Ne kadar acı diyor Avril Lavigne ''İşte gidiyorsun, işte gidiyorsun. Seni geri getiremediğim bir yere.''
Ben yine kendimi yazdım, yine kendi hissettiklerimi zavallı Vanessa'ya yükledim. Özür dilerim Vanessa Hudson, bu kadar acıyı hak etmiyorsun.
Profilimdeki Louis texting'i Favorite Girl'e bakmayı düşünür müsünüz acaba? Buradaki kadar depresif değilim orada, merak etmeyin dfghhehu
''O sahte değildi. Gerçekten oldu, sen geçip gittin.''
Yatakta resmen kıvranmamın tek sebebi lanet olasıca çocuğu deli gibi özlemiş olmamdı. Kime ne diyeceğimi bilmiyordum ama birileriyle konuşmak istiyordum. Kalbim yanıyordu ve bunun geçmesine, biriyle dertleşmeye ihtiyacım vardı. Calum ve Melody bu konuda benden yeterince çekmişlerdi, Rae sadece birkaç ay olmasına rağmen sıkılmış ve kendi platonik olduğu çocuk Noah'a odaklanarak beni unutmuştu, Francis oturup dertleşebileceğiniz değil de karşılıklı içeceğiniz biriydi. Kısacası yalnızdım ve ilk defa ciddi manada ruhsal acı yüzünden kıvranıyordum. Göz yaşlarım akarken annemin sesimi duymaması için ağzımı yastığa dayayarak yaşların orayı sırılsıklam yapmasına izin verdim. Ben görmesem bile bu oda onun beni kolları arasına alıp yatağıma yatırdığı tüm dakikalara şahit olmuştu. Titreyen bedenime aldırmadan elimin tekini yastığın altına atarak o fotoğrafı uzun süre sonra çıkardım. Annem bunu Niall ile beraber görünce onu yemeğe davet etmişti. Anılar en ufak olayda gün yüzüne çıkarak beni alt ediyorlardı. Elimdeki fotoğrafa baktım ve ağlamamın şiddetlenmesine izin verdim. Okul festivalinde Niall Liam'a gülerken David'in fotoğraf makinesini alarak çekmiştim bu fotoğrafı ve o günden beri saklıyordum. Gülüşünün olduğu tek fotoğraf bendeydi çünkü Instagram veya diğer hesabına attığı fotoğraflarda hiç gülmüyor, sürekli nedensizce tek kaşını kaldırıyordu. Özlediğim gülüşü şimdi bir fotoğrafla karşımdaydı ve ağlamam fazlasıyla şiddetlenmişti. Fotoğrafa sarılarak gözlerimi kapattım ve kulaklığımdan yükselen Avril Lavigne şarkısıyla ağlamaya devam ettim.
I miss you, miss you so bad
Seni özlüyorum , çok fazla özlüyorum
I don't forget you, oh it's so sad
Seni unutmuyorum, ne kadar hüzünlü
I hope you can hear me
Beni duyabileceğini umuyorum
I remember it clearly
Bunu net hatırlıyorum
The day you slipped away
Senin süzülüp gittiğin günü
Was the day I found it won't be the same
O gün bir daha aynı olmayacağını anladığım gündü
I didn't get around to kiss you goodbye on the hand
Eline elveda öpücüğü kondurmak için orada değildimI wish that I could see you again
Seni tekrar görebilirdim diye umuyorum
I know that I can't
Göremeyeceğimi biliyorumSürekli onu tekrar görebilmeyi umuyordum ama bir yanım da tamamen hayatımdan çıkıp gitmesini istiyordu. Niall ülkeyi terk edene kadar her gün evinin önündeki parkta dışarı çıkmasını beklemiştim. Bu çok yüzsüzceydi evet ama bunu umursamayacak kadar yüzünü görmeye muhtaçtım. Hiç çıkmadı. Bir keresinde parka yine gittiğimde, Louis'i görmüştüm. Sonra bir adım daha atmış, yanındaki Liam'ı fark etmiştim. Adım attıkça onun bir arkadaşını görüyordum ve son adımımda onu görme umuduyla bedenim öyle bir titremişti ki, deprem olsa o kadar titremezdim. Ancak Niall yoktu. Tüm arkadaşları oradaydı, ancak Niall yoktu. İçimdeki heves birdenbire parçalara ayrılmış ve vücudumda her yere batmaya başlayarak içimi yara bere içinde bırakmıştı.
