Shine'dan
Ona itiraf ettim. Ona. İtiraf. Ettim. Hem de ağlayarak. Ona bu sözleri söyledikten sonra koşarak eve doğru yol aldım. Eve gelir gelmez annem beni sorguya tutmuş olsa da onu umursamayarak odama çıktım. Şu an annemin yüz ifadesini tahmin edebiliyorum. Ona en son böyle kaba davrandığım zamanı hatırlamıyorum bile. Ve tekrar hiç hatırlamak istemediğim bir konuyu hatırladım. Shawn gerçekten harika bir insan. Benim duygularımla dalga geçmeyeceğine eminim. Ama yine de yüzüne pat diye söylemeyi düşünmemiştim. Evet gerçekten ondan hoşlanıyorum ama ben o kadar cesur bir insan değilim. Eve geldiğimden beri bir çok kez telefonum çaldı. Bir çoğu Shawn'dandı. Ama dediğim gibi ben cesur bir insan değilim.
Daha fazla dayanamadım ve kalkıp banyoya girdim. Uzun bir duş aldım. Kısa duş Nasıl alınıyor hiç bir fikrim yok. En kısa duşum 40 dakika olur. Banyodan sonra işlerimi halledip yatağıma uzandım.
Hemen içeriye Cara geldi.
"Tanrım ne oldu?"
"Ona söyledim. Hem de pat diye. Neye uğradığını şaşırdı. Haklı tabii. Daha 2 gündür tanışıyoruz. Ama o bilmiyor ki ben onu taa ne zamandir seviyorum. Ahh ahhh Cara ben ne yapacağım"
"Heyy sakin ol önce Shawn'ı ikimiz de tanıyoruz. O medeni bir insan. Eğer sana karşı bir sey hissediyorsa gelip konuşacaktır. Ama eğer hissetmiyorsa da küçük çocuklar gibi senden uzaklaşmaz aynı seviyede arkadaşlığınızı korursunuz. Hem hemen yelkenleri indirme. Senin vazgeçmen tura katılma olasılığımızın yok olması demek. Seni seviyorum ve hep arkandayım" dedi. Tanrım bana bu kızı gönderdiğin için binlerce kez şükürler olsun. Hemen yatakta dikelip ona sarıldım.
"O zaman ben uyuyayım. Yarın hazırlanır ve buluşma teklif ederiz. Gelirlerse bizleler, gelmezlerse hiç bizimle olmadılar." dedim ve gülerek yatağımın içine iyice yayıldım.
#Ertesi Gün#
Alarmımın sesi ile benden beklenmeyecek bir performansla yataktan kalktım. Ona hüzünlü hüzünlü baktım.
"CARA! CAMERON'I ARADIN MI?"
"EVET! ÇABUK HAZIRLAN!"
Annem şu an işe gitmemiş olsaydı halimiz fena olabilirdi.
Daha fazla oyalanmadan banyoya girdim ve asla kısalmayacak olan uzunn banyolarımdan birini yaptım. Tamamen temiz olduğuma karar verince. Kıyafet seçmeye başladım altıma siyah bir tayt üstüne siyah bol uzun bir atlet ve belime bağlamak için veya üşürsem diye giymek için kırmızı kareli gömleğimi giydim. Ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Banyodan sonra dolayıp maşa yapmış gibi görünmesini sağladığım kahverengi saçlarımı arkaya sallayarak dağıttım ve gözlüğümü taktım.
Spor giyinmeyi seviyorum. Etek falan giyince nasıl oturup kalkacağımı bilemiyorum ve aşırı rahatsız oluyorum.
Odamdan ciktigimda Cara'nın da hazır olduğunu gördüm benzer giyinmiştik. Tek fark o beyaz ve pembeyle bir kombin yapmıştı ve sarı saçlarını dağınık bir topuz ile ensesinde toplamıştı.
Evden çıktık ve buluşacağımız kafeye doğru yol aldık. Kafeye vardığımızda ben yine sakarlığımı gösterdim ve önümde duran garsona çarpıp onun tepsisini düşürdüm.
Ona yardım etmeye çalışıyordum. Yanımıza birden Cam ve Shawn geldi. Shawn'ın çocuga pis pis bakması ile çocuğun eğilince açılan göğsüme baktigini gördüm hemen toparlanıp kalktım.
Shawn,
"Benimle gel Shine Wilson!"
Hemen peşinden gittim ama o salak saçma bağırmaya başladı.
"Senin derdin ne? Çocuk 10 saat göğüslerine baktı ve umursamadın bile! Senin 'öyle' bir kız olmadığını düşünmüştüm!" Bu söyledikleri beni çok kırmıştı çünkü "öyle" bir kız olmadığımı biliyordu.
"Bak Shine üzgünüm. Sadecd sinirliy-"
"KAPA ÇENENİ SHAWN! BENIM ÖYLE BİR KIZ OLMADIĞIMI BİLMEN GEREKİRDİ! VE NE VAR BİLİYOR MUSUN? DÜN SÖYLEDİKLERİMİ UNUT! DEĞMEZMIŞSİN! ŞU DAKİKADAN İTİBAREN SADECE İŞ ARKADAŞIYIZ VE BU ASLA DEĞİŞMEYECEK!" dedim ve uzaklaşmaya başladım.
"HEY SHINE BEKLE!"
Beklemeyeceğim çünkü kalbimin daha da kırılmasına izin verip tura çıkma şansımızı öldürmeyeceğim.
