-31-

29.6K 982 132
                                    


Eser'den...

Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. İlk öpücüğümde bile böyle olmadı.Daha önce hiç kalbimin sesini kulağımda duymadım. Şu ana kadar. Eymen beni arka alana çağırdı. Ona dün yaptığım itirafı hatırlıyor. Ah ne yapmam gerekiyor şimdi? Ya da daha önemlisi Eymen beni neden çağırdı?

Herkes düğünde halay çekmeye kalkmışken arkaya gittim. Burada gürültü yok denecek kadar azdı. Biraz daha ilerledim ve karanlıkta öylece dikilmiş, Antalya manzarasını izleyen onu gördüm. Yüzünü seçemesem de o olduğunu biliyordum. Bir takım elbise sadece onu bu kadar kusursuz gösterebilirdi. Yavaş ve sessiz bir şekilde yanına gittim. Gece boyunca pek düğünde görememiştim onu. Acaba ne kadar süredir burada bekliyordu? Acaba o notu ne zaman nasıl cebime koydu? Yanına gidip onun gibi yüzümü manzaraya döndüm.

"Bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. Çocukluk arkadaşımdı, her an yanımdaydı. İyisiyle... kötüsüyle... Liseye kadar her şey yolundaydı. Çocukluk belki de en güzel hayat çağı, çünkü gerçek masumluk sadece orada var. Lisede aynen böyle oldu... Hayat yine acımasızlığını gösterdi. Çok klişe gelebilir ama..."

Eymen yüksek sesle kahkaha attı. Acı vardı bu kahkahada. Daha önce hiç karşılaşmadığım şey. Gülmesi bitince Eymen konuşmaya devam etti. "Ama o... en yakın dostum sevdiğim kızla... yattı. Bunu bana hiç bir zaman söylemediler. Ben anlayana kadar bu oyuna devam ettiler. Çünkü Eymen salaktı, saftı ve o kıza kör kütük aşıktı. Onu kandırmak kolaydı... Onları bastığım gün sözlerini hala hatırlıyorum. "Göründüğü gibi değil Eymen açıklayabilirim." O günün üstünden üç yıl geçti. Üç koca yıl boyunca kalbimde hiçbir değişiklik olmadı. Tüm yaptıklarına rağmen kalbim hala o kıza aitti. Antalya'ya gelene kadar..."

Yine güldü. Ama daha sessiz ve acısızdı bu gülüş. Konuşmaya devam etti. "Antalya'ya gelmeyi aslında hiç istemedim.Ama daha geleli üç hafta olmadan bir kızla çarpıştım. Çok güzel bir kızdı. Bana tanıdık geliyordu ama nereden olduğunu çıkaramadım. Acelesi var gibiydi ama aynı zamanda çaresizdi. Gideceği yeri bilmiyordu. Oysa buranın yabancısı gibi de durmuyordu. Sonra onu nereden tanıdığımı anladım. O benim çok küçükken, can dostumun kardeşiydi. Konuştuk onu gideceği yere bıraktım. Sonra aklıma bir şey geldi. O buradaysa can dostumda buradaydı. Sonra can dostuma gittim. Birkaç gün sonra kendimi o saf, aceleci kızla sevgiliyken buldum. Bundan rahatsız olmamıştım. İçimde onu tanımak için karşı konulmaz bir istek vardı çünkü. Onunla çok şey yaşadım. Eğlendim, ilk kez bir kızla pamuk şeker yedim, ilk kez bir kızı kıskandım, hayatıma ilk kez bu kadar saflık girdi. Bu saflığı o kazandırdı bana. En sonunda bulunduğum noktada kendimi ona kapılmış halde buldum. Kalbimi sadece o böyle attırdı. Anladım ki üç yıl önce yaşadığım her şey yalanmış. Asıl gerçek olan bu sahiplenme isteği, kıskançlık, tüm bu arzu... bunun adı aşkmış. Bu aşkı bana yaşatan sadece bir kız oldu ve ölene kadar sadece bir kız olacak. O sensin Eser Nisan Seçkin. Karşısında gördüğün bu adam sana hayvanlar gibi aşık. Seni hayvanlar gibi seviyorum ben."

Gözümden akan yaşlara engel olamadım. O neler yaşamış... o ne kadar çok sevmiş beni. Eymen bana doğru döndü ve yüzümü ellerinin arasına aldı. "Eser ağlama .Bunları ağlaman için söylemedim ben sa-"

"Seni seviyorum... seni seviyorum... seni seviyorum."

