Bölüm 18 BÜYÜCÜ

4K 123 53
                                    

Yatağında kan damladığını gördü, koşarak yatağının baş ucuna geldi. Ceren'in yerde yattığını gördü. Kanı görünce bayılmış olmalıydı. Emre yatağının örtüsünü kaldırmaya korkuyordu, ne olduğunu bilmiyordu, ne olabileceğini düşündü. Aklı bir gidip bir geldi. Yatağın örtüsünü yavaşça kaldırdığında ayna parçaları vardı. "Bunlar nereden geldi?" diye düşündü. Emre düşünürken aynalar titremeye başladı, sanki hareket ediyorlar gibiydi. Biraz daha dikkatlice bakınca birleşmeye başladılar. Emre kendi kendine... 

Bunlar bir rüya olmalı, imkansız bunların hareket etmeleri... diye düşündü. Tekrar aynalara doğru eğilip baktığında bir cümle oluşmaya başladı.

''Nerede olursanız olun, hangi deliğe girerseniz girin benden asla kurtulamayacaksınız. Zaman işliyor. TIK TAK TIK TAK...'' yazıyordu. Emre ani bir hareketle aynayı tutup duvara fırlattı. Tam duvara denk geliyorken bir anda kayboldu Emre.

-Tamam, bu sefer kafayı yedim... diye düşünürken Ceren'in sesiyle kendine geldi. Hemen onu yerden aldı ve yatağına yatırdı. Kendisini ve Ceren'i sakinleştirmeye çalıştı, öptü, kokladı, yanında olduğunu hissettirdi. Emre bir şeyi fark etti, o gördüğü kanlar yoktu. Emre Ceren'e sarıldı ve öylece uyuya kaldılar...

Sabah olmaya başladı. Emre hafiften gözlerini araladı, etrafına baktı. Bir anda ayağa fırladı, çünkü Ceren yatağında değildi. Emre çok korkmaya başlamıştı, Ceren'i aramaya başladı. 1,2 defa seslendi ve Ceren'den bir ses duyuldu.

-Uyandın mı sevgilim? diye. Emre ne olduğunu anlayamadı, çünkü Ceren gülüyordu. Dünden eser yoktu. Emre kendi kendine;

-Tamam, delirdi kesin, diye düşündü. Sebebini sorduğunda ise ''hayat devam ediyor''

Ceren kahvaltıyı çayı bile hazırlamıştı. Ceren Emre'ye sabah arkadaşının aradığını ve dertleştiğini anlattı. Arkadaşı ise ''nazar var nazar'' demekle yetinmiş, sonra arkadaşı bir büyücü olduğunu söylemiş ve üstünüzde nazar büyüsü olduğunu söyleyerek kaldırabileceğinden bahsetmiş. Emre ise aldırış etmedi çünkü büyücülere ve falcılara inanmazdı. Ceren'in gönlü olsun diye dinler gibi yapmıştı. Ceren Emre'ye ''Gidelim mi o büyücüye?'' diye tutturmuş, Emre ise ne kadar istemese de kabul etmişti. Kahvaltılarını yaptıktan sonra hemen yola koyuldular. Ceren sanki dünkü çocukmuş gibi sevine sevine bir hal olmuştu. Sonunda büyücünün kapısına geldiklerinde korkutucu bir atmosfer vardı. Kapıyı çaldılar ama açan olmadı. Tam giderlerken, kapı kendi kendine açıldı. Emre ise ''Çok güzel bir oyun sergiliyorlar, maşallah'' demekle yetindi. İçeri girdiklerinde birisi karşıladı ve büyücüyü çağıracaklarını söyledi. Emre ve Ceren etrafa bakınmaya devam ederken bir yerden onlara seslendi. ''Sağdan ikinci kapıdan girin!'' Emre gülerek cereni dürttü. Emre biraz kendini toparlayınca içeri girdiler. Masada oturan bir kadın gördüler. Kadının yanına geldiklerinde kadın sanki transa geçmiş gibi oldu. Emre öksürerek kadına geldiklerini belirtti, kadın ise "Buyurun oturun" demekle yetindi. Ceren başından geçenleri tek tek anlatmaya başladı. Kadın ise bir sağa gidiyor bir sola gidiyor, Emre sadece gülümseyerek bakıyordu.

Kadın her şeyi dinledikten sonra "hemen bir ayna verin" diye bağırdı, yardımcısı bir ayna getirdi. Büyücü kadın aynayı Ceren'e doğrulttu, ayna titremeye başladı. Büyücü kadın "Olamaz!" diye bağırdı, Ceren ise olaylara sadece bakmakla yetindi. Büyücü kadın aynayı kendine çevirdiğinde sanki aynadaki görüntü takılmış gibiydi. Büyücü kadın kafasını aşağıya indirdi, aynada ise ilk baktığı gibi kaldı. Kadın aynaya dikkatlice baktı, aynadaki kendisinin elinde bıçak vardı, kendi eline baktığında ise hiçbir şey yoktu. Kadın korkmaya başladı, aynadaki olan ise bıçağı boynuna dayadı ve bastırmaya başladı. Ceren ve Emre oyun yapıyorlar herhalde diye düşündüler. Kadın bağırmaya başladı ve boynunda kan gelmeye başladı. Ceren ve Emre hemen ayağa fırladılar, büyücü kadının elinde hiçbir şey olmadığı halde boynu kesilmeye başladı. Aynadaki kadın ise gülerek boynunu tek bir hamlede kopardı, büyücü kadının kafası kopmuştu. Ceren oracıkta bayıldı, Emre Ceren'i ayıltmaya çalışırken

Emre kahkaha sesini duyduktan sonra hoparlörden şu cümleleri duydu:

"Ne güzel bir oyun! Nasıl da kandırdık onları!"

"Büyücü kadınla aynanın gücü sayesinde bu insanları yönetmek eğlenceliydi."

"Emre, seni seçtik. Seninle oynamaya devam edeceğiz."

"Korkma, sadece bir oyunun parçasısın. Ama unutma, gerçek sadece bir adım uzağında."

Bu cümleleri duyan Emre büyük bir şok yaşadı ve hızla Ceren'i kucağına aldı. Gözleri dolu dolu, bir an önce oradan uzaklaşmanın yolunu aradı.

OKULDA BİR GECEWhere stories live. Discover now