|| Wrong ||

215 24 25
                                    

Şimdi bende bişey diycem tabikide sjkdfklffm Bu hikayeyi yazmamın sebebi olan Ela Gözlü kız. Seninki kalpte bizim ki turşu mu demek istiyorum sjkdkdlf Ve susuyorum. Ayrıca sen benden önce yaptın o ilişkiyi. Neyse yazmazsam içimde kalırdı. Ve bende seni seviyorum gerizekalı.

Evet,neyse size de iyi okumalar,takmayın dediklerimi jskkd anladı o şahış bskkd

Tüm Ziam'cılara da selam olsun nskdk
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

Uyandığında kendini rahat bir yatakta buldu Liam. İçerisi çok sıcaktı ve bu yüzden biraz terlemiştide.
Anlamsızca etrafına baktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. İçeriye parlak günışığı vuruyordu. Etraf renkliydi ve bu gözünü yoruyordu. Saçma sapan bir karmaşıklığı. Ve biraz da tanıdıktı sanki.

Olduğu yere kafasını tekrar geri koydu ve üşengeçlikle,panda misali yatakta yuvarlandı. Üzerinde kocaman bir ağırlık varmış gibi hissediyodu. Sırtından başlayıp kollarına uzanan bir ağrı vardı ve bu gerçekten de sinir bozucuydu.

Rahatsızca yerinde kıpırdandı ve kapının açılmasıyla bakışları o yöne kaydı.
İçeriye giren çocuğu buğulu gözlerle zar zor seçebildi. Louis mi?..

"Hey... Uyanıp kendine geldiğini umuyorum. Bir kez daha o iğrenç şarkıyı söylersen eğer seni öldürürüm."

"Lou?..."

"Güzel. Beni tanıyorsun."

"Ben buray-..."

"Nasıl geldim bilmiyorum falan filan. Boşversene. Hadi kalk birşeyler ye sonra anlatırım."

Louis şapşal hareketleriyle odadan çıkarken Liam önce ağrıdan ölen başını ovdu. Dünden hatırladığı son şey arabada olduğuydu. Araba sürerken buraya gelmesi,yada o saatte Louis'le karşılaşması imkansızdı zaten. Kaza yapmışta olamazdı çünkü kesinlikle öldüğünde Louis'ten kurtulma planları vardı. Şu anda bulunduğu odanın dağınıklığı bile Liam'ın sinirini deniyordu adeta.

"Tanrım..." diye mırıldandı kendi kendine.

Aklındaki deniz uğultusunu hatırlar gibi oldu. Ama düne ait herşey siyaha boyanmış gibiydi. Neden burada olduğu ise tamamen bir bilinmezdi ve imkansıza yakındı. Ama buradaydı işte.

Onu nasıl bulduklarını bilmiyordu ama hemen gidip öğrenmesi gerekiyordu. Birde şu ağrılar için ilaç almak...

Üzerindekileri kenara itti. Bir süre daha bacaklarını sarkıtıp o şekilde yatakta bekledi. Kafasını iki yana sallayarak ayılmaya çalıştı.

Daha sonra yerinden zorla kalkıp diğerlerinin yanına adımladı. Tüm bilinmezlikten kurtulmak istiyordu. Yani dünün zihnindeki bilinmezliğinden.

İçeriye ulaştığında kanepede uzanan, yine birşeyler atıştıran Niall'a ve hemen yanına kendini atan Louis'e baktı.
Neden burada olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Ve çocuklarında yardımcı oldukları söylenemezdi.

"Hey..." diye ayaklarını sürterek içeri girdi.

"Vay canına Liam.. O berbat şarkıdan vazgeçmişsin,tanrıya şükür."

Niall'ın boğuk konuşmasına anlamsız bakışlar attı. Neyden bahsettiğini anlamadığı için sadece kafa sallayıp geçti ve karşılarına oturdu.

"Başım ölüyor." dedi ve geriye yaslandı.

"Tamamen ölmediğin için dua etmelisin."
dedi Louis. Yine çenesi durmuyordu. Ama Liam bu sefer sadece ondan açıklaması gereken şeyi anlatmasını diliyordu.

Half A Man [Ziam Palik]Where stories live. Discover now