6.Bölüm

786 62 16
                                    

Yavaşça başımı kaldırdım ve yana dönüp suratına baktım. "Hatırladığıma göre sana dokunmamamı istemiştin." dedim ve bakışlarımı omzumdaki elini kaydırdım. "Ve en son konuştuğumuzda, senden uzak durmamı gayet açık ve kaba bir dille belirtmiştin."

Elini tereddütle geri çekti ve birkaç saniye havada tuttuktan sonra cebine geri soktu. "Burada ne işin var?" diye sordu kısık bir ses tonuyla.

"Ah, sadece manzarayı seyrediyordum." dedim gülerek ve elimi öne uzatıp boş caddeyi göstererek.

Ardından başımı yana yatırıp gözlerimi kısarak ona baktıktan sonra kendimi arkaya, kaldırıma bıraktım.

Evet, tamda bunu yaptım.

Başım sokak kaldırımına değdiğinde, sırıtıp kollarımı iki yana açtım ve gözlerimi kapattım.

Rahattım. Hatta fazlasıyla rahat. İçtiğim bilmem kaç bardak viskinin de verdiği rahatlıkla, oturduğum kaldırımın taşlarına uzanmıştım. Ve yatağımdan daha rahattı.

Hafif bir rüzgar esince kollarımı göğsümde birleştirdim ve yumduğum gözlerimi tekrar açıp gökyüzüne baktım. Fazla yıldız vardı. Olması gerekenden fazla.

"Şuanda bir yıldız kaysa, ne dilersin Lou?" dedim gayet rahat bir ses tonunda.

Farkında olduğum birşey vardı, eğer yarı sarhoş bir halde olmasaydım, bu tavırlarımın hiçbirini sergileyemez, onunla böyle konuşamazdım. Çünkü normalde beni ürkütürdü.

Başımı sert kaldırım taşlarında yana çevirdim ve yanımda dikilen bedeninde gezdirdim. İncelemeye ayaklarından başlayıp, - çok uzun olmayan boyu sayesinde - çabucak suratına geldiğimde, gözlerine baktım ve göz kırptım.

Ve göz kırpışımı farkedince eğilip kolumdan tuttu ve göğsümde oluşturduğum düğümü çözüp beni çekti. "Hadi kalk."

"Hey, sert çocuk. Bıraksana beni." dedim gözlerimi iri iri açıp ona baktım. Ve ardından kolumu ondan çekip, ikisinide başımın arkasında birleştirdim ve başımı avuçlarıma koydum. Şuanda daha rahattım işte.

"Bilmem farkındamısın ama, şuanda kaldırımda yatıyorsun sivri zeka."

"Bilmem farkındamısın ama, seni ilk gördüğümde sende ara bir sokakta duvar dibinde yatıyordun sivri zeka."

Bu cevabımın üzerine gözlerini devirdi ve ağzından kısık bir 'hah' sesi yükseldi. "Baş belasısın."

Bunun üzerine gözlerimi ona devirdim ve "Seni burada zorla tutan yok sert çocuk." dedim ve tekrar yıldızları izlemeye başladım.

"Bana sert çocuk demekten ne zaman vazgeçiceksin acaba?" diye çıkıştı aniden.

Sorusuna soruyla karşılık verdim. "Ne zaman sert çocuğu oynamaktan vazgeçiceksin acaba?"

Gözlerini devirdi ve başını öne eğip, yüzünü elleriyle örttü. Derin nefes alışlarını duyabiliyordum. Fazla gergindi.

"Seni burada bırakmalıyım."

"Hah. İşte şimdi mantıklı şeyler konuşmaya başladın Lou." başımı onun aksi yönüne çevirip yattığım kaldırımdan boş ve karanlık caddeyi izlemeye devam ettim.

"Ama ne yazık ki bunu yapamam. O yüzden hemen şimdi kalkıyor ve bana buraya nasıl geldiğini söylüyorsun kıvırcık."

Ve birkaç saniye içerisinde kendimi onun yanında ayakta dururken buldum. Eğilip kolumu kavramıştı ve bunu yaptığı gibide büyük bir çeviklikle beni ayağa dikmişti.

ANGELIC LOVE - Larry Stylinson BEKLEMEDEWo Geschichten leben. Entdecke jetzt