Eymen'e sarıldım. Beni sevmeni seviyorum Eymen. Eymen gülen bir sesle konuştu. "Bugün anlaşmamız bitiyor Eser."

"Ah evet." dedim gülerek. "O zaman... sevgilim olur musun Eser?"

"Evet. Olurum."

Sonsuza kadar senin olurum Eymen. Sonsuza kadar...

♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ 

Rüzgar'dan...

Düğün bitti ve çoğu misafir evine gitti.Bizde kalanlarla son fotoğrafları çekiliyoruz. Ayakta durmaktan yoruldum ya. Ama ne halay çektim be. Oh kurtlarımı iyice döktüm valla. Düğünüm döner pasta sayesinde asla unutulmayacak. Tarihe adım altın harflerle kazındı.Çok mutluyum çok. Ha birde geceden geriye en sevdiğim kaldı.

Gerdek kısmı.

Arabaya binip eve giderken aynı geldiğimiz gibiydik. Önde Eser ve Eymen, arkada taze çift. Dışarıyı izleyip deniz havasını içime çekerken birden ayağım sızlamaya başladı. "Ay Yaprak!! Ne yapıyorsun?" Ayağımı çiğnedi.

"Bunu yapmayı unutmuşum ya. Of nasıl unuturum?"

"Neyi unuttun kızım? Ayağımı parçaladın resmen." dedim aci çekerek. "İşte onu unuttum. Sen evet der demez ayağına basmam gerekiyordu. Eylül anne o kadar tembih etmişti ya."

"Ya şu saçma sapan fikirleri bırakın ve çağdaşlaşın biraz."

"Bunlar saçma sapan fikirler değil,geleneklerimiz."

"Tamam tamam. Bastın, artık mutlusundur herhalde."

"Evet mutluyum." Yaprak kafasını çevirip dışarıyı izlemeye başladı. Hala inanamıyorum bu peri kızı benim mi?

Evin önüne geldiğimizde herkesin benden beklediği şeyi yaptım ve Yaprak'ı kucağıma aldım.Alırken attığı tiz çığlık kulağımı tırmalasa da oldukça hafif. Cidden hafif, bu kadar hafif olduğunu düşünmemiştim. O sırada annemlerin kıkırdamalarını duydum. "Bende böyle taşımıştım seni Eylül."

"Sen odaya kadar taşımıştın Doruk. Rüzgar o kadar güçlü değil. İçeri girer girmez bırakır kızı." dedi annem.

"Biz içeri girer girmez şey yapmıştık... neyse toplum içindeyiz şimdi."

Annemle babam birbirine güldü. Şimdi biz hiç anlamadık ya. Aslı annelerin evini bizim ev yaptıkları için biz buraya diğerleri öbür eve girdi. Ve dedikleri gibi girer girmez bırakmadım Yaprak'ı. Merdivene kadar götürdüm yani. Sonra yürüyerek odamıza çıktık. Yaprak saçını çözerken bende gömleğimi, kravatımı çıkarıp duşa girdim. Sanırım fazla uzun kaldım çünkü çıktığımda Yaprak çoktan banyosunu yapmış yatakta uyuyordu. Ayıcıklı pijamalarıyla.

Bende atlet ve şortumu giydikten sonra Yaprak'ın yanına yattım. "Yaprak..."

"Hım."

"Uyuyacak mısın?"

"Hı.."

"Ama biz evlendik ve bilirsin hani bu gece gerdek gecesi." Yaprak hemen yüzünü bana döndü. "Gerdek öyle mi? Sen git Barbara ile gir gerdeğe."

"Ne? Sen Barbara'yı nereden biliyorsun ya?"

"Dün sarhoştun ve tüm gece Barbara... barbara... diyip durdun. Şimdi git Barbara'na."

Kısa süreli şokun ardından silkindim. "Ama karanlık ve sen karanlıktan ko-"

O sırada Yaprak arkasından çıkardığı devimsi şeyi aramıza koydu. "Junior rüzgar var. Ben ona sarılcağım."

"Yaprak saçmalama!!"

"İyi geceler kocacığım."

"Adamı delirtirsin cidden."

Pikemi ve yastığımı alıp odadan çıktım. Yatakta yer yok mübarek. Salondaki kanepeye kıvrılırken içimden bir ses bu evlilikte bu anı çok yaşayacağımı söylüyor.

Bu daha başlangıç...

 

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin