Akashi Seijurou IV

2K 115 25
                                    

Bu hikayeyi AllurianaAkashi ye ithaf ediyorum -etiketlemiyor nedense- fikir onundu ben de yazıya aktardım bakalım nasıl olmuş yazarken eğlendim umarım siz de eğlenirsiniz

Hafta sonu koltukta yayılmıştın. Saat ilerliyordu ve Akashi'yle buluşman yaklaşıyordu ama hala daha pijamalarınla film izliyordun. Masanın üstü abur cubur ambalajlarıyla doluydu. Filmin en güzel sahnesinde telefon çalmaya başladı. Lanet telefona küfür ederken gözünü filmden ayırmıyordun, bir yandan da elinle masayı yokluyordun. Ekranda, çekildiğinden habersizkenki resmiyle Sei-chan yazısı belirmişti.

Direk kapama tuşuna bastın ve filme devam ettin. Bir süre sonra gene aradı ve gene kapadın. Üçüncü seferde artık açtın ve bıkkın bir şekilde "Ne var?" dedin. Akashi cevabına önce afalladı ama sana bağırıyordu.

"Niye suratıma kapıyorsun?"

"İşim vardı." dedin sadece, kendini koltuğa atıp uzandın. Vücudun kaskatı kesilmişti.

"Birazdan sizlerdeyim. Çıkmaya hazır ol."

"İşin doğrusu-" Yüzünü buruşturup ikiye katlandın. "Dışarı çıkacak halim yok."

"Biraz yürüyüş iyi gelir. Olmadı ben seni iyi hissettirmenin yolunu bulurum." O andaki durumdan -ve biraz da filmin etkisinden- aklın çok yanlış yerlere gitti ve araba farıyla karşılaşmış tavşan gibi kala kaldın. Akashi hattın öbür ucundan adını sayıklarken cevap vermedin. En sonunda hat kapandı.

Kapın çaldığında sonunda hazırlanmıştın. Akashi kapıda seni bekliyordu. Sana gülümseyip elini uzattı. "Gidelim mi?" Başınla onu onaylayıp gülümsemesine karşılık verdin. Elini tutup yürümeye başladınız.

"İlk nereye?" dedin koluna yapışarak.

"Duyduğum kadarıyla gezin bir sirk varmış. Hoşuna gider diye düşündüm." Birden heyecanlanıp onu durdurdun.

"Ama orada yapılanlar çok tehlikeli. Ayrıca hayvanlara nasıl davranıyorlar? Zavallı şeyler çok korkuyordur." Heyecanın anında geçip gözlerin doldu. Ağlamana ramak kalmıştı. Akashi öylece dona kaldı.

"Tamam. Gitmeyiz." Tekrar koluna girip başka bir şey düşündü. "O zaman bizim dondurmacıya gitmek ister misin? Orası güzel-"

"Olmaz." dedin aniden. Elbette Akashi sözü kesilince sinirlendi. "Orası çok bekletiyor."

"Bunu takmıyordun, hatta, daha iyi, demiştin." Hala daha sakinliğini korumaya çalışan Akashi dişlerini sıkıyordu.

"Ya da kabul." dedin heyecanla. Gene sevgi böceğine dönmüştün. "Seninle zaman geçirmeyi seviyorum." Akashi biraz daha bekleyip gene değişime uğrayıp uğramayacağını kontrol etti. Tabi suratına öyle bakması seni rahatsız etti. Bir den kaşlarını çattın.

"Ne?" Sonra gene heyecan yaptın. "Yüzümde bir şey mi var?" Telaşla yüzüne dokundun.

"Neyin var senin?"

"Bir şeyim yok! Hesap mı vereceğim!?"

"Yeter arık. Çok oluyorsun." Akashi sesini yükseltince kuzu gibi sessizleştin.

"Aslında... Gene aylık döneme girdim." Akashi'nin başında üç nokta oluştu ve birden "Ha!?" deyiverdi.

"Neden daha önce demedin? Öyle çıkışmak istemedim. Eee... Ne yapalım o zaman?" Akashi de senin gibi telaş yapmaya ve bazı önerilerde bulunmaya başlayınca kıkırdadın ve tekrardan koluna yapıştın.

"Beni idare edebilirsen tüm gün yanımda ol. O zaman daha rahat geçer."

Tekrar baktım da... Öbür taslağı bulsaydım daha iyidi *aranır*

Kuroko no Basket: Tek PartWhere stories live. Discover now