KAPI

60 10 0
                                    

Nasıl olduysa bir salaklık yapıp anahtarı denemeye karar verdim. Anahtar kilide hiç zorlanmadan girdi. Girmesiyle "Çat" diye bir ses duyuldu, anahtardan duyduğum en tuhaf ses diyebilirim.

Etrafıma bakındım. Ortam sessiz ve karanlıktı. Yavaşça anahtarı çevirdim. Kapıdan açılma sesi geldi ve kapı biraz aralandı. Korkudan elimi çektim, anahtar kapının üstündeydi. Yavaşça aralıktan baktım ama hiçbir şey görünmüyordu. Korkuya elimi uzatıp anahtarı hızla üzerinden aldım. Bi an yurda doğru koşmak istedim. Sağa dönüp adım atmıştım ki "İçeri gel.." diye bir ses duydum. Korkuyla yutkundum ve kafamı arkaya doğru döndürdüm. Kapının aralığından bir tane göz gördüm, bana bakıyordu sonra da kayboldu. Oraya girmemeliydim, değil mi? Bu yaşadıklarım bunu işaret ediyordu.  Ama gidersem sabah kapıyı açık bulacaklar ve bir şekilde beni bulacaklardır. En iyisi kapıyı kapatıp yurda dönmekti. Ama işler iyi gitti diyemem.

Kapıyı kapatmak için kolunu tuttum kapının. Kendime doğru kapıyı çekerken kapının aralık olduğu bölgeden bir elin bilegimi tuttuğunu hissettim. Aralığa doğru bakınca gene aynı gözü gördüm ve beni kendine doğru aniden çekip kapıdan içeri aldı...

Korkuyla gözlerimi kapattm. Gözlerim kapalıydı belki ama birinin beni çekiştirdiğini biliyordum. Ani bir şekilde durdum ve dengemi kaybederek düştüm. Hala gözlerim kapalıydı.Karşıma ani birinin çıkacağı korkusuyla  gözlerimi kapalı tuttum ve ellerimle düştüğüm yeri incelemeye başladım.. Soğuk ve nemli... Sonra etrafdan kuş cıvıltısı duydum. Gözlerimi cesaret toplayarak araladım. Etrafda ağaçtan başka bir şey yoktu. Sadece ağacın olması bana huzur verdi. O huzurla gözlerimi daha da açtım. 2.90 yerde yatarken buldum kendimi. Ayağa kalkıp üstümü başımı düzeltim. Sola doğru döndüm, kapı vardı. Sanırım o okula dönüş kapımdı. Hava aydınlıktı, ortamın havası çok farklıydı.İnsana yanlız olduğunu hissettiriyordu. Etrafıma tekrar baktım, kendi kendime " Bi dk, hava karanlık değil miydi?" dedim. Ne tuhaf bir yerdeydim ben böyle?

Kapıdan uzaklaşmayarak yürümeye başladım. Ama etrafda tuhaf bir şey yoktu. Geri dönüp yürümeye başladım. Kapının olduğu yere geldiğimde kapı yoktu. Korkarak sadece şunu diyebildim "Hass.."

İşte şimdi başım beladaydı. Benim olmadığımı anlayınca kim bilir neler olacaktı. Ben bunları düşünürken arkamdan ses geldi.. Hızla dönüp baktım bir şey yoktu. Ama yere bir şey düşmüştü. "Hay talihime sı**m" dedim, çünkü yere düşen anahtardı. Belki o anahtarı kapını orda bıraksaydım beni bulmaları  daha kolay olurdu.İçimden "Üzerimde nasıl bir lanet dönüyor" diye geçirdim. Başımı kaldırıp gökyününe baktım ve bir çektim. Sonradan fark ettim ki hava kararmaya başlammıştı. Bir yer bulmam lazımdı. Ama bu kocaman ormanda nereyi bulabilirdim ki. Çare biraz dolaşmaktı.

Yavaş yavaş sessiz ormanda yürümeye başladım. Üstümde pijamayla donuyordum. Ellerimi bağdaştırdım, bir yandan da etrafa bakıyordum. Yarım saatlik yürümeden sonra durdum yorulmuştum. Hava ise daha da kararmıştı. Durup 5 dk dinlenmeye karar verdim. olduğum yere oturdum. Karşıya baktım. Bir hayvan vardı. Ne olduğunu kestiremedim ama tahminlerimce kurt dedim. Çünkü sivri uçlu kulaklarını görmüştüm. Hayvan havayı kokluyordu. Sonra ayaklarını iki yana açtı, bir hırlama sesi yoktu ama. Bir anda bana doğru koştuğunu  gördüm. Ayağa hızla kalkıp ben de koşmaya başladım. "Lanet hayvan, nerden çıktın ki?!".. Hayvan git gide yaklaşıyordu.

Bi ara kafamı arkaya çevirdiğimde peşimde olanın beyaz bir kurt olduğunu gördüm. Korkum bana hız olarak geri döünce biraz daha koşturduk. Sonra da arkamdan "Dur!" sesini duydum. Arkama baktığımda kurttan başka bir şey olmadığını gördüm. Ben kurda bakarken "Dur!" sesini tekrar duydum. Bunu söyleyen kurttu. Ben durmadım.. Aramızda fazla mesafe olmadığı için kurt bir anda üzerime atladı. Yüzüstü yere yapışmıştım. Kurt beni çevirdi ve "Sana dur dedim!"... Gözlerimi açıp şaşkınlıkla o kurda bakmaktan başka bir şey yapmadım. Sadece içimden"Ha?? Yanlış duymadım değil mi? Kurt konuştu!"

Kurt sanki insan ellerine sahipmiş gibi beni omuzlarımdan tutup salladı"Cevap versene." Susstum, cevap veremedim. Ne diyecektim ki zaten. "Merhaba kurt. Haber?" diyemezdim ya. Konuşmasam da kurt beni parçalayacaktı büyük ihtimalle. Kekeleyerek sadece "Ku-kurt ko-ko-Konuştu!" "Evet konuştum" diye sakince söylendi. Sonra devam etti "Bir dk. Yoksa sen başka bir yerden mi geldin?! Burdan değil misin?!"  Kekemeliğim üzerimde devam ettim "H-hayır. B-buralı değilim.." Kurt üzerimden çekildi ve etrafına panikle bakmaya başladı "Bu imkansız! Buraya gelmenin yolu yok! Buraya nerden-"... Duru, aklına bir şey geldiği belliydi. Yanıma geldi ve ayağa kalkmamı söyledi. Sonra da nerden geldiğimi sordu. Ona okulu ve kapıyı anlattım, en son da birinin beni buraya çektiğini... "Bu lanetin amacı ne?!" Panik hali iyice arttı. Onu böyle görünce ben de panik yaptım "Ne olduğunu açıklar mısın?? Hatta her şeyden önce neresi burası?" Kurt eğik olan kafasını kaldırıp bana baktı. Gözleri çok farklıydı. Gözlerine bakınca parlayan milyonlarca yıldızı görüyordum. Bu durum ne kadar garip olsa da yaşadığım şeylerden sonra bu gayet normaldi.

Benle göz kontağını kurduktan sonra "Karanlığın bitmediği Gökyüzü ülkesine hoş geldin." Sonra da arkasını dönüp ileriye doğru baktı. Ben de sessizce "Gökyüzü mü?" Kurt bir süre konuşmadı. Kulakları havadayı ama.. Bir şey duyduğu kesindi. Ben de bir süre sonra ileriden iki kişinin geldiğini gördüm. Kurt bana dönüp "Seni göstermem lazım" dedi ve gelen kişilerin yanına hızla gitti. Fazla göremesem bile gelenler gözüme bayağı ürkütücü gelmişlerdi. Bende yavaş yavaş bulunduğum ortamdan uzaklaşmaya başladım. İçimden emin bir şekilde "Bu karanlıkta kimse beni görmez." O kadar da emin olmamak lazımmış. Çünkü arkadan çok tanıdık bir sesin "Dur, bekle!" diye bağırdığını duydum. Bu kovalamacanın tekrar başladığına işaretti. Bu sefer kurda ek olarak iki kişi daha peşimden koşturuyordu. Kovalamaca o kadar uzun sürmedi. Çünkü aniden önüme iki tane leopar çıktı. "Ee yok artık!" diyerek şaşkınlığımı belli ettim. Leoparlar hırlayarak bana yavaş yavaş yürümeye başladı. Ellerimi dur işareti yaparak öne uzattım ve geri geri yürümeye başladım "Ha..Ha ha.... Bu hiç komik değil.." Arkamdan ayak sesleri duyunca kafamı çevirip baktım. Kurt ve diğer iki kişi biraz ilerde durmuşlardır. "Oğlum Efe... Hapı yuttun.." Peki şimdi ne yapacaktım.. Salakça bir hareketim yüzünden buralara düşmüştüm. Burdan acilen kurtulmam lazımdı...

Yaramaz LiseliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin