KEHANET

1.9K 181 41
                                    

Arkadaşlar, bu yeniden geriye dönüş yaptığım kısım yani kafanız karışmasın. Ayrıca, 6. Kitaptan kesit dediğim bölümde bazı şeylerin zamanı tutmuyordu bilmem fark ettiniz mi fakat bunun bir sebebi var hata değil. Bir de bornvoard büyüsü işareti ortaya çıkarmak için kullanılır yani işareti oraya koyan Draco değil. Bilginize.


Şaşkınlıkla yüzümü buruşturdum.

"Pekala," diye mırıldandım. "Ne istiyorsunuz?"

Draco da benim kadar şaşkın gözüküyordu.
"Evet, ne istiyoruz?"

Ah, anlaşılan o da habersizdi. Merope gerine gerine gülümsedi.

Elini cübbesinin içine attı, minik bir iksir çıkardı.

"Draco, Harry'den nefret ediyor. Bu yüzden beni onaylayacağını düşünüyorum."

Dişlerimi sıktım. Demek artık Malfoy'u da dahil ediyordu. Saçlarını savurdu.
"Her neyse, bu bizzat benim yaptığım iksir, bir sihirbazı birkaç gün boyunca hasta etmek için. Bilirsin, tıpkı bir muggle gibi. Bunu, Harry'ye içireceksin. O, hasta yatağında yatarken ben de birkaç küçük işimi halledeceğim."

Kahkahalarla güldüm. Gerçekten Merope umrumda değildi. Büyük bir öz güvenle bunu yapacağımı düşünmesi beni güldürüyordu.

"Evet," dedim alayla. "Bunu yapacağım çünkü senin dediklerini yapmak benim en yüce görevim."

Merope gülümsedi ve ayağa kalktı. Yemek salonundan çıkana dek onu izledim. Tuhaf davranışları sinirlerimi bozuyordu.

"Harry'yi neden bu kadar koruyorsun?" dedi Draco.

Kaşlarımı çattım.
"Çünkü o benim arkadaşım. Kötü birisi değil. Ben de değilim ve bence... Sen de değilsin."

Yemeğimiz bitene kadar bir daha konuşmadık. Draco bana bakmadı bile. Sanırım son söylediğimi duymazdan gelmişti ya da gerçekten dinlememişti. Ben de yeniden ağzımı açıp bir şey söylemedim. O, Crabbe ve Goyle ile gülerek bir şeyler konuşurken, başka şeylerle ilgilendim. Sağa sola bakındım, düşündüm.

Merope'un öylece çekip gitmesi beni bir bakıma beni huzursuz ediyordu. Bir şeyler karıştırdığını elbet biliyordum. O yüzden yemek bittikten sonra Ortak Salon'a yöneldiğimizde ayaklarım geri geri gidiyordu. Onunla konuşmak istemiyordum. Onun hangi cehennemden çıkıp Hogwarts rüyamı mahvettiğini düşünmek istemiyordum.

Gryffindorlar kendi merdivenlerine yönelirken kalabalığın arasından bana el sallayan Hermione'ye karşılık verdim. Slytherin Ortak Salonu'na girdiğimde o kırmızı saçlar ile karşı karşıya gelmeyi bekliyordum fakat Merope burada yoktu. Gönül rahatlığıyla şöminenin karşısına oturdum. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ders kitabını karıştırdım. Biraz sıcak çikolata içtim. Zaman geçtikçe herkes tek tek yatakhaneye çıkmaya başladı. Crabbe, Goyle ve Malfoy hala oturup bir şeyler konuşuyorlardı.

Uyku bastırınca bende yatakhaneye yöneldim zaten kızlardan kimse kalmamıştı.

Yatakhaneye çıkar çıkmaz Merope ile burun buruna geldim. İşte sabahtan beri beklediğim an gelmişti.

"Gerçekten yorgunum Merope, çek-"

"Beni iyi dinle," diye tısladı. Sesindeki tehdidi her hücremde hissediyordum. Mide bulandırıcıydı.

"Sabah küçük teklifimi kabul etmediğin için, ki zamanı gelince senden bir şey isteyeceğimi söylemiştim, sana yeni bir teklif sunacağım. Harry'ye daha büyük zararlar verebileceğimi bilmen gerektiğini düşünüyorum. O yüzden Harry'nin başına şimdi bir şey gelmesini istemiyorsan senden istediğim küçük, çok basit bir şey var."

İç çektim. "Onu hastalandırmayacağım. Başına bir şey gelmesine izin vermem," dedim.

"Evet, arkadaş olduğunuzu biliyorum," dedi soğuk soğuk. "O yüzden ben de ona zarar vermeyeceğim ancak karşılığında bana şu kitapları vermeni istiyorum."

Şaşkınlıkla "ne kitabı?" diye sordum.

"Şu kehanet şeyleri. Üzerinde Harry'nin adı yazan kitaplar. Sayfaları boş olanlar."

"Eşyalarımı mı karıştırıyorsun!" diye çıkıştım ama bir yandan da gülmek istiyordum. Kitapları kehanet sanıyordu. Yazıları da silinmişti oysaki. Bunun neresindeydi kehanet?

"Evet, şimdi sen bana cevap ver."

"O kitapların herhangi bir yerinde büyü sezdin mi gerçekten?" dedim. Bu çok komikti.

"Daha fazla soru sorma," dedi dümdüz bir ifadeyle.

Güldüm. "Kitapları alabilirsin."

Eğer Harry Potter'da OlsaydımWhere stories live. Discover now