AŞKSIZ KAL

❤41❤

Güzel bir güne uyanmak , o gün yaşayacakları kafanda kurup günü daha güzel bir hale getirmek sadece insana özgü bir durumdur. Seven insan sevdiğiyle yaşadığı anıları tekrar tekrar yaşar içinde. Genç kadının dünyası oğlu ve sevdiği adamla doldu o gece. Sabahın erken saatlerinde gerçekleşecek gizli nikahlarının hayalini kurdu. O anların gelmesini sabırsızlıkla beklemeye başladı.

Gün ağarıp yerini sımsıcak güneşe bırakırken gözlerini açtı genç kadın. Neden olduğu bariz bir şekilde bilinen bir sebep yüzünden dudaklarındaki gülümseme yüzüne yayıldı birden. Ciğerlerine derin bir soluk alıp içine hapsetti bir süre. Aldığı soluğu dışarı verirken büyük bir rahatlamayla yanında uyuyan oğluna döndü. Çok istese de 'Babanla bu evleniyoruz. Bundan sonra beraberiz ' diyemedi. Sevdiği adama verdiği sözü tutup ailelerinin karşılarına el ele çıkacakları zamanı beklemeye karar verdi. Genç kadın oğlunun babasına benzeyen yüz hatlarını şefkatle okşadı. Sevdiği adama olan özlemini hep oğluyla gidermişti. Aras'ın her huyunu tavrını Emir'e bağlamıştı. Özlemine ancak böyle gem vurmuştu çünkü. Ve şimdi mutlu son zamanıydı. Karanlıktan gelen kötü hatıralar, önlerinde duracak hiçbir engel kalmamıştı. Bu zamana kadar önlerinde olan her şey kenara çekilip aşklarının önünde diz çökmüştü. Yapmaları gereken tek şey onlara verilen yolda yürüyüp mutluluğa ulaşmaktı. Ve ilk adımı bu gün atacaktılar.

Odanın içinde yankılanan mesaj sesiyle genç kadın yataktan kalktı. Telefonun ekranında yazan mesajı okuyunca yüzüne eşsiz bir tebessüm yayıldı.

"Can parçam ben uyandım. Sen de güzel gözlerini aç ve bir an önce yanıma gel. "

Can parçam... İki basit kelimeden oluşan aşkla anlam kazanan iki kelime... Kulağa dolunca içini titretmeye yeten iki basit kelime... Aşkla dans edip kalbe giden yolu tarif eden iki kelime...

Genç kadın mesaja cevap vermeden önce sevdiği adama onun kadar özel bir hitap bulmak istedi. İşin garip tarafı tüm güzel kelimeler, anılar ,şarkılar hepsi sevdiği adama çıkıyordu. Hepsi ona Can parçam diye hitap eden adam da vücut buluyordu.

"Az önce uyandım Her şeyim... Hazırlanıyorum."

Tek kelimeyle anlattı genç kadın aşkını. Tüm hayatını saran onu sonsuza kadar kollayacak tek kelime buldu sevdiği adama...

Minik adımlarla merdivenlerden usulca indi genç kadın. Üzerine giydiği pudra pembe sizlerinde biten bir elbise giymişti. Ayaklarındaysa kombinini tamamlayan bir çift babet vardı. Topukluların ses çıkarmasından korkup babetlerini aceleyle geçirmişti ayağına. Evin kapısına ulaşınca usulca kapının koluna uzanıp kolu aşağı indirdi. Kolu aşağı indirirken gözleriyle etrafı taradı. Gözüne herhangi bir şey çarpmayınca kapıdan çıkıp aynı yavaşlıkla kapıyı kapattı. Derin oh çekip kafasını kaldırdığında arabaya yaslanmış bir şekilde onu bekleyen adamı gördü. Yüzüne yayılan gülümsemeyle vakit kaybetmeden sevdiği adamın yanına yürüdü.

"Günaydın canım."

Kollarını kaldırıp sevdiği adamın boynuna uzandı. Kolları genç adamın boynunu sararken genç adamda vakit kaybetmeden genç kadının ince beline sarmıştı kollarını.

"Günaydın can parçam. Hazır mısın?"

Genç kadın kendini biraz geri çekip heycanla kafasını salladı. Sevdiği adamın gözlerinde gördüğü mutlulukla içinde uçuşan kelebekler birden çoğaldı. Heyecanını kelimelere dökmektense gözlerindeki parıltılara sakladı. Genç adam elini kaldırıp genç kadının yüzüne gelen saçları kulağının arkasına itti.

"Hadi o zaman prenses gidelim."

Sevdiği kadının elini avucuna hapsedip arabaya doğru yürüdü. Arabaya yerleştiğinden emin olunca hızla sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.