tut ellerimden peri kızı

551 63 2
                                    

"Gideni sensen bu yolun kalanı bensem

Sevsem bile dönmem diyorsan hâlim harap..."

.
.
.

"Kim var orada?"

Kulağına gelen hoş ve hafif sesin sorduğu soru karşısında ne yapacağını bilemedi genç. Kız O'nu göremezdi bulunduğu durumda. Zifiri karanlığa mahkûm kalmış dar sokakta o'na seslenenin kendisini hissedebilmesi mümkündü fakat evinden gelen küçük gaz lambasının yaydığı ışık yüzünü gösterecek kadar fazla ışık vermiyordu. Tepki vermedi genç. Belki sokaktaki bir köpek sanar,kedi sanar diye düşündü. Ama cevap vermek isterdi.Bilmiyordu,belki de bir fırsattı o'nunla konuşabilmesi için.

"Hâlâ orada olduğunuzu biliyorum."

İkinci kez kulaklarına dolan bu ses genç adamı, kafasında beliren soruları cevaplamaya ve ihtimalleri kesinleştirmeye daha fazla itmişti.
Bir ses çıktı ağzından,kendisinin bile söyledikten sonra idrak edebildiği bir üç heceli sözcük.

"Merhaba."

Belki küçük fakat içinde kendisi kadar küçük olmayan duygular içeren bir kelime.
Beynini ele geçirmiş ve o'nu kontrol eden duygular. İzin veriyordu. Duygularının o'nu kontrol etmesine izin veriyordu.

"Kimsiniz bayım?"

dedi,pencerenin içerisinde, sadece saçlarını ayırt edebildiği kız. Genç adam biraz öne,pencereye doğru adımlandı. Şimdi ise ışıktan dolayı karanlık duran karşısındakinin bedenini ayırt edebiliyordu. Kızın ikinci sorusu karşısında bir müddet bekledi.

Ne diyecekti?

Ne cevap verecekti?

Ne için gelmişti?

Bu soruları cevaplamaya çalıştı. Bir sonuç buldu en sonunda. Kendisini bile şaşırtan bir cevap. Belki yarınını şekillendirebilecek bir cevap. Düşündüğü şeyi yapıp yapmama konusunda beklemek ve tekrar düşünmek istedi fakat kalbinin belki de en çok istediği, en çok evet dediği sonuç buydu.

"Bayan." dedi. Durdu. Hava soğuk olmasına rağmen yanakları sımsıcakık olmuştu.
Heyecanlanmış mıydı?
Hemde çok.
Genç adam cümlelerini toparladı ve diyeceklerini merakla bekleyen kıza konuştu.

"Uzun zamandır." dedi yine bekledi.
"Uzun zamandır bu saatlere yakın bu sokaklardan geçiyorum. " yine durdu.

"Her gün,çaldığınız o mükemmel parçaları dinlemek için bu sokaktan geçiyorum. " bekledi biraz.
"Fakat bugün başka bir şey için de geldim." genç adam pencereye biraz daha yaklaştı.

"Bayan," durdu. Ve devam etti,aklında zor olacağını düşündüğü soruyu toparladı ve sordu.

"Bana piyano çalmayı öğretir misiniz?"

Genç kız duyduğu soru karşısında bir süre şaşkın kaldı. Kendine geldiğinde erkeğin sorduğu sorunun cevabını düşündü. Şaşırmıştı. O'nun çalışını bu denli beğenen biri ile ilk defa karşılaşmıştı.Fakat olmazdı. Olamazdı. O'na öğretmesi zordu.

"Üzgünüm bayım. " dedi.

Genç adam duyduğu cevap ile hayal kırıklığına uğradı. Üzülmüştü. Peri kızı'ndan piyano dersleri almayı ne kadar da çok istemişti hâlbuki. Kendisi bu işin uzmanı olsa bile,O'ndan ders almayı çok isterdi.

"Peki, bayan. İyi günler. "

Kalbinde bir parça kırgınlık ile yoluna devam etti genç adam.
Bir kaç metre gittikten sonra bir ses işitti.

"Bayım!" dedi bir ses o'na. Peri kızı'ydı o'na seslenen. Arkasını döndü ve biraz yaklaştı pencereye doğru. Kafasını kaldırdı ve o'na biraz uzakta olan kıza baktı ve konuştu.

"Size öğretirim fakat," dedi genç kız durdu ve devam etti.

"Bir şartım var."

piano : park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin