8.Bölüm

695 40 4
                                    

"Seni seviyorum Zayn"

Ağzımdan çıkan kelimelerin Zayn için neler ifade ettiğini bilmeden,sadece içimden söylemek söylemek geldiği için söylemiştim.Ben bunu söyledikten sonra bana daha da sıkıca sarıldı.Gözlerim yavaş yavaş kapanırken en son hatırladığım şey Zayn'in beni odaya taşıyışıydı.

Sabah muhteşem bir baş ağrısıyla uyandım.Üzerimdeki apırlığın ilk bata ne olduğunu anlamasam da daha sonra bunun Zayn'in kolları olduğunu anladım.Yavaş yavaş Zayn'i uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalkmaya çalıştım.Sessizce banyoya girip yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa doğru yürümeye başladım.Yavaş yavaş yiyecek bişeyler hazırlamaya başladım.Bir yandan dan dün gece olanları düşündüm.Bu kadar duygusal olmaktan nefret ediyorum gerçekten.Herşeyimi duygularıma bağlıyorum.Ve bu gerçekten çok kötü bişey.

Masaya son olarak koyucağım domatesleri doğrarken belimde bir el hissettiğimde gülümsemeden edemedim.Zayn narince dudaklarını boynumda gezdirirken "Günaydın"dedi.Sesi o kadar kısık çkmıştı ki.Bende gülümsememi bastırmaya çalışarak "Günaydın" diye karşılık verdim ona.Doğradığım domatesleri masaya koyduktan sonra masada oturmuş beni bekleyen Zayn'in karşısına oturup bişeyler yemeye başladım.O da bende oturur oturmaz yemeye başlamıştı zaten.

Arada sırada bana bakıp gülümsüyordu.Bende ona karşılık gülümsüyordum.İkimizde kahvaltımızı bitirdikten sonra hazırlanıp evden çıktık.Aslında burdan hiç gitmek istemiyordum.Çünkü burdan gider gitmez sorunlar karşıma çıkıcaktı.

Arabanın kapısını açıp içeri girmemi bekledikten sonra kendisini de arabanın içine attı Zayn.Ardından arabayı çalıştırdı ve uzun bir yolculuk bizi bekliyordu.

"Zayn."dedim sessizce ilgisini çekebilmek için.Bir anlık bana baktıktan sonra gözlerini tekrar yola odakladı."Bu aramızda olanlar gerçekten çok güzel şeyler.Ama ben ..."oturduğu yerde dikleşerek "Ama sen ne?"dedi.Sesi biraz sert çıkmıştı."Ben yapamam."dedim tok bi sesle.Ani bi fren yaptı.Neredeyse kafamı cama çarpıyordum.Bana o kadar sinirli olmasına rağmen "İyi misin"diye sordu.Bu kadar tatlı olmak zorunda mısın Zayn?Yapma bana bunu."İyiyim"dedim.Sesim garip çıkmıştı.Zayn bakışlarını üzerime dikmişti.Benden bi açıklama beklediği belliydi.Nefesimi düzene soktuktan sonra "Zayn yapamam,gerçekten.Bak onca insan bize karşı çıkıyo bunu sende biliyosun"dedim ondan onay bekler bi tavırla."Daha dün gece bana seni seviyorum dedin Emily.Bazı şeyleri çabuk unutuyosun."dedi.Ne yani bunu yüzüme mi vurucaktı."Sana seni sevmiyorum demedim.Anlamıyomusun Zayn yapamam"dedim."Asıl sen anlamıyosun Em.Hayatını başkalarına göre yönetemessin."dedi."Zayn beni eve götür"dedim deminkinin aksine ssakin bir sesle.Gözlerini büyütmüş bir şekilde bana bakıyordu."Ne?"dedi."Eve götür"dedim sadece.O ise sinir olduğunu belirten bir bakış attıktan sonra arabayı çalıştırdı."Sorunlarından kaçamazsın Em.Ne kadar istesende kaçamassın."dedi.Onunla kavga etmek istemiyodum.Çünkü haklıydı.

Eve geldiğimizde beni neyin beklediğini bilmiyordum.Korkarak zili çaldığımda kapıyı Ellie açtı.Normalde kapıyı gülerek açardı ama bugün yüzü düşüktü.Bakışlarımla ona selam verdikten sonra içeriye doğru yürümeye başladım.

Arkamdan yavaş adımlarla Zayn geliyordu.Masada annemle cici babamı(!) görünce azıcık da olan mutluluğum gitmişti.Annem bizi görünce "Odaya değil buraya Emily.Ve sende Zayn."dedi otoriter sesiyle.Oflayarak onlara doğru yönlendirdim adımlarımı onlara yönlendirdim.Masaya oturur oturmaz annem "Yaptığın saygısızlığın farkındasın değil mi ?"dedi.Boğazımdan yavaş yavaş inen su bir anda sanki olduğu yerde kaldı.Öksürmeye başladığımda Zayn elimi sırtımda gezdirmeye başladı.Öksürmeyi kestiğimde annem sert sert bana bakıyordu."Aranızda her ne varsa,artık yok"dedi annem.Şu tablodan anladığım şey;annem bütün evi avucunun içine almış.

