-1-

66K 1.7K 107
                                    

Tür: Romantik, Komedi, Gençlik
Başlama Tarihi: Ekim 2013

Aslı'dan...

"Vah vah yazık Doruk'a, gerçekten acıdım bey. Bizim kızı aldı normal değil bu."

"Bence de bari geç gelse de kurtulsa çocuk."

Burak bana fısıldadı. "Neden öyle diyorlar ki?" Ona ciddi anlamda kızarak baktım. "Ciddi misin? O Eylül normal biri değil yani Doruk'un ruhuna fatiha kocacım."

"Vah vah iyi çocuktu ya."

O sırada Doruk geldi. Nefes nefeseydi. "Ne oldu? Yetiştim mi?"

"Evet. Önce derin bir nefes al, sonra ayetel kürsi oku ve içeri gir." dedim ve ceketimi çıkardım. "Ah... sizi tanımak güzeldi çocuklar. Hoşçakalın."

Bize sarıldıktan sonra içeri girdi... Hoşçakal Doruk....

Doruk'tan...

Allahım şuradan sağ salim kurtulursam koyun, hayır iki koyun keseceğim söz yarabbim. Yardım et bana. Derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Girmemle o ses her yeri kapladı.

"Doruk seni pis domuz... ah... ben burada doğuruyorum... sen nerrdesin ah.....oh..oh..oh..."

Hemen yanına gittim ama elini tutmadım. "Geldim aşkım, derin nefes al hadi."

"Elini ver tutacağım." dediğinde çok korkutucu duruyordu. Ciddiyim elimi yiyecek gibiydi. "Hadi ya, vermesem olmaz mı?"

Elim hayır onu Eylül'e kurban etmeyeceğim. "Ver... ah... yoksa doğurmam... ah!"

Yapar bu deli kız. "Tamam al... tut." Hoşçakal güzel elim, güle güle çok iyi anılarımız vardı. Ah ne yapalım? Elimi tuttu, aslında tutmadı kopardı. Çekme kızım alo! Acıyor ya. Doktora acıklı bakışlar attım. "Daha ne kadar var?"

"Az kaldı Doruk Bey sabredin."

Derin nefes aldım. Oh... oh... Koluma tırnağını geçiriyor şu an. Ah... "Eylül acıyor."

"Ah... benim çektiğimin... ah... yanında az kalır." dedi ve bir kez daha ıkındı. "Tamam derin nefes al hadi başaracaksın."

En sonunda bitince, yani bebek doğunca dışarı çıktım. Eylül yorgunluk ve rahatlama ile elimi bıraktı. "Doruk bitti mi abi?" dedi Burak.

"Bitti ve bende bittim kolumun haline bak. Kedi tırmaladı sanki." dedim ve kolunu salladım yavaşça. "Bunları Eylül ile evlenmeden önce düşünmeliydin." dedi Aslı.

"Doktor nerede, bana sargı yapsın." dedim etrafa bakarken. "Aşağıdadır hadi."

"Ah bebeğimiz çok çekecek, böyle çatlak bir annesi var."

"Sonunda doğdu yaramaz. Hayırlı olsun bu arada, baba oldun." dedi Burak.

"Sağol."

Evet baba oldum. Yirmi yedi yaşında gençliğimin baharında baba oldum. Eskiden böyle olacak deseler şaka derdim. Ama gerçek. Babayım baba.

♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔

Eylül'ün odasına girdim. Ah o artık bir anne. Çok güzel deli bir anne. Bebeğimiz kucağındaydı. "Aşkım oğlumuz nasıl?"

"Çok iyi, iki saattir uyuyor. Uyansa da sevsem, uyan Efe hadi oğlum." dediğinde kaşlarım kuşkuyla yukarı kalktı. "Efe kim aşkım?"

"Oğlumuz."

"Hah onun adı Rüzgâr tamam mı?" dedim. Aile sloganı Eylül. "Ne?"

"Aile sloganını unuttun mu? Eylülün Doruklarında Rüzgâr Eser."

"Ee?" dedi bana dik dik bakarken. "Yani oğlumuzun adı Rüzgâr olacak."

"Hayır Efe."

"Rüzgâr dedim. Her şey bu isme kurulu. Ailemizi nasıl tanıtacağız Eylül?" dedim merakla. Ama o pek umursamadı. "Yine şu aile sloganı meselesi. Of banane Rüzgâr Efe olsun."

"İyi olsun."

Böyle anne ve babaya dayanabilecek misin bakalım oğlum?

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin