise dışarı çıktı.

Emir gittikten sonra Masal etrafı toplamaya başladı. İyi ki Emir'in işi vardı. Çünkü bugün baya sinirkiydi ve o suratsız adamla uğraşmak istemiyordu. Zil çaldığında kaşlarını çattı. Kimdi gelen ? Bu eve uğrayan pek olmuyordu. Emir de işe gitmişti. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişi Sevgiydi. Onu seviyordu ama kendisi çok meraklı olduğu için Masal hep zor durumda kalıyordu. Yine de bir şey söylemeden içeri girmesini işaret etti.

Benim Oğlum Where stories live. Discover now