"Benim hayatıma karışma hakkını size verdiğimi hatırlamıyorum"dedi Zayn sert bir şekilde."Merak etme sana değil.Kızımın hayatına karışıyorum."diye karşılık verdi annem."Tamam Zayn"diye ağzımı açmıştım ki Zayn beni susturarak "Kızınız kendi kararlarını verebilecek yaşını çoktan geçtiğini sanıyordum."dedi anneme laf sokarak.Annem oturduğu yerde renk değiştirirken sonunda cici babacığımız konuşmaya teşrif etti."Sen karışma Zayn"dedi.Kısa ve net."Bir saniye ya.Burda ben ne oluyorum.Anne sırf sana saygısızlık etmemek için ağzıma açmadım ama yeter.Gerçekten yeter.Benim yerime sen konuşamassın.18 yaşıma girdiğimde sen bu hakkını kaybettin.Gerçi sen babamla boşandığında bu hakkını kaybetmiştin."dedim.Annem bu sefer gerçekten morarmıştı.Ne dieceğini bilemez bir şekilde "E-emily."dedi."Bu konuşma burda bitmiştir.Merak etme Zayn ile aramda bişey yok zaten"dedim masadan hızlıca kalkarken.

Zayn'in kalbini kırdığımın farkındayım ama o an onu bile düşünücek durumda değildim.Merdivenlerden hızlıca yukarıya doğru çıktığımda aklıma babam geldikçe içimdeki ağlama isteğini bastıramaz oldum.Odama girip kapıyı kilitledim.Çünkü Zayn'in arkamdan geliceğini biliyordum.Dediğim gibi de oldu zaten."Em,kapıyı açar mısın?"dedi kapıya vurarak.Ben ise salak gibi "Git başımdan Zayn"dedim."Yanlız kalmak istiyorum"diye bağırdım.O ise kapıya vurmaktan vazgeçmişti.

Saatlerce odamdan çıkmadım.Sadece düşündüm.Zayn'i ,Daniel'i,annemi,babamı kısacası çevremdeki herkesi.Perrie bile aklıma geldi bi ara.Kendi kendime ne yapıyorum ben dedim.Sırf başkaları için kendi mutluluğumdan vazgeçiyordum.Aslında iş biraz garipti.İlk başlarda umursamaz olan çocuk gitmiş yerine bütün dünyanın hayallerini kurduğu Zayn gelmişti.Demekki Zayn'in kalbine dokunmam gerekiyormuş diye düşünmeden edemedim.Sonra bugün yaptığım salaklıklar geldi aklıma.Zayn'i kendimden soğutmamışımdır umarım.

Sonunda odamdan çıkmaya karar verdiğimde aynaya bakıp şişmiş gözlerimi görmezden gelmeyi düşündüm.Ama gözmezden gelinmeyecek kadar kötü görünüyorlardı.Yüzümü biraz da olsa düzelttikten sonra odadan çıkmaya karar verdim.Aşağıya indiğimde kimse yoktu.Aslında bu pekde umrumda değildi.Telefonumu elime aldım ve Daniel'e konuşmamız gereken konular var içerikli bir mesaj attım.Daniel hemen geri cevap verdiğinde bize gelmesini söyledim ve o da 1 saat içinde gelebileceğini söyledi.Bugün günlerden neydi diye düşünürken Cumartesi olduğu aklıma geldi ve sabah Ellie'nin neden mutsuz olduğunu anladım.Bugün hizmetçilerin izin günüydü ve sabah geç gitmek onun moralini bozmuş olmalıydı.Sonra evde tek olduğumu farkettim.Zayn eğer odasında olsaydı çoktan yanıma gelmiş olurdu.Aslında bu biraz moralimi bozmuştu.Çünkü onunla evde yanlız kalmak istemiyordum.Yani Zayn'in gelme ihtimalinde tatsız şeyler olabilirdi.

Yaklaşık 1 saat sonra Daniel kapıyı çaldı.Kapıyı benim açtığımı görünce gülümseyerek içeriye girdi."Kimse yok mu?"dedi evdeki sessizliği görünce haklı olarak."Hayır kimse yok"dedim.Daniel yavaş adımlarla salona doğru gitti.Ben otursana deyince koltuklardan birine yayıldı.Her ne kadar birazdan onunla ayrılma konuşması yapıcak olsam da onunla yaşadığımız şeyleri çöpe atamazdım.Benim için hala çok önemli bir insandı Daniel.

"Daniel,sana ne kadar çok değer verdiğimi biliyorsun,değil mi?"diye başladım konuşmaya.Gülümseyerek kafasını salladığında bende gülümsemek istedim ama az sonra söyleyeceklerim onu gülümseticek cinsten değildi."Bak bazı şeyler oldu.İster istemez birbirimizi kırdık.Sen hata yaptın.Bende hata yaptım."dedim.Tam o sırada kapı açıldı.İkimizde bakışlarımızı kapıya çevirdiğimizde karşımda Zayn ve dudaklarına yapıştığı bir Perrie'yi bulmayı gerçekten beklemiyordum.Daniel burda olduğumuzu göstermek istercesine hafiften öksürdüğünde Zayn ve Perrie bize dönmeyi akıl edebilmişlerdi.İkiside nefeslerini düzene sokmaya çalışırken Perrie utanmış bir şekilde kafasını aşağıya indirmişti.Zayn ise sadece gözlerime bakıyordu.Gözlerinde hiçbir duygu yoktu.Boş boş bana bakıyordu.Gözlerimin dolduğunu hissettim.Ama hayır.Kesinlikle ağlamayacaktım.

"Ben bebeği aldırmaya karar verdim."

Ne kadar çok vote ve yorum gelirse bayram boyunca o kadar çok bölüm gelir.Ama gelmesse bende yayınlamam.Bu konuda ciddiyim.Bu biraz kısa oldu ama eğer bölüm eklersem onları uzun olarak koymayı düşünüyorum.Neyse iyi okumalar herkese.Geçen bölümde yorum yapıp vote verenlere ayrı ayrı teşekkürler <3

Rude BoyWhere stories live. Discover now