Ve sonraki gün o gitti.
Melody ile o zamanlar hala yakındık ve bana Niall'ın whatsapp profilini ekran görüntüsü alarak atmıştı. ''Elveda Londra'' yazan bir durum ve uçağın içindeki profil resmiyle, 28 Temmuz 2015 günü, saat sabah sekiz sularında kalbimi de beraberinde alarak ülkeyi terk etti. Buruk bir şekilde gülümserken akan o göz yaşımı hala hissedebiliyorum. Gün boyunca parkta oturup eskiden oturduğu evine bakıp durmuştum. Odasını hep merak etmiştim. Bir evde nasıl tek başına yaşayabildiğini, alt kattaki komşusunun onu çıldırtıp çıldırtmadığını veya kendine nasıl yemek yapabildiğini... Gerçek Niall'ı hep merak etmiştim.
On dakika boyunca hiç durmadan ağladım. Niall bir daha bu kadar sevilmeyecekti. Arkadaşım bana demişti ki "Bu dünyada senin gibi seven çok nadir insan var, bir tanesi daha ona denk gelmez."
Sarıldığım fotoğrafa bir süre baktım ve gözlerim tekrar dolmaya başlayınca yastığımın altına yeniden koydum. Komidindeki telefonumun yanıp sönen ışığı gözüme çarptığında kafamı dağıtmam gerektiğine karar vererek elime aldım ve tüm gözyaşlarımı sildikten sonra mesajı açtım.
Stalker : İyi olmadığını hissedebiliyorum
Vanessa : Neden, büyücü falan mısın?
Stalker : Sana sen iyiysen ben de iyiyim demiştim
Stalker : Ve şu an iyi değilim
Vanessa : Boş işlerle uğraşıyorsun
Stalker : İyi misin diyorum
Vanessa : Geleneksel aşk acısı günlerimden birindeyim
Stalker : İçini dökebilirsin
Vanessa : Anlamazsın
Stalker : Bilemezsin
Vanessa : Hiç,
Vanessa : Kendinden bile çok sevdiğin biri gitti mi?
Stalker : Aldatıldım, sayılır mı?
Vanessa : Farklı şeyler. O seni aldatıp güvenini kırmış, Niall ise giderek hayatımı parçaladı
Stalker : Sana yazdığı uzun yazıyı unuttun mu
Stalker : En azından sana değer vererek gitti
Vanessa : Onunla olan konuşmalarımızı tam olarak nasıl biliyorsun
Stalker : Telefonunu hackledim
Vanessa : Bazen o olabileceğini düşünüyorum
Vanessa : Sonra o beni neden merak etsin ki, neden beni sevsin ki diye düşünüyorum
Stalker : Sevilmeyecek biri değilsin
Stalker : Ben seni tüm kalbimle seviyorum
Stalker : Hatta biliyor musun
Stalker : Kendini asla sevmeyeceksin, benim seni sevdiğimin yarısı kadar bile
Stalker : Bu sözü unutma Vanessa,
Stalker : Çünkü bir gün bizim için çok özel olacak.
I had my wake up
Ben uyandım
Won't you wake up
Sen uyanmayacak mısın?
I keep asking why
Hala sebebini soruyorum
And I can't take it
Ve buna dayanamıyorum
It wasn't fake
O sahte değildi
It happened, you passed by
Gerçekten oldu, sen geçip gittin
Now you've gone, now you've gone
Şimdi gittin, şimdi gittin
There you go, there you go
İşte gidiyorsun, işte gidiyorsun
Somewhere I can't bring you back
Seni geri getiremediğim bir yere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Love / NH
Fanfiction"Sen bana gerçek aşkların asla bitmeyeceğini öğrettin." Platonic Love adlı kitabımın ikinci kitabıdır. İlkini okumadan bunu okursanız anlayamazsınız. 06.04.2016