-32-

24.9K 967 92
                                    


Eser'den...

Güneşe karşı bir savaş verirken gözlerimi daha çok sıktım. Ve o sesler kulağımda yankılandı.

"Karşında gördüğün bu adam sana hayvanlar gibi aşık."

Gözlerimi hemen açtım kolumu cimcikledim. Ah gerçekmiş.İçimdeki rahatlamayla yüzümü yıkadım. Üstümü değiştirip saçımı at kuyruğu yaptım. Mutfağa indiğimde annem ve babam kahvaltıyı hazırlıyordu.

"Günaydın anne!! Günaydın baba!!"

"Günaydın Eser."

Aynı anda söyledikleri için kısa bir kıkırdamadan sonra işlerine devam ettiler. "Aslı teyze ve Burak amca nerede?"

"Aile dostunu ziyarete gittiler kızım." dedi annem. "Başbaşayız desenize." dedim neşeyle.

"Sen bugün fazla mutlusun. Anlat bakalım." dedi babam karşıma oturarak. "Hım peki. Baba anneme aşık olduğunu nasıl anladın?"

Konu ilgisini çekmiş olacak ki annemde masaya oturdu ve çayları doldurdu. Babam önce şaşırdı sonra konuşmaya başladı. "Onunla ilk havaalanında karşılaştım. Bana bağırıyordu. İlk kez bir kız cazibeme kapılmamış bana öküz demişti."

O sırada annem araya girdi. "Ama öküzdü. Bavulları bana geçirip özür dilememişti."

Babam hafif öksürdü. "Konumuza dönelim. O an aslında çok ilgimi çekmişti. Ama bir daha görmeyeceğim bir kız dedim ve gittim. Uçağa yetiştim ama önde oturan cazgır bir kız bağırıp duruyordu. Sesi cidden çok yüksek ve yırtıcıydı. Uçak türbülansa girdiğinde aynı kız bana tutundu. Cidden ben hiçbir şey yapmadım. Bana direk dedi. Sayesinde birde direk olmuştum. Çok sinir birisiydi. O kızdan tamamen kurtulduğumu sandığım anda hayat bana en büyük kazığını attı. Bu kazığın hayatımın en büyük şansı olduğunu bilemezdim."

Gülerek babama baktım. O da aşkla anneme bakıyordu. Aşk... ilk günkü gibi.

"Sonra kız geldi bana yalvardı. Hoşlandığım biri var bana ders ver deyip durdu. Ciddi anlamda başımın etini yedi, bende en sonunda kabul ettim. Hem eğlenceli olacaktı. Bilirsin Eser yaz tatilleri genelde sıkıcıdır, monotondur. Eylül o yazıma renk kattı. Aslında ona verdiğim her derste bende bir şeyler öğreniyordum. Mesela endişe, kıskançlık, arzu... Zamanla kendimi ona bağlanmış bir halde buldum. Hani ilk aşklar nefretle başlar sözü var ya onun yaşayan örnekleriyiz."

"Cidden öylesiniz. Ee babam itiraf ettikten sonra sevgili oldunuz değil mi?" Babam hafif güldü. "Tam olarak öyle oldu demeyi isterdim. Ama hesapta olmayan tek şey Eylül'ün kalbiydi. O başkasınındı. Bu yüzden onu terkettim."

Ağzım yarı açık şekilde babam ve anneme baktım. "Tam filmlik hikayeniz var ha."

Annem güldü. Meraklandım şimdi. Sonunu biliyoruz hani gözümün önündeler ama... of öleceğim meraktan. "Sonra ne oldu?"

"Sonra Poyraz'ı aradım. Ona sadece üç cümle söyledim. "Eylül seni seviyor.Ben Eylül'ü seviyorum.O benim!!". Bunları söyledikten sonra Poyraz tek birşey söyledi. "Tamam abi hallederiz.". Ondan sonra annene oyun oynadık. O bilerek benim annenle yaptığım şeyleri yaptı, ona beni hatırlattı, özletti. Bir ay sonra annen artık benimdi. Sonsuza kadar."

Gözlerim doldu. Kimsenin babam gibi seveceğini sanmıyorum. Kimsenin. Hele günümüzde aşk bu kadar sıradanlaşmışken, insanlar en ufak şeyi aşk diye nitelendirirken bu daha da imkansız. Onlar imkansız aşk...

"Of çok duygusal. Sonra ne oldu? Evlendiniz mi?" Babamın yüzü birden buruştu. Annem konuşmaya başladı. "Baban bir kaza geçirdi ve hafızasını kaybetti."

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin