#6 Aydaki Zaman

919 62 1
                                    

Lütfen vote ve yorum atın. Yazarınız fikirlerinizi öğrenmek istiyor. :)
Geçmiş
Kendimi kontrol edemeyerek uzun süre kahkaha attım. Kendime geldiğimde Güneş, Gece ve Ateş gitmişti. Odama gittim çekmecenin ilk gözünü açtım.
Tahmin ettiğim gibi gümüş bir bıçak...
Bu sabah kendimi dışarı atmak geldi içimden. 72 saattir bir dairede hapsolmuştum. Üstüme ince ceketimi alarak dışarı çıktım. Hiç şehrimden bahsetmedim sanırım. Burası çoğu insanın pek bilmediği bir bölge. Şehrimin adı Evren değişik ama insanlar bu adı vermiş. Ben böyle düşünceler denizinde boğulurken bir banka oturup etrafı seyretmeye karar verdim. Aklımdan o kadar çok düşünce geçiyordu ki... Sonra birden yanıma açık kumral saçlı uzun boylu bir çocuk geldi. Sessizce oturuyorduk. Sonra şehrim hakkında düşünmeye başladım. Burası çok gizemli bir yerdi. Birden kendim hakkımda ne kadar az bilgi sahibi olduğumu hatırladım. Bu dünyada bir hiçtim. Daha anne ve babam hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Hiçbir bilgiye ulaşamıyordum. Ben böyle düşünürken birden bir ses hissettim. Beynimin içinde yankılandı. Sanırım yakınımda biri telepatik mesajlar yolluyordu. Etrafa bakındım. Yanımdaki çocuk yapıyor olmalıydı. " Telepati kurmayı beceremiyorsan konuş." diye bağırdım. O da korkmuş olacaktı ki biraz sustu sonra konuşmaya başladı. " Merhaba ben Mars seni rahatsız etmek istememiştim. Neden bu kadar sinirlisin ki?"
Şimdi bu çocuğa uzun hikayemi anlatamazdım. Ama biraz dostça konuşmaya başladım.
" Bende Ay uzun hikaye boşver hikayemi bilseydin ya da neyse boşver gitsin... Özelliklerinden bahsetsene merak ettim."
Mars:"Pek beceremesemde telepati kurabilirim ve zamanın akışını değiştirebilirim."
Hmm iyiymiş. Diye mırıldandım ve buna daha fazla dayanamayıp kalktım. Issız sokaklarda yürümeye devam ettim. Sonra müzik dinlemeye karar verdim. Zaten müziksiz yaşam benim için imkansızdı. Denize doğru yürümeye karar verdim. Denize gelince biraz oturdum. Yaşananları düşündüm ve dalgalara odaklandım. Ağlamaya çalıştım. Olmadı. Dalgalara bakıp içimde kalan herşeyi onlara anlattım. Sanırım beni anladılar. Dev bir tsunami oluşmuştu. Bu benim yeteneğimi kontrol edemememden kaynaklıydı. Ayın gücüne sahip olduğum için denizlere böyle bir etkim vardı.
Durumu düzeltmek istedim. Vazgeçtim çekip gittim umursamadan. Yolda bir adam gördüm. Yüzünde çok gizemli bir maskesi vardı. Ona baktığımı hissetti. Bana çok kızdı ve saldırmaya başladı. Kalbime doğru hedef almıştı. Ölecektim. Neden bütün manyaklar beni buldu ki. Diye somurttum. Saniyelerim kalmıştı. Ama umrumda değildi. Bir dakika nedense birşey olmadı. Herşey durmuş gibiydi. Ne olduğunu anlamıştım. Mars zamanı durdurmuştu. Bende o sırada kaçıp gittim. Kontrolü yine kaybetmiştim. Kahkahlar atmaya başlamıştım. Bir vitrindeki cama bakınca gözlerimin yine kırmızı siyah olduğunu farkettim. Gümüş bıçak parlıyordu. Beni al ve gücümü gör diye bana fısıldıyordu. Elime aldım... Gerisini hatırlıyamıyorum. Yine bayılmıştım. Kontrolü kaybetmiştim. Sanırım maskeli adamı öldürmüştüm. Sonra kendimi değişik bir yerde buldum. Bana toplumun güvenliği için seni burada tutmalıyız dediler. Yanındaki adam fısıldıyordu:
"Bu o özel kız değil mi?"
"Evet."
Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ama burdan kaçmam lazım. Dolunayı görebiliyorum penceremden. En kısa zamanda buradan gideceğim. Hepsinden intikam alacağım hepsinden...

Ay Elementleri #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin